Bugün bilim insanlarının Antik tarihi "ilkel ve barbar" bir dönem olarak tanımlaması ve mevcut teknolojinin bir zamanlar varlığını inkar etmesi büyük bir çelişkidir. Günümüzdeki teknolojik gelişmeleri ve icatları, geçmişin üzerini örterek, eskiden var olan ileri seviye teknolojileri yok saymak ve sanki bugün icat edilmiş gibi göstermek, milyonlarca yıl öncesine ait gerçeklerin gizlenmesi ve bir tür sahtekârlık olarak ele alınmalıdır.

Antik Uygarlıklarda Var Olan İlim ve Sanayi
İnsanlık tarihini, Hz. Âdem’den önceki dönemlerden başlayarak Taş Devri (Yontma ve Cilalı), Tunç, Demir, Bakır, Bronz ve Altın Devirleri ile günümüze kadar irdelediğimizde, tüm çağlarda teknoloji ve sanayinin var olduğunu görmekteyiz. İnsanlık tarihi sıfır noktasından başlamamıştır:
Temel Zanaatlar: Marangozculuk, dokumacılık, tarım, avcılık, tıp.
İlimler: Astroloji, mistisizm, din, müzik.
İleri Teknolojiler:
Denizcilik (Gemi yapımı).
Mekanik Enerji Sistemleri (Su ve hava ile çalışan un değirmenleri).
Ulaşım (Mekanik ile çalışan araba, uçak, helikopter).
Hatta cep telefonlarının bile varlığı iddia edilmektedir.

Sarsılmaz Yapılar ve İleri Mimari
Antik dönemden günümüze ulaşan devasa yapılar, kullanılan ileri teknolojinin kanıtlarıdır.
Yeraltı Yapıları: Sonu olmayan tünel ve dehlizler ileri teknoloji kullanılarak inşa edilmiştir.
Sarsılmaz Kaleler: Matematiksel mimari ve sanat bilimi ile inşa edilmişlerdir.
Büyük Mısır Piramitleri: Matematiksel hesaplama, mimari ve mekanik teknolojinin yanı sıra, ilm-i havas (ruhânî ilimler) ile cin ve ruhani varlıklar kullanılarak inşa edilmiştir.
Nemrut Dağı: Zamana meydan okuyan bir eserdir. Nemrut Dağı'na devasa taş blokların, o dönemdeki son teknoloji helikopterler vasıtasıyla zirveye taşındığı iddia edilmektedir.
Kral Tümülüs Mezar Odaları: Bu iddiaların günümüzde hala ayakta duran somut örnekleridir.
Mısır Piramitleri, Maya Uygarlığı, Nemrut Dağı ve Göbeklitepe gibi yapıları incelediğimizde, Antik dönem insanının "ilkel" ve "barbar" değil, süper bir güce ve ileri bir teknolojiye sahip olduğunu apaçık görmekteyiz. Arkeologlar ve tarih bilimcileri bu gerçekleri arkeolojik verilerden gizlemeye çalışsalar bile, kanıtlar ortadadır.

Büyük Felaketler ve Bilimin Yok Edilişi
Bu ileri medeniyetler çeşitli felaketler sonucunda yıkıma uğramıştır:
Doğal Afetler: Büyük Nuh Tufanı ile bütün uygarlıklar yerin dibine battı. Büyük deprem felaketleri ile Mu Kıtası ve Mu İmparatorluğu yeryüzünden silindi.
Savaşlar ve Cehalet: Acımasız Antik Dönem Savaşları büyük yıkım getirdi. Büyük İskenderiye Kütüphanesi yakılarak Antik Dünya karanlığa gömüldü.
Dogmatik Dinlerin Etkisi: Dogmatik, tapınak ve putperest dinlerin doğuşu, Antik dönemdeki ilim ve bilimi yok etti. Bilim adamları ve filozoflar taşlandı; bilime, sanata ve teknolojik gelişime engel olundu.
🧩 Kanıtlar ve Günümüz Teknolojisi
Bugünkü teknoloji, Antik dönemdeki bilim ve teknolojinin yalnızca kırıntılarıdır ve henüz o dönemin seviyesine ulaşamamıştır. Modern bilim ve teknoloji, Mısır Piramitleri, Nemrut Dağı ve Göbeklitepe'nin gizemini hâlâ tam olarak çözememiştir.
Mardin Müzesi Buluntusu: MÖ 5500-3000 yıllarına ait olduğu belirtilen dünyanın ilk çocuk oyuncak arabası, dört tekerlekli araçların 7500 yıl önce var olduğunun somut bir kanıtıdır.
Gündelik Eşyalar: Bugün kullandığımız sini (tepsi), san (tepsi), kaşık, çatal gibi gereçlerin bile Paleolitik Çağ'da taştan yapılmaya başlandığı, ardından pişmiş toprak, bakır, tunç, gümüş, altın ve demir gibi materyallerle evrilerek günümüze ulaştığı görülmektedir. Bu da kullanılan her şeyin dünyanın kuruluşundan beri var olduğunu göstermektedir.
🚀 Uzay Bilimi ve Tarihî Yanılgılar
Maya, Mısır, Hitit, Urartu ve Sümer uygarlıkları, ileri seviyede astroloji ve yıldız bilimi ile uğraşmıştır. Hatta bu uygarlıkların Ay'a ilk ayak basanlar olduğu öne sürülmektedir.
Günümüzdeki modern teknolojiye sahip ülkelerin Ay'a ayak bastığı ise kanıtlanmamıştır. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nin Ay'a gittiği iddiasının bir hayal ürünü olduğu ve sadece Arabistan çölündeki bir dağa inerek toplumu yanılttığı iddia edilmektedir. Bu durum, iddiaya göre, sahtekâr bilim insanlarının kurnazlığıdır.

Sonuç ve Çağrı
İnsanlık, daha iyi bir gelecek inşa etmek için geçmiş Antik tarihini etraflıca incelemelidir. Arkeolojik kazılara önem verilmeli, tüm gizemli antik kitaplar ve tabletler çözümlenmelidir. Gerçek bilgiler toplumdan gizlenmemeli ve insanlığın gerçek geçmişi ortaya çıkarılmalıdır.
(4 Aralık 2019 )