Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
HAZİNE AVCILARI (Hikayeler) Hüseyin TURHAL
Hazine Avcıları: Antik Dünyanın Kapıları Açılıyor! Bu kitapta, define avcılarının nefes kesen maceralarına tanık olacak, heyecan dolu bir serüvene atılacaksınız. Tarihin derinliklerinde gizlenmiş, u...
6. Bölüm

Eski Dostlar, Yeni Sırlar

16 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Hazine Avcıları - 6
Hikaye

Eski Dostlar, Yeni Sırlar

Avcılar'daki köhne bir kahvehanenin loş ışığında, definecilerin o meşhur, dumanlı sohbetleri yine koyulaşmıştı. Hepsi, yılların verdiği yorgunluğu ve toprağın gizemini yüzlerinde taşıyan adamlardı. Masa etrafına dizilmiş, birbirlerinin hikayelerine kendi maceralarının tuzunu biberini ekleyerek anlatıyorlardı. Bir nevi, defineci kulübüydü bu.
Sözü, grubun en yaşlısı ve en çok görenlerinden olan İhsan Amca aldı. Gözlüğünü düzeltti, sesine o kaçınılmaz ciddiyeti yerleştirdi:
"Biz bir gün, öyle bir yerde kazı yaptık ki, toprağın dili olsa konuşurdu. Metrelerce indik. Sonunda, toprağın rahminden çıkar gibi bir şey bulduk. Bir çömlek. Öyle sıradan değil, sanatı var. İçi, o kadar yılın yorgunluğuna rağmen sapasağlam duran, tuhaf tohumlarla doluydu. Fasulyeye benziyor, ama değil..."
Birkaç soluklandı, çayından bir yudum aldı. Masadaki merak, bir anda tavan yapmıştı.
"Neyse," diye devam etti İhsan Amca, "Biz o çömleği, usulüne uygun, müzeye teslim ettik. Bir arkeolog geldi, gözlüklü, ciddi bir adam. Saatlerce inceledi, laboratuvarlarda tahlil etti. Sonra yanımıza gelip, o kibar, bilimsel sesiyle ne dese beğenirsiniz?"
İhsan Amca, tam doruk noktasına gelmişti. Herkesin gözü ondaydı.
"Dedi ki: 'Beyler, bu kap içindeki taneler, tahminen milattan önce iki binli yıllara ait, korunmuş kuru fasulye taneleridir. Yani... tam dört bin yıllık bir kuru fasulye çorbasının hammaddesi.'"
O an, masada kısa bir sessizlik oldu. Ardından, en köşede oturan, her lafa maydanoz olmayı seven Yaşar, yüzünde alaycı bir gülümsemeyle araya girdi. Sesi, ortamdaki ciddiyeti paramparça etti:
"Vay be İhsan Amca! Dört bin yıllık çorba ha? Peki usta, çorba hâlâ sıcak mıydı? Üzerinden buhar kalkıyor muydu onu söyle!"
Kahkaha tufanı koptu. İhsan Amca önce kaşlarını çattı, sonra o da dayanamadı. Gözleri kısılmış, Yaşar'a bakarak kahkahalara karıştı. Zira definecilik, tam da buydu: Toprağın altındaki dört bin yıllık ciddiyetle, anlık bir espriyle bunu alaya almanın o tuhaf, karşı konulmaz bileşimi. Yeni sırlar, eski dostlarla böyle paylaşıldı.

Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL