Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld
KAVUŞMAYAN AŞK ROMAN Hüseyin TURHAL
İstanbul'un baharında, üniversite kampüsünün naifliğinde başlayan ve imkansızlıkla mühürlenen bir aşkın hikayesi. Elif (Şehir ve Bölge Planlama öğrencisi), ailesine olan sorumlulukları nedeniyle aşka...
3. Bölüm

BÖLÜM 3: Ayrılık Rüzgarı ve Yılların İzleri

23 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
KAVUŞMAYAN AŞK

BÖLÜM 3: Ayrılık Rüzgarı ve Yılların İzleri

Ayrılık rüzgarı, İstanbul’dan sert esti. Elif, Deniz’in nişan haberini aldıktan sonra, duygusal bir sarsıntı yaşamış ama bunu dış dünyaya asla belli etmemişti. Kalan son döneminde, kendini derslerine ve mezuniyet projesine adadı. Artık tek bir amacı vardı: Kimseye, özellikle de Meral Hanım gibi insanlara, statüsünün bir engel olduğunu kanıtlamamak.
Üniversiteden birincilikle mezun oldu. Mezuniyet töreninde, ailesinin gururlu bakışları altındaydı. Deniz de kalabalığın arasındaydı; ailesiyle gelmiş, Cemre’nin hemen yanında duruyordu. Gözleri, Elif’i aradı ve buldu. Elif’in kendinden emin duruşu, pırıl pırıl parlayan zekası, onu hem gururlandırdı hem de büyük bir acıyla boğdu. Ona sadece bir bakış attı, o bakışta yılların pişmanlığı ve yenilgisi vardı. Elif ise başını çevirip, diplomasını alırken sadece ileriye baktı.
Ertesi hafta, Elif memleketine döndü. Kendi ayakları üzerinde durmak için küçük bir mimarlık firmasında işe başladı. İstanbul’un karmaşık, varlıklı dünyası geride kalmıştı. O, taşranın sakin, daha dürüst ve kendi gerçekleriyle yüzleşen dünyasında, kendine yeni bir hayat inşa etti. Başarılı oldu. Kendine ait bir ev aldı, ailesini rahat ettirdi ve kısa sürede çalıştığı firmanın en kıdemli planlamacılarından biri haline geldi. O şiir defterini, sandığının en dibine, kimsenin bulamayacağı bir yere sakladı.
Beş yıl geçti.
Deniz’in adı, uluslararası mimarlık dergilerinde sıkça geçiyordu. Göz kamaştırıcı projeleri, ödülleri ve ‘yüksek cemiyet’ yaşamı manşetlerdeydi. Ailesinin istediği gibi, o parlak, kusursuz ve boğucu hayatı yaşıyordu. Evliliği, dışarıdan mükemmel görünüyordu. Cemre, ona her sosyal ortamda eşlik ediyor, kusursuz bir ‘first lady’ gibi davranıyordu. Ancak Deniz, evliliğin içindeki boşluğu, her gece yastığa başını koyduğunda hissediyordu. Yüreği, Sahaf’ta bıraktığı o ‘gizli bahar’ için sızlıyordu.
Elif'in çalıştığı firma, ulusal çapta büyümüş ve İstanbul'da büyük bir projeye ortak olmuştu. Elif, projenin başındaki isim olarak yeniden İstanbul’a dönmek zorundaydı. Bu dönüş, onun için sadece mesleki bir zorunluluktu; geçmişle yüzleşmeye hazır değildi, ama artık korkmuyordu.
İstanbul’daki yeni ofisine yerleştiğinde, firmanın İstanbul şubesinin yeni ortağıyla tanıştırıldı: Aras.
Aras, Deniz’in uzaktan akrabasıydı; zeki, başarılı, ama Deniz’in aksine sosyal statü takıntısı olmayan, sıcakkanlı bir iş adamıydı. Elif’i üniversite yıllarından uzaktan tanıyor, onun azmine ve zekasına hayranlık duyuyordu.
“Elif Hanım, sizinle ortak çalışmak büyük bir onur,” dedi Aras, samimi bir gülümsemeyle. “Üniversitedeyken bile çizdiğiniz yörünge, herkesin dikkatini çekiyordu.”
Aras, Elif’e sadece profesyonel bir ilgi göstermiyordu; onun güçlü duruşuna, başarısının ardındaki sessiz mücadeleye hayrandı. Elif’i, Deniz’in çevresindeki yüzeysel kadınlardan çok farklı buluyordu. Aras, dürüst ilgisiyle Elif’in etrafındaki buzları kırmaya başladı. Elif, yıllardır kimseye açmadığı kalbini, Aras’ın samimi desteği ve saygısı karşısında biraz olsun gevşetti.
Birkaç ay sonra, ortak projenin kritik bir toplantısı vardı. Dev bir ihale için son sunum yapılacaktı. Elif, toplantı salonuna girdiğinde, masanın karşısında oturan, artık daha olgun, daha resmi ve yorgun görünen adamı fark etti.
Deniz.
Yılların hasreti ve acısı, bir bakışta yeniden alevlendi. Elif’in boğazı kurudu. Deniz’in parmağındaki kalın, parlak alyans, Elif’e acı dolu gerçeği hatırlatan, görünmez bir duvardı.
Deniz, Elif’i gördüğünde nefesi kesildi. Karşısında duran kadın, eski Elif değildi. Daha güçlü, daha kendinden emin, adeta çelikleşmişti. Gözlerindeki hüzün hala oradaydı, ama şimdi yerini profesyonel bir ciddiyet almıştı.
Toplantı boyunca, ikisi de birbirleriyle göz teması kurmaktan kaçındı. Sadece iş konuştular, sesleri profesyonel maskelerinin altından zar zor çıkıyordu.
Toplantı bittiğinde, koridorda kaçınılmaz bir karşılaşma yaşandı.
“Elif,” diye fısıldadı Deniz, sesi beş yıl önceki ayrılığın pişmanlığıyla doluydu. “Sana bakmak... Sanki zamanda yolculuk yaptım.”
Elif, durdu. Sırtı dikti. “Deniz. İş hayatında da başarılı olmana sevindim. Ama zamanda yolculuk, sadece filmlerde olur. İlerlememiz gerekiyor.”
Deniz, çaresizce baktı. “Ben ilerleyemedim, Elif. Sadece yer değiştirdim. Sen gerçekten gitmişsin. Ve ben... Ben çok büyük bir hata yaptım.”
Elif, kalbinin acıdığını hissetti, ama bunu belli etmedi. Yüzüne soğuk bir ifade yerleştirdi.
“Hata, ya da doğru seçim. Ne önemi var ki, Deniz? İkimiz de kendi yolumuzu seçtik. Senin yolun, yanındaki hanımefendiyle devam ediyor. Benimki de öyle.”
O sırada Aras, elinde kahvelerle yanlarına geldi. “Elif, kahveni getirdim. Ah, Deniz. Ne tesadüf, değil mi? Elif Hanım’la beraber büyük işlere imza atacağız.”
Aras, doğal bir sahiplenme ve sevgiyle Elif’e baktı. Deniz’in gözleri, Aras’ın bakışındaki samimiyeti anladı. O an, Elif’in hayatında artık kendisinden başka birinin olduğunu dehşetle fark etti.
Deniz, elini uzattı, eli titriyordu. “Başarılarınız daim olsun, Elif Hanım.”
Elif, elini sıktı. Soğuk ve kısa bir dokunuştu. Yılların acısı ve hasreti, o kısa temasta patladı.
Deniz, koridorda tek başına kalırken, alyansını sıktı. Anladı ki, Elif’i kaybetmekle kalmamış, onun kalbini de geri dönüşü olmayan bir şekilde mühürlemişti. Ayrılık rüzgarı dinmişti, ama geride bıraktığı izler, bir ömür boyu sürecekti.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL