Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Kızıl Gezegenin Sırdaşları: Abdi, Taner ve Dila'nın Mars Macerası Roman Hüseyin TURHAL
Kızıl Gezegenin Sırdaşları: Abdi, Taner ve Dila'nın Kozmik Mirası Dünya bittiğinde, umut Mars'ta yeşerdi. Yıl 2085. İnsanlığın son kalesi olan Nova Kolonisi'nde, Yerbilimci Abdi, Pilot Taner ve İleti...
12. Bölüm

VIII. Bölüm: Karanlık Yüzün Sessizliği (Shackleton Krateri)

12 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
VIII. Bölüm: Karanlık Yüzün Sessizliği (Shackleton Krateri)
Titan-I, Dünya’nın tanıdık maviliğini arkasında bırakmış, üç günlük gergin bir yolculuğun ardından Ay yörüngesine girmişti. Gemi, Dünya Savunma Filosu'nun mühendislik harikasıydı; Ares-IV'ten katbekat büyük, ağır silahlı ve neredeyse tamamen zırhlıydı. Ama Abdi, Taner ve Dila, bu metal yığınının bile Gölge Avcıları’nın kadim teknolojisine karşı ne kadar dayanabileceğini bilmiyordu.
Geminin köprüsünde, Dila'nın sesi gergin bir ciddiyetle yankılandı:
"Gölge Avcıları, radarımızda. Hızları... inanılmaz. Önceki tahminimi revize ediyorum. İki saat on dakika içinde bizi yakalayacaklar."
Taner, Titan-I'in kumandasını sıkıca tutuyordu. "İki saat on dakika. Ay'a iniş, yapıyı buluş ve anahtarı almamız için o kadar zamanımız var." Gözleri, hızla yaklaşan tehdidi gösteren holografik haritaya kaydı.
Abdi, omzundaki taşıma çantasında duran Kızıl Mühür'ü hissetti. Mars'tan aldığı bilgelik, ona bu gezegenler arası savaşta sadece bir piyon değil, kritik bir aktör olduğunu söylüyordu.
"Ay'ın karanlık yüzüne gidiyoruz," dedi Abdi. "Shackleton Krateri, gezegen sistemimizdeki en soğuk ve en izole yerlerden biri. Marslıların saklanmak için neden burayı seçtiğini şimdi anlıyorum."
Titan-I, Ay’ın karanlık yüzüne doğru daldı. Işık, yerini zifiri bir karanlığa bıraktı. Yüzey, milyarlarca yıllık çarpışmaların izlerini taşıyan, donmuş kraterlerden oluşuyordu. Dünya'dan bakıldığında hep gizli kalan bu yüz, sonsuz bir sessizlikle doluydu.
Shackleton Krateri'ne yaklaştıklarında, Abdi, Taner ve Dila, özel ısıtmalı, ağır görev Ay giysileri giydiler. Kraterin derinliği, Everest'in yüksekliğine yakındı ve Güneş ışığının asla ulaşmadığı dip kısımlar, evrendeki en soğuk yerler arasındaydı.
Titan-I, kraterin kenarındaki güvenli bir düzlüğe sert bir iniş yaptı. Üç kahraman, dışarı adım attığında, giysilerinin ışıkları hariç her şey karanlığa gömülmüştü.
"Dila, Mühür'ün koordinatlarını Ay topografyasına işle," diye emretti Abdi. "Taner, arkamız çok önemli. Gölge Avcıları'nın gemileri, herhangi bir anda buraya inebilir."
Abdi, Kızıl Mühür'ü Ay yüzeyindeki bir kaya bloğunun üzerine yerleştirdi. Mühür, kırmızı bir nabız gibi atmaya başladı. Abdi'nin zihnindeki Marslı koordinatları, Ay yüzeyinde sanal bir harita oluşturdu.
"İşte burada," dedi Abdi, el fenerini kraterin en derin, en karanlık noktasına tutarak. "Tam da Marslıların söylediği gibi... doğal bir kalkan."
Karanlıkta, buzla kaplı kayaların ve gölgelerin arasında, gözle görülmesi imkansız bir anomali vardı. Abdi ve Taner yaklaştıkça, Mühür'ün kırmızısı daha da parladı ve nihayetinde, gizlenmiş yapı kendini belli etti.
Karanlığın içinde, kristalize olmuş buzlar arasında, devasa, altıgen prizmalardan oluşan, tamamen saydam bir kule yükseliyordu. Marslılar, kuleyi, Ay'ın daimi gölgesine o kadar ustaca yerleştirmişlerdi ki, yapı, ışığı ve radarı emerek, yüz milyonlarca yıldır orada varlığını sürdürmüştü.
"Bu... Bu inanılmaz," diye fısıldadı Dila, kaskının vizöründen yapıya bakarak. "Hiçbir iz, hiçbir enerji imzası yoktu."
Taner, tüfeğini kaldırdı. Gözleri, yapıdan çok, etraflarındaki Ay gökyüzündeydi. "Gizlilikleri harika. Ama şimdi biz bulduk. Ve eğer biz bulduysak, Gölge Avcıları da saniyeler içinde bulabilir."
Abdi, elinde Mühür'le kulenin girişine doğru ilerledi. Yapı, buzdan değil, bir tür organik, donmuş kristalden yapılmış gibiydi. Girişte, tıpkı Mars'taki gibi, Mühür'ün yerleşeceği altıgen bir yuva vardı.
"İçeride ne bulursak bulalım, bu son şansımız," dedi Abdi, kararlılıkla. "Marslılar, tüm umutlarını buraya sakladı. Artık o umudu açığa çıkarma zamanı."
Abdi, Kızıl Mühür'ü, Ay'ın derinliklerindeki saydam kulenin altıgen yuvasına yerleştirdi. Mühür, yuvaya oturduğu an, tüm yapı, donuk Ay grisi yerine, Mars'ın rengi olan yoğun bir kızıl renkle parlamaya başladı. Kraterin dibindeki sessizlik, uzun zamandır beklenen bir fısıltıyla bozulmak üzereydi.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL