VII. Bölüm: Kozmik Regülatör ve Yeniden Doğuş
Kozmik Regülatör küresinden çıkan beyaz ışın, Gölge Avcıları'nın en büyük UFO'suna çarptığında, bir patlama sesi duyulmadı. Bunun yerine, enerji çekimi tersine çevrildiğinde uzaylı gemisinden tüm gücü emen bir sessizlik yaşandı. UFO, gökyüzünde parlayan parlak bir yıldıza dönüştü, ardından ani bir şekilde karardı ve kontrolsüzce Ay yüzeyine düştü.
Diğer Gölge Avcıları duraksadı. Zırhlarından çıkan tiz, metalik sesler, şaşkınlık ve öfkeyi yansıtıyordu. Bir tanesi, Abdi'ye doğru atıldı, ancak Taner'in lazer atışı bu sefer hedefi buldu ve uzaylı, zırhında bir çatlakla yere yığıldı.
Abdi, yerdeki düşmana odaklanmak yerine, küreyi havada tutmaya odaklanmıştı. "Dila! Gölge Avcıları'nın zırhları da çekim enerjisiyle çalışıyor! Regülatörü aç! Tüm güçlerini emmelerini sağla!"
Dila, Titan-I'den telsizle komutları iletiyordu: "Yapıyorum! Sisteme tam güç! Kozmik Regülatör, Gölge Avcıları'nın kullandığı çekim enerjisi dalgasını tam tersine çeviriyor. Onları sarsacak!"
Küreden yayılan beyaz ışık dalgası kraterin içinde hızla yayıldı. Işık, geri kalan üç Gölge Avcısı'na çarptığında, uzaylıların zırhları gürültüyle çatırdamaya başladı. Zırhları hızla karardı, sanki üzerlerindeki tüm güç tükenmişti. Sadece zırh değil, aynı zamanda içlerindeki yaşamsal enerji de zayıflıyordu.
Marslıların Yeniden Doğuş Yasası buydu: Tüketime dayalı bir medeniyet, yaşam enerjisini zorla çekmeye devam ederse, bu enerji kendi kaynağına geri döner ve onları tüketirdi. Gölge Avcıları, evreni tüketerek güçlenen bir virüstü ve bu küre, antivirüstü.
Gölge Avcıları, güçsüz düşerek yere yığıldılar. Ay'ın yerçekimi altında zorlukla hareket ediyorlardı.
Abdi, yorgunluktan yere çöktü ve Kozmik Regülatör'ü yavaşça indirdi. Küre, artık yumuşak, sabit bir ışıkla parlıyordu.
Taner, yanına gelerek yorgunlukla kaskını açtı. "Başardık mı? Gerçekten... bitirdin mi onları?"
"Onları yok etmedim, Taner," dedi Abdi. Sesi kısıktı. "Güçlerini onlardan aldım. Marslılar, intikam değil, denge istemişti. Onlar artık... sıradan canlılar."
Dila, Titan-I'den geldi ve yavaşça yere yığılmış Gölge Avcıları'na yaklaştı. Zırhlarının vizörleri aydınlanmış, altlarından soluk, zarif, neredeyse eterik varlıklar görünüyordu. Yüzleri, şimdiye kadar tanıdıkları tüm düşmanlık ve kibirden arınmış, yorgun ve kayıp görünüyordu.
"Abdi," dedi Dila, sesi titrek ama kararlıydı. "Bu canlılar, güçlerini kaybettiler ama hala hayattalar. Ne yapacağız onlara?"
Abdi, Kızıl Mühür'e baktı. Mühür, kürenin yanındaki yuvadan parlıyordu ve son bir mesajı yansıtıyordu:
"Dengeyi kurduk. Artık Seçim sizin. Mirasımız, insanlığın ellerinde. Birlikte Yükselin ya da Tekrar Düşün."
Abdi, ayağa kalktı. Yüzünde, Mars'ın sırrını çözmenin bilinci ve yepyeni bir sorumluluğun yükü vardı.
"Onları esir alacağız," dedi Abdi. "Ve onlarla birlikte, evrenin geri kalanına Marslıların mirasını taşıyacağız. Güç çekmek yerine, enerji paylaşmayı öğreteceğiz. Dünya için bir tehdit değil, evren için bir köprü olacağız."
Taner ve Dila, Ay'ın karanlık yüzeyindeki bu tarihi karara sessizce katıldılar. Kızıl Gezegen'in Sırdaşları olarak yola çıkmışlardı; şimdi, Kozmik Regülatör'ü ve yanlarında Gölge Avcıları'nın tutsak edilmiş üyelerini taşıyarak, insanlığın kaderini yeniden yazacaklardı.