Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. bretonne
KERBELA Aşka ve Şehadete Dair Roman Hüseyin TURHAL
Bu roman, Hicret’in 61. yılında, zulmün ve dünya hırsının zirveye çıktığı bir dönemde, Peygamber Ailesi'nin onurunu, ahlakını ve adaletini kurtarmak için ödenen en ağır bedelin hikayesidir. Medine’den...
13. Bölüm

9. Bölüm: Son Görüşmeler ve Veda Gecesi

14 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

Kerbelâ Ovası, Tâsuâ ve Aşura Gecesi (Muharrem 9. ve 10. Günleri), 61 H.
Muharrem ayının dokuzuncu günü olan Tâsuâ öğleden sonra, düşman ordusundan gelen sesler kafiledeki herkesin kalbini ürpertti. Ömer bin Sa’d, Ubeydullah’tan aldığı kesin emirle, yarın sabahı beklemeksizin o gün çatışmayı başlatmak istiyordu.
Şimr bin Zülcevşen, atını Hüseyin’in çadırlarına doğru sürdü ve kışkırtıcı bir sesle bağırdı: "Ya Hüseyin! Ya şimdi teslim olursun, ya da az sonra kılıçlarımızla yüzleşirsin!"
Hüseyin (r.a.), kardeşi Abbas’ı gönderdi. "Git, onlardan bu akşamı istirham et. Bu geceyi Rabbimizle baş başa geçirelim, namaz ve dua ile geçirelim. Yarın sabah, Allah’ın hükmü neyse ona razıyız."
Ömer bin Sa’d, Hüseyin’in son isteğini kabul etti ve saldırı, ertesi sabaha ertelendi.
Tâsuâ'nın akşamı, Aşura Gecesi'ne dönüştü. Bu, Kerbelâ’daki son geceydi.
Hüseyin, çadırına çekildi. Kılıcını keskinleştirirken, dudaklarından dökülen mısralar, kaderine olan teslimiyetini fısıldıyordu:
"Ey felek! Sen ne kadar dönek ve ne kadar zalimsin!
Dostlarımın canlarını aldın ve onlara hiç acımadın.
Her iş Allah’ındır. Her canlı O’na dönecektir."
Gecenin ilerleyen saatlerinde, Hüseyin yarenlerini topladı. Çadırın etrafında bir ateş yaktırdı ve onlara son ve en onurlu teklifini sundu. Sesi hem şefkatli hem de kararlıydı:
"Ey dostlarım ve kardeşlerim! Yarın hepimizin şehit olacağı kesindir. Bu adamlar, sadece beni istiyorlar. Gecenin karanlığı sizi sarmışken, ben sizden biatımı kaldırıyorum. Ateşi bir sığınak edinin, bineklerinizi alın ve karanlıkta ayrılın. Kim kalırsa kalır, kim giderse gitsin! Benim boynumdaki sorumluluk sizin üzerinizden kalkmıştır."
Bu sözler, gerçek imtihanın başlangıcıydı. Yarenler birbirlerinin yüzüne baktı.
İlk konuşan, Müslim bin Akîl’in vefalı yoldaşı Züheyr bin Kayn oldu. Sesi güçlüydü:
"Yâ İbn-i Resulullah! Bizi terk mi ediyorsun? Eğer bin kere öldürülüp, bin kere diriltilsem de, senden asla ayrılmam. Bu şehadetin lezzetini bırakıp nasıl giderim?"
Ardından, kardeşi Abbas ayağa kalktı. Gözlerinde nehrin intikamı vardı:
"Kardeşim! Seni düşmanla yalnız mı bırakacağız? Bundan sonra dünya yüzü bize haram olsun! Bizim için hayat, senden sonra zilletten başka nedir ki?"
Hüseyin’in çadırındaki herkes, tek bir ağızdan aynı cevabı verdi: "Senden ayrılmayız ya İmam! Seninle gelen, seninle ölür!"
Hüseyin (r.a.), yarenlerinin bu eşsiz vefası karşısında tebessüm etti. Onlara cennetle müjde verdi.
Sonra, geceyi ibadetle geçirdi. Çadırlardan gelen namaz, Kur’an ve duaların sesi, düşman ordusunun sesini bastırıyordu. Bir tarafta hırs ve uyku, diğer tarafta aşk ve uyanıklık vardı.
Hz. Zeynep (r.a.), kardeşinin çadırına yaklaştı. Yüzünde, göğsünde taşıdığı büyük bir acının gölgesi vardı. O, annesi Fatıma’nın rüyasını görmüş, kardeşinin akıbetini hissetmişti.
"Kardeşim Hüseyin," diye fısıldadı Zeynep. "Yarın olacakları biliyor musun? Bizi kim koruyacak?"
Hüseyin, kız kardeşini teselli etti. Ona sabrı ve teslimiyeti hatırlattı. Ona baktı, sanki son kez bakıyordu.
"Bacım, unutma ki, her şey Allah’ın emriyle oluyor. Şehitlik, bize atalarımızdan miras kalan en büyük izzettir. Bizi sadece Allah koruyacak ve O’nun rızası en büyük sığınaktır."
Aşura Gecesi, Kerbelâ’nın çadırlarında böylece sona eriyordu. Korkunun değil, imanın zirveye çıktığı bu son gece, sabaha şehadet aşkıyla uyanmak için hazırlıktı.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL