Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
KÖŞE YAZILARIM ve MAKALELER Hüseyin TURHAL
Söz Uçar, Yazı Kalır Elinizdeki bu derleme, yıllardır yerel ve ulusal basında yayınlanmış ve yayınlanmamış makale ve köşe yazılarımın bir araya getirilmesinden oluşmaktadır. Kitap, tek bir konuya de...
160. Bölüm

Kutsal Dinler ve Kutsalsız Dinler

28 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Kutsal Dinler ve Kutsalsız Dinler

Dinler tarihine bakıldığında, karşımıza iki tür inanç yapısı çıkar: Biri Allah'ın göndermiş olduğu semavi kutsal dinler, diğeri ise insanların Allah adına uydurduğu, mitolojik, geleneksel, çoğulcu Tanrı inançlarına dayalı kutsalsız dinlerdir.
Kutsalsız dinler, ilk olarak mitolojik ve geleneksel putperest tapınaklardan ortaya çıkmıştır. Bu kutsalsız dinlerin temel amacı; inançlar üzerinden insanlara hükmetme, insanları kendi yetkisi altına alma, tapınak kurallarıyla toplumu yönlendirme, hükümdarları kendilerine boyun eğdirme ve dinî kapitalizm düzeniyle lüks bir saltanat yaşantısı sürerek halkı kendine köle yapmaktır.
Kutsalsız dinler, koyu ve bağnaz bir putperest tapınakçılıktır. Bu tapınakçı dinçilik, mitolojik geleneksel inançlarını kullanarak, korku ve şiddet kültürü ile insanları kendine köle eder. Dinî inançları paravan yaparak, para, mülk ve servet yığarlar. Kendi düzenlerini sürdürmek için farklı inançlara ve dinlere yaşam hakkı tanımazlar. Din adına, inanç adına kendi putperest tapınak putlarını ve mitolojik tanrılarını memnun etmek için; farklı inanç sahiplerini kâfir ilan ederek, din adına insanları öldürme, kesme, işkence etme, kan, vahşet, zulüm ve ölüm gibi icraatları mevcuttur.
Kutsal Dinlerin Amacı
Kutsal dinlere gelince, onlar Tek Tanrı yani Tek Allah tarafından, peygamberler aracılığıyla insanlara gönderilmiş kurtarıcı semavi dinlerdir. Bu kutsal dinlerin amacı, insanları kurtarmak ve kuruluşa erdirmektir.
Bir insan bataklığa düşmüşse, bir insan günaha bulaşmışsa, işte bu insanları kurtarmak için peygamberler ve kutsal dinler geldi.
Tapınakçı putperest dinçilik, günaha bulaşmış insanları vahşice ve acımasızca işkencelerle öldürürdü. "Sen şu günahı işledin veya bizim Tanrılarımıza karşı geldin" deyip ölümle cezalandırıyorlardı. Kendine ve Tapınağa biat etmeyenlere yaşam hakkı tanımıyorlardı.
Kutsal dinlerde böyle bir putperest tapınak dinçiliği yönetimi yoktur. Hiçbir peygamber, din adına insanları öldürme emrini vermemiştir. Hz. Âdem'den Hz. Muhammed'e kadar (Hz. Musa, Hz. Davut, Hz. Yusuf, Hz. İsa Mesih dahil) bütün ilahi peygamberlerin dinî öğretisinde din adına insanları öldürmek yoktur. Hiç kimseye de böyle bir yetki vermemişlerdir. "Şu insanlar günah işlemişler, cezası ölümdür" dememişlerdir. Çünkü kutsal dinler ve gerçek peygamberler insanları öldürmeye değil, günaha bulaşmış insanları cezalandırmaya değil, insanları kurtarmaya geldiler. Hiçbir peygamber insanları dine ve inanca zorlamamış, dinî inanç baskısı yapmamıştır. Kutsal dinler ve peygamberler; insanları şeytan tuzağından kurtarmak, onlara güzel ahlakı anlatmak, günah bataklığından kurtarıp yeniden yaşama kazandırmak ve insanlar arasında adaleti sağlamak için gelmişlerdir.
Din Çatışması ve Çarpıtma
İlahi dinler, putperest tapınak dinçiliğini önlemek ve kralların halkı sömürü düzenini durdurmak için ilahi adaletle mücadele ettiler. Bu putperest tapınak dinçiliği ile ilahi dinler arasında din çatışması ve dinî savaşlar ortaya çıkmıştır.
Ancak, her gelen peygamberi, putperest tapınak dinçileri ve kral hükümdarlarının desteğiyle ortadan kaldırarak ve her gelen yeni dinin içeriğine putperest tapınak mitolojik geleneksel inançlarını yerleştirerek, yeni dinlerin maskesi altında putperest tapınak dinçiliği şeriat düzenini sürdürmeye devam etmişlerdir.
Din adına insanları öldürme, işkence etme; "günah işlemiş, zina yapmış" diye insanları cezalandırma, taşlayarak öldürme, elini ayağını kesme gibi uygulamaların hepsi putperest tapınak dinçiliği ve firavun kanunlarıdır. Böyle bir uygulama semavi dinlerde yer almaz. Çünkü peygamberler, günaha bulaşmış insanları cezalandırmaya ve öldürmeye değil, onları o bataklıktan ve günahtan kurtarmaya geldi. İnsanları şeytan tuzağından kurtarmaya, onlara doğru yolu göstermeye geldi.
Zina yapmış bir kadını Hz. İsa'ya getirdiklerinde, İsa o kadını taşlanmaktan kurtardı ve "Bir daha günah işleme" dedi. Çünkü günahın cezasını insanlar veremez; günahın cezasını yalnızca Allah verir.
Peygamberlerden Sonraki Durum
Peygamberlerin vefatından sonra, tapınakçı putperest mitolojik geleneksel dinçiler, peygamberlerin dinî öğretisini halktan gizleyerek, yeni dinlerin maskesi altında kendi tapınak inançlarını yerleştirdiler. Şeriat maskesi altından, mezhepler ve tarikatlar yoluyla bu inançları insanlara dayatarak, insanları sömürme, rant, para, mal, mülk yığma ve ganimet elde etmek için, Tanrılar adına dini kullanarak vahşice ve acımasızca işkencelerle katliamlar gerçekleştirdiler. Bu dinî ideolojik stratejiyi en çok zalim hükümdarlar kullanarak, işgal savaşlarıyla sınırlarını genişletmek için dinî bir araç olarak kullandılar.
İçinizdeki kutsalsız putperest tapınak dinçiliği inançlarını, insana zarar veren bu tapınak mitolojik geleneksel inançlarını, bu hurafe, safsata, rivayet ve uydurulmuş dinleri tanımak istiyorsanız ve gerçek ilahi dinleri öğrenmek istiyorsanız; dinleri kutsal kitaplardan anlayarak, okuyarak, düşünerek ve aklınızı kullanarak öğrenebilirsiniz.
Unutmayınız:
Kutsalsız dinlerde: ölüm var, zulüm var, karanlık var.
Kutsal dinlerde ise: kurtuluş var, yaşam var, ışık var, aydınlık var. Sevgi var, barış var, huzur var, eşit adalet var, Allah sevgisi var.
(15 Aralık 2021)
Hüseyin TURHAL
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL