Kerbelâ: Aşka ve Şehadete Dair

Değerli Okuyucu,
Elinizde tuttuğunuz bu eser, tarih sayfalarında bir acı hikâyesi olarak değil, ilahi takdire rıza göstermiş bir büyük aşkın ve onurlu bir kıyamın destanı olarak yerini alsın diye kaleme alınmıştır. Kerbelâ, Müslümanlar için sadece hüzünlü bir olay değil; aynı zamanda adalet, merhamet ve zulme karşı duruş konularında ders alınması gereken, zamana yayılmış bir imtihandır.
Bu romanı yazarken amacım, olayı kuru bir kronoloji olmaktan çıkarıp, Muharrem ayının o sıcak günlerinde çadırlarda yaşanan insani dramı, karakterlerin yaşadığı derin manevi çatışmaları ve Hüseyin bin Ali'nin (r.a.) sarsılmaz teslimiyetini yeniden canlandırmaktı. Hz. Hüseyin’in Medine’den ayrılış kararlılığını, Hz. Abbas’ın vefa destanını, Hz. Zeynep’in zalimin sarayında gösterdiği cesareti; bunların her birini, sadece tarihsel bir figür olarak değil, kalbi çarpan, vicdanı konuşan insanlar olarak yansıtmayı arzuladım.
Eserin temelini atarken, İslami tarih kaynaklarının (Taberî, İbn Kesir, Mes'ûdî gibi) en güvenilir rivayetlerine bağlı kalmaya azami özen gösterdim. Ancak roman türünün gereği olarak, o günlerin atmosferini ve karakterlerin duygusal derinliğini yansıtabilmek adına, tarihi olay örgüsünü bozmayacak şekilde edebi bir üslup kullandım ve diyaloglar oluşturdum.
Unutulmamalıdır ki, Kerbelâ’da Hüseyin, kendisini bekleyen acı sonu bilerek yürüdü. Çünkü zilleti kabul etmektense izzetle ölmeyi tercih etti. Onun davası; ne saltanat, ne de şöhret davasıydı. O, dedesi Resulullah’ın (s.a.v.) ahlakının zalim yönetimler altında erimesine izin vermeyen bir ıslah ve uyanış davasıydı.
Bu kitabı okurken, lütfen kendinizi o çadırlarda, o susuzluğun ortasında hayal edin. Ehl-i Beyt’in yaşadığı acıyı hissettiğinizde, o günün mesajının sadece geçmişe ait olmadığını, bugünün ve yarının da zulme karşı duruşunda bir fener olduğunu göreceksiniz.
Müslim’in mektuplarıyla başlayan ve Hz. Zeynep’in hitabetiyle zirveye ulaşan bu hikâyenin, kalbinizdeki Aşk ve Adalet meşalesini daima canlı tutmasını dilerim.
Saygılarımla,
Hüseyin TURHAL
(Yazar)