İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa, affedip de pişman olmak daha iyidir. cafer b. muhammed
Hacı Bektaş Veli (Erkek Dişi Sorulmaz) Roman Hüseyin TURHAL
Aşkın ve Hoşgörünün Destanı: Hacı Bektaş Veli Romanı Yazar: Hüseyin TURHAL 13. yüzyıl Anadolu’su. Topraklar kanla, gönüller korkuyla sulanırken; bir derviş, Horasan’dan getirdiği Vahdet (Birlik) fel...
58. Bölüm

Bölüm 12: Kutsal Olan İnsandır

8 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

Hacıbektaş: Çağlar Boyu Bir Ocak
Günümüz... Cemal'in torununun torunu olan Elif, Sulucakarahöyük'te, artık Hacıbektaş adını taşıyan ilçede yaşamaktadır. Tekkeler yüzyıllık bir aradan sonra, 20. yüzyılın ortalarında yeniden açılmış, ancak siyasi ve sosyal değişimler inancın yaşanış biçimini kökten değiştirmiştir.
Elif, her yıl Ağustos ayında düzenlenen Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri'nde gönüllü olarak hizmet etmektedir. Bu törenler, sadece Türkiye'den değil, dünyanın dört bir yanından, farklı inanç ve kültürlerden yüz binlerce insanı bir araya getirmektedir.
Elif, türbenin avlusunda dururken, etrafındaki kalabalığı inceler. Gelenler arasında başörtülü kadınlar, takım elbiseli siyasetçiler, Avrupa'dan gelen turistler, Alevi Dedeleri ve üniversite öğrencileri vardır. Hepsi, aynı kapının önünde durmaktadır.
Evrensel Çağrı: Ne Olursan Ol Gel
Hacı Bektaş Veli'nin 13. yüzyılda Anadolu'ya getirdiği sevgi mesajı, günümüzde en evrensel çağrılardan biri olarak yankılanmaktadır:
"Gel, gel, ne olursan ol yine gel. İster kâfir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel."
Bu söz, Elif için inancın en büyük ispatıdır. Dedenin, zulüm dönemlerinde gizlice yaşattığı felsefe, bugün açıkça tüm dünyaya bir hoşgörü dersi vermektedir.
Elif, yabancı bir gazetecinin, "Burada bu kadar farklı insanı bir arada tutan nedir?" sorusuna, dedelerinin yüzlerce yıl önce verdiği cevapla yanıt verir:
"Bizi bir arada tutan, aynı kitabı okumamız değil; aynı şeyi hissetmemizdir. Hünkâr, bize birbirimizden korkmamayı, birbirimizi ayırmamayı öğretti. Bizim inancımız, 'İnsan Sevgisi' dini üzerine kuruludur."
Final Ders: Kutsal Olan
Elif, kalabalığın sessizleştiği bir anda, türbenin kapısında durur. Zihninde, romanın başından beri takip ettiğimiz Hacı Bektaş Veli'nin ve onun izinden giden Cemal'in sesi yankılanır.
Hacı Bektaş Veli, yüzyıllar önce Sulucakarahöyük'te, basit bir kulübede şunu ilan etmişti:
"Oturduğun yeri pak et, kazandığın lokmayı hak et."
Bu, günümüzde bile, dürüstlük, temizlik ve adalet talebidir.
Elif, son dersi fısıldar: "Taş binalara, altın süslere, unvanlara tapılmadı. Bizim en kutsal mirasımız, Hünkâr'ın mirasıdır: İnsanın kendi ahlakıdır. Eline, diline, beline sahip olmak, en büyük tekkedir."
Roman, Elif'in gözlerinden, tekkeden çıkarak Anadolu'nun geniş bozkırlarına, oradan tüm dünyaya yayılan bir ışıkla son bulur. Bu ışık, ne bir kılıç ne bir ferman, ne de bir bayrak taşır. O sadece, insanın içindeki iyilik ve sevgi potansiyelini simgeler.
Sonuç: Hacı Bektaş Veli'nin "İnsan Kutsaldır" düsturu, zulme, savaşa ve ayrımcılığa rağmen ayakta kalmış ve günümüzde de tüm insanlığa bir barış manifestosu olarak seslenmeye devam etmektedir.

SON
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL