Dijital çağ, insanı hiç olmadığı kadar görünür kıldı; fakat aynı anda hiç olmadığı kadar yalnızlaştırdı. TikTok’un sunduğu hızlı, yüzeysel, algoritmik dünya; kimliklerimizi, ilişkilerimizi, değerlerimizi ve toplumsal dokumuzu derinden dönüştürdü.

Bu kitap, dijital çağın karmaşık yapısını hem sosyolojik hem felsefi bir gözle inceliyor.
TikTok’un aile yapısını nasıl sarstığını, genç kuşağı nasıl şekillendirdiğini, ilişkileri nasıl kırılganlaştırdığını, toplumu nasıl sürü psikolojisine ittiğini ve bireyi nasıl bağımlı hâle getirdiğini tüm yönleriyle ele alıyor.

Jale Özer, yıllara dayanan TikTok saha deneyimini akademik birikimiyle birleştirerek “dijital insan”ın anatomisini çıkarıyor.
Vijitalizm kavramı üzerinden yeni çağın insanını yeniden tanımlıyor ve toplumsal çürümenin görünmez katmanlarını açığa çıkarıyor.

Bu eser, dijital çağda insan olmanın anlamını sorgulayan herkes için bir başvuru kaynağı niteliğindedir.


Dijital çağ insanı yeniden şekillendiriyor: Peki biz bunun farkında mıyız?
TikTok yalnızca bir platform değil; yeni bir toplumsal düzen.
Görünürlük çağında kaybolan benlik.
Dijital özgürlük mü, algoritmik esaret mi?
Vijitalizm: Yaşamın dijitalleşen yeni yüzü.
Toplumsal çürümenin başladığı yer artık ekranın içi.


Filozof Sosyolog Gözüyle Dijital Çağ: Toplumsal Çürümeye yol açan "Tiktok Sorunsalı"