Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Karakuş Tümülüsü Soygunu Roman Hüseyin TURHAL
Adıyaman... Kartalların ve Kommagene Krallarının kadim toprakları. Karakuş Tümülüsü, binlerce yıldır Fırat’ın kenarında, Kommagene Krallığı’nın kayıp bir sırrını, efsanevi Kraliyet Mührü’nü saklıyord...
13. Bölüm

Bölüm 10: Miras ve Sonsöz

13 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Karakuş Tümülüsü Soygunu
Bölüm 10: Miras ve Sonsöz
Karakuş Tümülüsü Soygunu davası, Adıyaman’ı ve uluslararası arkeoloji dünyasını günlerce meşgul etti. Uluslararası Kaçakçılık şebekesi lideri ‘Kartal’ın yakalanması, Türkiye’nin tarihi eser kaçakçılığıyla mücadelesinde büyük bir zafer olarak kaydedildi.
Olayın üzerinden haftalar geçti. Adıyaman'ın üzerindeki kış sisi dağılmış, bölgeye dingin bir hava hakim olmuştu. Polis soruşturmaları derinleşirken, Komiser Davut’un adı cesareti ve zekasıyla anılıyordu. Başarılı operasyon ve Kommagene Krallığı Mührü’nün kurtarılması, ona Emniyet içinde hak ettiği itibarı kazandırdı. Davut, terfi teklifini kabul etti ve ilin Kültür Varlıklarını Koruma Şubesi’nin başına getirildi. Artık görevi sadece suçluları değil, o suçluların hedef aldığı tarihi eserleri de bizzat korumaktı.
Komiser Davut, Karakuş Tümülüsü’ne son kez, sivil kıyafetleriyle, artık bir suç mahalli değil, bir anıt olarak bakmaya geldi. Gündoğumu anındaki o gizemli kapı, özel bir arkeolojik yöntemle kapatılmıştı. Kartal heykeli, eski görkemiyle göğe bakmaya devam ediyordu.
Arkeolog Nurten ise, hayatının en önemli bilimsel başarısına imza atmıştı. Kraliyet Mührü’nün bulunması ve kurtarılması, ona uluslararası ün kazandırmıştı. Nurten, Mührü'nün Kommagene Krallığı'nın yönetim ve dini ritüellerindeki rolü üzerine kapsamlı bir çalışma başlattı.
Kraliyet Mührü, titiz bir restorasyon ve konservasyon sürecinin ardından, Adıyaman Arkeoloji Müzesi’nin en değerli parçası olarak, özel korumalı, loş ışıklandırılmış bir bölümde sergilenmeye başladı. Ziyaretçiler, jade taşından yapılmış bu mütevazı ama paha biçilmez eserin önünde saygıyla duruyordu.
Nurten, Mührün sergi açılışında bir konuşma yaptı. Konuşmasında ne ‘Kartal’dan ne de Antikacı Ahmet’ten bahsetti. O, bilimin ve tarihin gücünden bahsetti:
"Bu küçük mühür, sadece bir sanat eseri veya bir servet değildir. O, binlerce yıl önce yaşamış insanların inancının, yönetim biçiminin ve sanatının somut bir kanıtıdır. Definecilik, geçmişimize karanlık bir el uzatır. Ama biz, bilim ve kararlılıkla, o karanlık eli durdurabiliriz. Bu mühür, Adıyaman’a, ülkemize ve tüm insanlığa aittir."
Son Perde:
Davut ve Nurten, müzede, Mührün sergilendiği bölümün dışında, kalabalık dağıldıktan sonra buluştular.
"Huzur verici bir manzara, değil mi?" dedi Nurten, cam bölmenin arkasındaki Mühür’ü işaret ederek.
Davut gülümsedi. "Öyle. Artık sadece suçluların peşinde koşmak yerine, koruduğumuz şeylerin ne kadar değerli olduğunu her gün göreceğim."
Nurten, Davut’a döndü. "Karakuş artık güvende. Ama Adıyaman’ın tarihi eserleri bitmez, Komiserim. Sırlar devam eder."
Davut, omzunu silkti. "Olsun. Ben de artık bu sırların peşinde koşmayı öğrendim, Arkeolog Hanım. Bir dahaki sefere, belki de bu kez bir tünel yerine, eski bir mezar odasının şifresini çözmek için bir araya geliriz."
İkisi, aralarında gelişen derin saygı ve işbirliği ile vedalaştılar. Davut, koruma ekibindeki yeni görevine odaklanırken; Nurten, bilimsel keşiflerinin peşine düştü.
Karakuş Tümülüsü Soygunu, Adıyaman'ın tarihinde bir dönüm noktası oldu. Suçlular yenilmiş, piyonlar tutuklanmış ve Kraliyet Mührü, ait olduğu topraklarda, tüm ihtişamıyla sergilenmeye başlamıştı.
Roman, güneşin Karakuş Tümülüsü’nün üzerindeki Kartal heykeline son bir kez vurması ve heykelin, sanki ebediyen mirası koruyormuş gibi dimdik durmasıyla sona erdi.
Son Cümle: Kartalın gölgesi, artık sadece geçmişi değil, geleceği de koruyordu.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL