Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için, dünyadakiler birbirini kırıp geçiriyorlar. imam gazali
KERBELA Aşka ve Şehadete Dair Roman Hüseyin TURHAL
Bu roman, Hicret’in 61. yılında, zulmün ve dünya hırsının zirveye çıktığı bir dönemde, Peygamber Ailesi'nin onurunu, ahlakını ve adaletini kurtarmak için ödenen en ağır bedelin hikayesidir. Medine’den...
8. Bölüm

5. Bölüm: Kûfe Yolculuğu

14 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

Mekke’den Ayrılış ve Çöl Yolları, Zilhicce Ayı Ortaları, 60 H.
Hac mevsimi yaklaşıyordu. Mekke, dünyanın dört bir yanından gelen hacılarla dolup taşmak üzereydi. Ancak Hz. Hüseyin (r.a.), bu kutsal ibadeti tamamlamadan, 8 Zilhicce günü (Terviye Günü), ailesi ve yanındaki yetmiş iki kişilik sadık topluluğuyla birlikte Mekke’den ayrıldı.
Onun bu aceleci ayrılışının iki sebebi vardı: Birincisi, Kûfe’den gelen coşkulu davet mektupları ve Müslim bin Akîl’in acil gelmesini isteyen mektubuydu. İkincisi, Yezid’in Mekke’ye gönderdiği bir birliğin onu öldürme planını öğrenmesiydi. Hüseyin, Kâbe’nin kutsiyetini kanla kirletmektense, şehadeti çölde aramayı tercih etti.
Ailesi ve yarenleriyle birlikte yola çıkan Hüseyin, bu yolculuğun sadece bir şehre gitmek değil, adalet için çıkılan bir kıyam olduğunu biliyordu.
Hüseyin’in Mekke’den ayrılacağını öğrenen akrabaları ve sahabeler, büyük bir endişeye kapıldılar.
Abdullah bin Abbas, tekrar yanına geldi. Gözleri yaşlıydı: "Ya Hüseyin! Seni Irak’ta yalnız bırakırlar, babana ve kardeşine yaptıkları gibi sana da vefasızlık ederler! Eğer illa bir kıyam yapacaksan, burada kal, Mekke halkı seninle biat etsin."
Hüseyin, İbn Abbas’a sarıldı, ancak geri dönmeyecekti:
"Ey Amca Oğlu! Ben, Allah Resulü’nü rüyamda gördüm. Bana emredildi: 'Yürü git! Allah, senin şehadetini ve ailenin esaretini görmeyi diliyor.' Kaderin çağrısı budur. Ben bu emre icabet etmeliyim."
Yola çıktıktan birkaç gün sonra, yolda Kûfe’den ayrılmış olan Şair Ferezdak ile karşılaştı. Hüseyin, ona Kûfe halkının durumunu sordu.
Ferezdak, acı bir gerçekle yüzleştirdi onu: "Ey Resulullah’ın torunu! Halkın kalbi seninle, ama kılıçları Beni Ümeyye ile beraberdir!"
Bu sözler, Hüseyin’in kalbine saplanan ilk hançerdi. Kûfe’nin riyakârlığına dair ilk somut uyarı gelmişti. Ancak o, yoluna devam etti. Artık geri dönmek, korkaklık ve zalimin önünde eğilmek demekti.
Yolculuk ilerledikçe, Hüseyin’e yolda katılan ya da ona ulaşan yeni haberciler geliyordu. Bu haberciler, Müslim’in mektubundan sonra yola çıkmışlardı ve Hüseyin’i Kûfe’ye gitmekten vazgeçirmeye çalışıyorlardı.
Bir yerde, Müslim’in akıbetinden haberdar olan bir Kûfeli heyetle karşılaştılar. Bu heyet, ellerini ovuşturarak fısıldadı: "Müslim ve Hânî şehit edildi! Kûfe’de her yer Ubeydullah’ın askerleriyle dolu! Geri dön!"
Bu haber, Hüseyin’in çevresindekileri derinden sarstı. Yanındaki bazı yarenler, geri dönmek için yalvarmaya başladı.
Ama Hüseyin, bu acı gerçek karşısında bile sarsılmaz bir metanet gösterdi. Yüzünde, ilahi bir teslimiyetin huzuru vardı. O, artık bir davası olduğunu biliyordu. Bu davanın bedeli ne olursa olsun ödenmeliydi.
Ağabeyi Hz. Hasan’ın oğlu Kâsım, amcasının kararlı duruşunu görüyordu. O ve diğer gençler, babalarının mirasını taşıyorlardı.
Hüseyin, yoldaşlarına döndü, Müslim’in şehadetinin kendisi için ne anlama geldiğini açıkladı:
"Müslim ve Hânî bizim için şehit oldular. Onlar, Allah’a kavuştular. Onlar için Allah’tan mağfiret dilerim. Bu haber, benim kararlılığımı daha da artırıyor. Ölüm, insana ancak hayır getirir. Zilleti kabul etmektense, izzetle ölmeyi tercih ederim."
Hüseyin, yolu değiştirmeyi reddetti. Kûfe’ye gitmekten vazgeçti, ancak Medine’ye de dönmedi. Çölün derinliklerine, Fırat’a doğru ilerlemeye devam etti.
Onun yolu artık ilahi takdirin belirlediği yoldu. Bu yol, onu kısa süre sonra, Yezid’in ordusuyla ilk kez yüzleşeceği noktaya, kaderin kapısına getirecekti.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL