Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
HALACI MANSUR Roman Hüseyin TURHAL
Mansur bin Hüseyin, bilinen adıyla Hallac-ı Mansur... O, asırlar boyunca, tasavvuf yolcularının bir ucu keskin kılıç, diğer ucu ise sonsuz bir aşk denizi olan menkıbesi olagelmiştir. O, zühd ve riyaze...
21. Bölüm

Bölüm 8: Sözün Ateşi Meydan ve Hüküm

5 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

Bağdat’ın ana meydanı, o sabah soğuk ve kalabalıktı. Kış güneşi, kalabalığın üstündeki gerginliği dağıtmaktan uzaktı. Mansur, zincirlerle bağlanmış, bir direğe yaslanmıştı. Vücudu, önceki kırbaç darbelerinden kalma yaralarla kaplıydı; her nefesi bir çile, her bakışı bir meydan okumaydı. Ama o, tüm acısına rağmen, dünyanın omuzlayamayacağı bir huzur taşıyordu.
Kadı, halkın gürültüsünü bastırmak istercesine gür sesiyle kürsüden haykırdı. Etrafındaki ulemadan ve devlet adamlarından oluşan kalabalık, Mansur'un inancından dönmesini bekliyordu.
Kadı: "Ey Hüseyin bin Mansur! Sana son bir fırsat verilir. Bağdat’ın ulemaları, senin sapkınlığına hükmetti. Ya dilinden dökülen o küfrü geri alırsın, tevbe edersin; ya da bu meydan, senin kanınla yıkanır! Söyle, vazgeçtin mi o 'Ben Hakkım' sözünden?"
Kadı'nın sorusu, meydandaki binlerce kişinin sessizliğinde yankılandı. Mansur’un yüzü, Kadı’ya değil, meydandaki her bir çaresiz yüreğe dönüktü. Gözlerinde ne korku ne de pişmanlık vardı; sadece aşkın verdiği derin, yakıcı bir şefkat.
Zirvedeki Feryat
Mansur, kuru dudaklarını araladı. Sesi, kırbaçlanmaktan incelmiş olsa da, kalabalığı delip geçti.
Mansur: "Vazgeçmek mi? Ben, kendimden vazgeçtim; ama o sözden asla! Çünkü o söz, benim değil, benim içimden konuşan, beni var eden ve bana can veren O’nun sözüdür!"
Kalabalık homurdandı. Kadı’nın kaşları çatıldı.
Kadı: "Bizi aldatmaya kalkma! Sen bir kulsun! Nasıl olur da Yüce Yaratıcı’nın sıfatını kendine layık görürsün? Küstahlığın sonu budur! Son kez soruyorum: Sen kimsin?"
Mansur, bu soruyu bekliyordu. Boynundaki zincirleri umursamadan başını dimdik yukarı kaldırdı. O an, ne bir derviş ne de bir hükümlüydü; o, aşkın ve hakikatin ta kendisiydi.
Meydanın üzerindeki hava, aniden bir fırtına öncesindeki gibi ağırlaştı. Mansur’un göğsünden, ne bir feryat ne de bir itiraz; sadece mutlak bir hakikat patladı.
Mansur: "Ben mi? Ben bir hiçim! Ancak, sizin tapındığınız Hakikat, benden konuştuğu an, ben O'yum!"
Mansur’un sesi, Kadı’nın hükmünü, cellatların kılıcını, hatta Bağdat’ın gürültüsünü bile susturdu. Kelimeler, havada yayılan bir enerji gibi titreşti.
Mansur: "Ene'l-Hak! Ene'l-Hak! Ene'l-Hak!"
(Ben Hakkım! Ben Hakkım! Ben Hakkım!)
Sözün Karşılığı
Bu, bir itiraf değil, bir ilandı. Bir dervişin, ilahi birliği idrak etmesinin son ve en yüksek ifadesiydi.
Kadı’nın eli titredi. Bu sözler, onun dünyasının direklerini sarsıyordu. Öfkeyle elindeki fermanı havaya kaldırdı.
Kadı: "Taşlayın! Bu kafirin sesini susturun! Bırakın, halk kendi elleriyle bu sapkınlığın cezasını versin!"
Mansur, yüzünde beliren o meşhur, tebessümüyle başını yana eğdi. Gözleri, meydandaki en sadık dostu Şibli'yi buldu. Şibli'nin gözleri yaşlıydı.
Mansur, sessiz bir dille, "Unutma Şibli, hürriyetin bedeli budur," der gibi baktı.
Ardından, kalabalıktan ilk taşlar gelmeye başladı. Sırtına vuran her taş, onun için dünyadan bir zincirin daha çözülmesi demekti. Mansur gülümsüyordu. Çünkü bu meydan, onun için bir idam sehpası değil, sonsuzluğa açılan bir kapıydı.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL