Kızıl Gezegenin Sırdaşları: Abdi, Taner ve Dila'nın Mars Macerası Roman Hüseyin TURHAL
Kızıl Gezegenin Sırdaşları: Abdi, Taner ve Dila'nın Kozmik Mirası
Dünya bittiğinde, umut Mars'ta yeşerdi. Yıl 2085. İnsanlığın son kalesi olan Nova Kolonisi'nde, Yerbilimci Abdi, Pilot Taner ve İleti...
III. Bölüm: Kodlanmış Miras Abdi ve Taner, yeraltı yapısının ana odasına ulaştılar. Oda, Mars'ın yüzeyinin altında, insan algısını zorlayan bir ölçekteydi; yüzlerce metre yüksekliğinde, dairesel bir kubbeyi andırıyordu. Tavan ve duvarlar, yayılan yumuşak mavi ışıkla parlıyordu. Odanın merkezinde, sinyalin kaynağı olan eliptik nesne asılı duruyordu. Yaklaşık üç metre boyunda, pürüzsüz ve dumanlı camı andıran bir malzemeden yapılmıştı. İçinde, binlerce minik ışık noktası dans ediyor, tıpkı yıldızların bir araya gelip dağılması gibi karmaşık desenler oluşturuyordu. Sismik ritim, nesnenin etrafında oluşan hafif, manyetik bir titreşimden geliyordu. Abdi, hayranlık ve ihtiyatla yaklaştı. "Taner, bu bir makine değil. Bu... bir bilgi deposu." Taner, tüfeğini indirmeden, çevredeki kristal duvarları tarıyordu. "Bilgi mi? Ama nasıl çalışıyor? Ne diliyor? Bana düşmanca gelmeye başladı, Abdi." O sırada Dila'nın sesi, kask hoparlöründen şaşkınlıkla yankılandı: "Abdi, Taner! Nesneye dokunmayın! Nesne, etrafa inanılmaz derecede yoğun ve kodlanmış bir veri akışı yayıyor. Bütün Ares-IV'ün sistemleri, bu veriyi çözmeye çalışıyor ama işlem gücümüz yetersiz." Abdi, nesneye bir adım daha yaklaştı ve eldivenli elini havaya kaldırdı. Titreşim daha da güçlendi. "Dila, bu veriyi çözmek için bir şansımız var mı? Ne olursa olsun, bu gezegenin sırrına dokunuyoruz." "Sistemi zorluyorum," dedi Dila. Birkaç saniyelik bir sessizlikten sonra, Dila'nın sesi zaferle doluydu: "Başardım! Sadece bir parçasını, ama başardım. Bu... bu bir harita. Ve bir kayıt." Abdi ve Taner, soluklarını tuttular. Dila, heyecanla konuşmaya devam etti: "Kayıt, yüz binlerce yıl öncesine ait. Bu yapıyı inşa edenler, Mars'ın asıl sahipleriymiş. Kayıt, 'Marslılar' dediğimiz bu ırkın, gezegenlerinin yok olmaya başladığını bildiğini ve hayatta kalmak için bir çözüm aradığını gösteriyor." Abdi, eliptik nesnenin ışık dansını izlerken fısıldadı: "Uydurduğumuz teoriler doğruymuş. Mars bir zamanlar canlıymış." "Ama bakın asıl ilginç olan ne," dedi Dila. "Kayda göre, Marslılar gezegeni terk etmek zorunda kalmışlar. Ancak, tüm kültürlerini ve teknolojilerini bu nesneye, yani 'Kızıl Mühür' dedikleri bu kapsüle yüklemişler. Ve... gidişleri ani olmuş. Bir tehditten bahsediyorlar." Tam bu anda, yeraltı yapısı, gök gürültüsünü andıran bir sarsıntıyla titredi. Yükseklerdeki kubbe duvarlarından kırmızı toz ve taş parçaları dökülmeye başladı. "Deprem mi?" diye sordu Taner. Dila'nın sesi panikle doluydu: "Hayır! O UFO geri geldi! Koloninin radarında! Bu sefer tek değil. Beş tane! Ve doğrudan bulunduğunuz yere iniyorlar! Enerji imzaları, öncekine göre çok daha agresif!" Abdi'nin aklı hızla çalıştı. Marslıların kaçtığı tehdit, yüz bin yıl sonra geri mi gelmişti? Yoksa bu UFO'lar, Marslıların kendileri miydi? "Kızıl Mühür, Dila!" diye bağırdı Abdi. "Kayıt, ondan nasıl bilgi alacağımıza dair bir şey söylüyor mu? Onlar gelmeden bu bilgiyi almalıyız!" "Evet, buldum! Mühür, fiziksel temasla aktive oluyor. Ama... uyarıyor: Eğer Mühür, doğru zamanda ve doğru kişi tarafından aktive edilmezse, içerideki bilgiyi değil, dışarıdaki canlıyı yok edebilir!" Abdi, UFO'ların iniş gürültüsünün şiddetlendiğini duyabiliyordu. Artık tereddüt etme lüksü kalmamıştı. Eliptik nesneye baktı. Onu Mars'a çeken kadim çağrı, şimdi onun son kararı olacaktı. "Taner, kapıyı kitle! Ne olursa olsun, beni koru!" dedi Abdi ve giysisinin kalın eldivenini çıkardı. Çıplak elini, parlayan, titreyen Kızıl Mühür'ün yüzeyine koydu. Anında, sadece bir titreşim değil, tüm Mars'ı kucaklayan kadim bir bilgelik Abdi'nin zihnine aktı. Mavi ışık, Abdi'nin damarlarında akıyor gibiydi. Gözleri kapandı. Dışarıda, dev UFO'lar, açtıkları deliğin üzerinde asılı durmuş, motorlarından çıkan sesler Mars'ın kuru havasını yırtıyordu. İçerideki Kızıl Mühür'ün rengi, aniden parlak mavi yerine, Mars'ın kendi rengi olan derin bir kızıla döndü. Abdi, Marslıların binlerce yıllık mirasını zihnine kaydederken, kapının dışından metalin eğilme sesi geldi. Uzaylılar gelmişti.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.