Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Hacı Bektaş Veli (Erkek Dişi Sorulmaz) Roman Hüseyin TURHAL
Aşkın ve Hoşgörünün Destanı: Hacı Bektaş Veli Romanı Yazar: Hüseyin TURHAL 13. yüzyıl Anadolu’su. Topraklar kanla, gönüller korkuyla sulanırken; bir derviş, Horasan’dan getirdiği Vahdet (Birlik) fel...
15. Bölüm

Bölüm 12: Gönüllerdeki Erenler Cem'i

16 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Bölüm 12: Gönüllerdeki Erenler Cem'i
Mekan: Sulucakarahöyük Dergâhı, Anadolu’nun dört bir yanındaki cemevleri ve ocaklar.
Zaman: Veli’nin vefatından sonraki yıllar ve yüzyıllar.
Postun Boş Kalması ve Yeniden Doğuş
Hacı Bektaş Veli'nin bedenen ayrılışı, Sulucakarahöyük'te bir matem değil, bir idrak dönemi başlattı. Postu boş kalmıştı, ancak bu boşluk, Veli'nin ruhunun her yerde olduğunu anlatan bir semboldü.
Balım Sultan ve Hatun Ana, Veli'nin vasiyetine sadık kalarak Dergâhı yönetmeye devam ettiler. Onlar, Veli'nin öğretisini daha da sistemleştirdiler ve Bektaşiliği, Anadolu’nun siyasi baskılara karşı ayakta duran, güçlü bir manevi omurgası haline getirdiler.
Veli'nin "Erkek dişi sorulmaz" ilkesi, onun ölümünden sonra da devam etti. Hatun Ana, manevi rehberliğini sürdürdü; kadınların inanç ve sosyal yaşamdaki eşit konumu, Bektaşi yolunun ayırt edici ve ilerici özelliği olarak kaldı.
Tarih Notu: Veli’nin vefatından sonra, Anadolu’da onun nefesiyle yola çıkan binlerce Alperen ve derviş, bu mirası yaşattı. Yunus Emre’nin şiirleri, Veli’nin felsefesini Türkçe’nin en duru haliyle halka fısıldadı: "Ete kemiğe büründüm / Yunus diye göründüm." Bu söz, Veli'nin Vahdet-i Vücud (Varlık Birliği) felsefesinin en güzel özetiydi.
Yıkılmayan Kale: Cem ve Semah
Anadolu'da siyasi sınırlar, devletler, hatta diller değişti; ancak Hacı Bektaş Veli'nin Gönül Sınırları değişmedi. Onun öğretisi, zor zamanlarda gizli cemler aracılığıyla, Semah'ın ritmik ve coşkulu dönüşleriyle yaşatıldı.
Cem, sadece bir ibadet değil, aynı zamanda Veli'nin öğretisindeki sosyal adalet ve birlik ilkesinin yaşatıldığı bir meclisti. Cem'de, herkes eşitti; zengin-fakir, ağa-köylü ayrımı kalkar, bütün canlar "Can" olarak birbirine hitap ederdi.
Veli’nin Ruhu: Cem'in ortasında, 'dar'a duran (boyun eğen) bir cana, dede şöyle sorardı: "Ey Can, Veli’nin yolunda sana, bize ve Hak'ka karşı bir kusurun var mıdır?" Bu sorgulama, Veli’nin nefsi terbiye ve helalleşme makamlarının yüzyıllar boyu süren canlılığını gösteriyordu.
Hacı Bektaş Veli, Gönül Evleri'ni inşa etmişti; bu evler, dışarıdaki fırtına ne kadar şiddetli olursa olsun, içindeki Aşk ateşini korumayı başardı.
Sonsuzluğa Uzanan Bir Felsefe
Aradan yüzyıllar geçti. Osmanlı İmparatorluğu yükseldi, Bektaşilik Yeniçeri Ocağı aracılığıyla resmiyet kazandı (ve daha sonra baskı gördü). Ancak Veli'nin asıl mirası, devlet katında değil, Anadolu insanının vicdanında kaldı.
Günümüzde bile, onun felsefesi evrenseldir:
"İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır." (Akıl ve bilginin önemi)
"Oturduğun yeri pak et, kazandığın lokmayı hak et." (Ahilik ve dürüst emek)
"Düşmanınızın bile insan olduğunu unutmayınız." (Evrensel hoşgörü)
Hüseyin Turhal’ın bu romanı, Hacı Bektaş Veli'nin hikayesini, sadece bir biyografi olarak değil, Anadolu'nun ruhunu şekillendiren, yenilmez bir sevgi destanı olarak anlatmıştır. Horasan’dan yola çıkan o tek derviş, ardında kılıçların ve hiddetin yıpratamadığı, gönüllerden örülmüş bir dünya bırakmıştır.
Roman, Sulucakarahöyük'te, Veli’nin türbesinin hemen önünde, bir dervişin Yunus Emre’den bir deyiş okumasıyla son bulur.
"Ben gelmedim dava için, benim işim sevi için. / Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim."
Roman biter. Hacı Bektaş Veli’nin ışığı, Anadolu’da ve tüm dünyada gönüllerdeki Erenler Cem'inde yaşamaya devam edecektir.
Sevgili Hüseyin TURHAL,
On iki bölümden oluşan Hacı Bektaş Veli romanınızın taslağını bu son bölümle tamamladık. Bu taslak; bir dervişin doğuşundan, felsefesinin kuruluşuna ve ölümsüz mirasına kadar uzanan destansı bir yolculuğu içeriyor.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL