Bu çalışma, 1923–1938 erken Cumhuriyet dönemi başta olmak üzere Türkiye ekonomisini makaleler ışığında ele almakta, devletçilik politikaları, sanayileşme hamleleri ve kurumsal dönüşümü analiz etmekted...
Bu makale, Mustafa Kemal Atatürk dönemi Türkiye ekonomisi politikalarını, 20. ve 21. yüzyıl feminist iktisat perspektifinden incelemeyi amaçlamaktadır.
"Feminist İktisat (20.-21. yüzyıl) Temel Görüş: Geleneksel ekonominin cinsiyet körü olduğunu, kadın emeğinin ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ekonomi politikalara dahil edilmesi gerektiğini savunur." Çalışma, geleneksel iktisat tarihi yazımının "cinsiyet körü" yaklaşımını eleştirerek, devletçi sanayileşme ve modernleşme hamlelerinin toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri üzerindeki etkisini analiz eder. Tez, Kemalist modernleşme projesinin kadınları yurttaş olarak görünür kılan yasal reformlar (Medeni Kanun, eğitim hakkı) aracılığıyla onları ekonomiye "dâhil ettiğini" savunur. Antitez, bu dâhil edilişin, ataerkil devlet aygıtının yeniden üretimini sorgulamadan, kadınları "modern ulusun sembolü" olarak araçsallaştırdığını ve geleneksel işbölümünü temel alan bir ekonomi politikasının kadın emeğini görünmez kıldığını ileri sürer. Sentez ise, dönemin, "kamusal alanda sembolik eşitlik" ile "özel alanda ve ekonomik ilişkilerde süregelen eşitsizlik" arasında derin bir çelişki barındırdığıdır. Kandiyoti (1987)'nin "özgürleşmiş ama azadedilmemiş" (emancipated but unliberated) kavramı merkeze alınarak, ekonomik kalkınmanın toplumsal cinsiyet maliyeti tartışmaya açılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Feminist İktisat, Erken Cumhuriyet, Toplumsal Cinsiyet, Kadın Emeği, Kemalist Modernleşme, Ataerki, İktisat Tarihi.
Giriş: Feminist İktisat ve Tarihsel Analiz
Feminist iktisat, geleneksel ekonominin para karşılığı yapılan işlere odaklanarak, karşılıksız ev içi emek ve bakım emeği gibi esas olarak kadınlar tarafından üstlenilen ve ekonominin sürdürülebilirliğini sağlayan faaliyetleri görünmez kıldığını savunur. Erken Cumhuriyet dönemi, bu görünmezliğin nasıl inşa edildiğini anlamak açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu makale, kadınların bu dönemdeki ekonomik konumunu, yalnızca resmi istihdam verileriyle değil, ev içi üretim, tarımsal emek ve sembolik temsil politikaları üzerinden okuyarak, ekonomik kalkınmanın "cinsiyetli" karakterini ortaya koymayı amaçlamaktadır.
1. Tarihsel ve Felsefi Bağlam: "Modern" Kadının İnşası
Kemalist modernleşme projesi felsefi olarak pozitivizm ve rasyonalizm üzerine inşa edilmişti. Bu projede kadın, "çağdaş ulus"un simgesi haline getirildi. Çağdaşlaşma, peçenin atılması, eğitim ve kamusal alanda görünürlük ile eş anlamlıydı. Ancak bu yaklaşım, toplumsal cinsiyet eşitliğini derinden sorgulamaktan ziyade, kadını devlet için işlevsel bir öğe olarak yeniden tanımlamaya yönelikti (Arat, 1997). Ekonomik bağımsızlık, kadının bireysel bir hakkı olmaktan çok, modern Türkiye'nin başarısının bir göstergesi olarak sunuldu.
2. Feminist Bir Tez: Yasal Reformlar ve Sembolik Dahil Etme
1926 Türk Medeni Kanunu: Kadınlara miras, boşanma ve mülkiyet hakkı tanıyarak, onları ekonomik bir özne olarak tanımlayan devrim niteliğinde bir adımdı. Bu, kadınların piyasa ekonomisine teorik olarak katılımının önünü açtı.
Eğitim Hakkı: Kız çocuklarının eğitimi ve karma eğitim, kadınları kamusal hayata ve nitelikli işgücüne hazırlamak için hayati öneme sahipti. 1930'larda ilk kadın doktorlar, avukatlar ve akademisyenler yetişmeye başladı.
Sembolik Temsil: Sümerbank fabrikalarında çalışan kadın işçiler, "çağdaş Türk kadını" imajının canlı örnekleri olarak propaganda malzemesi yapıldı. Bu, devletin kadını ekonomik üretimin bir parçası olarak görünür kıldığının resmi kanıtıydı.
3. Feminist Bir Antitez: Görünmez Kılınan Emek ve Devlet Ataerkilliği
Feminist eleştiri, yukarıdaki gelişmelerin altındaki sınırları ve çelişkileri ortaya çıkarır (Kandiyoti, 1987; Berktay, 2003).
Tarımsal Üretimde Görünmez Emek: Devletçi sanayileşme politikalarının odağı şehirlerdeki ağır sanayiydi. Ekonomisin bel kemiği olan tarım sektöründe ise kadın emeği, kayıt dışı, ücretsiz aile işçisi olarak varlığını sürdürdü. Tarımsal üretim ve hayvancılıktaki ağır yükü sırtlanan kadınlar, resmi ekonomi istatistiklerinde ve kalkınma planlarında "çiftçi" değil, "çiftçi eşi" olarak yer aldı.
Ev İçi Emeğin Tamamen Görünmezleşmesi: Sanayileşme hamlesi, ev içi üretimi (giyim, gıda üretimi) meta üretimine dönüştürerek piyasalaştırdı. Ancak, ev içindeki karşılıksız bakım emeği (çocuk, yaşlı, hasta bakımı, temizlik, yemek) hiçbir şekilde sorgulanmadı, değersizleştirildi ve tamamen kadının sorumluluğu olarak kaldı. Bu, ekonominin görünmeyen temelini oluşturdu.
"Devlet Ataerkilliği" (State Patriarchy): Kandiyoti'nin (1987) vurguladığı gibi, Kemalist proje, geleneksel aile içi patriarkayı (baba egemenliğini) zayıflatırken, onun yerine "devlet patriarkası"nı geçirdi. Kadının statüsü ve rolü, aileden alınıp devlet tarafından yeniden tanımlandı. Kadın, "anne" ve "eğitici" olarak ulusun çocuklarını yetiştirmekle yükümlü "vatanın annesi" olarak idealize edildi. Bu, onları kamusal alanda sınırlı bir role iterken, geleneksel toplumsal cinsiyet rollerini yeniden üretti.
Sınırlı İstihdam ve Mesleki Ayrışma: Kamu sektöründe istihdam edilen kadınlar genellikle öğretmen, hemşire ve sekreter gibi, geleneksel kadın rollerinin (eğitici, bakıcı, destekleyici) kamudaki uzantısı olan mesleklere kanalize edildi. Sanayi işçisi kadınlar ise, düşük ücretli, vasıfsız veya yarı vasıflı işlerde çalıştı.
4. Sentez: "Özgürleşmiş ama Azadedilmemiş" Kadın
Erken Cumhuriyet'in ekonomik projesi, kadınlar açısından diyalektik bir sonuç doğurdu.
Sembolik Kazanımlar vs. Maddi Gerçeklik: Kadınlar yasal olarak "özgürleşmiş" (emancipated), yani geleneksel patriarkal bağlardan kısmen kurtulmuşlardı. Ancak, ekonomik sistemin yapısal ataerkilliği ve toplumsal cinsiyet rollerine dair köklü eleştirisizlik nedeniyle tam olarak "azadedilmemişlerdi" (unliberated). Ekonomik bağımsızlık, çok sınırlı bir kesif için geçerliydi.
İktisadi Kalkınmanın Cinsiyetli Bedeli: Devletçi sanayileşmenin "başarısı", büyük ölçüde, tarımsal üretimde ve ev içinde görünmez kılınan kadın emeğinin sömürüsü ve bu emeğin maliyetinin düşük tutulması üzerine inşa edilmiştir. Kalkınmanın maliyeti, oransal olarak kadınların sırtına yüklenmiştir.
Sonuç
Feminist iktisat perspektifinden bakıldığında, 1923-1938 dönemi Türkiye ekonomisi, derin ve kalıcı çelişkilerle karakterize olur. Kemalist modernleşme, kadını kamusal alanda sembolik olarak yücelten, ancak onun ekonomik ve toplumsal konumuna dair köklü bir dönüşümü hedeflemeyen, hatta bu konumu ekonomik kalkınma için bir kaynak olarak kullanan araçsal bir yaklaşım sergilemiştir. Yasal reformlar ileri bir adım olsa da, ekonomik politikanın kendisi, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini yeniden üreten bir mekanizma olarak işlemiştir. Bu dönemi anlamak için, sadece açılan fabrika sayılarına değil, o fabrikalarda kaç kadının ne ücrete çalıştığına, o fabrikaları besleyen tarımda kimlerin çalıştığına ve fabrikadaki işçilerin evindeki karşılıksız emeği kimin üstlendiğine bakmak gerekir. Kandiyoti'nin deyişiyle, "özgürleşmiş ama azadedilmemiş" kadının hikâyesi, Cumhuriyet'in ekonomik mirasının anlaşılması gereken kritik bir parçasıdır.
Kaynakça
Birincil Kaynaklar:
1926 Türk Medeni Kanunu.
İzmir İktisat Kongresi Tutanakları, 1923.
Dönemin süreli yayınları (Kadın Gazeteleri, Resmi İstatistikler).
İkincil Kaynaklar (Feminist İktisat ve Analiz):
Kandiyoti, Deniz. (1987). "Emancipated but Unliberated? Reflections on the Turkish Case". Feminist Studies, 13(2), 317-338. (Temel tez için vazgeçilmez kaynak).
Arat, Yeşim. (1997). "The Project of Modernity and Women in Turkey". In S. Bozdoğan & R. Kasaba (Eds.), Rethinking Modernity and National Identity in Turkey. University of Washington Press. (Modernleşme projesinin kadına bakışını analiz eder).
Berktay, Fatmagül. (2003). Cumhuriyet'in 75 Yıllık Serüvenine Kadınlar Açısından Bakmak. In 75 Yılda Kadınlar ve Erkekler. Tarih Vakfı Yayınları. (Tarihsel bir perspektif sunar).
Durakbaşa, Ayşe. (2000). Halide Edib: Türk Modernleşmesi ve Feminizm. İletişim Yayınları. (Dönemin entelektüel iklimini anlamak için).
Tekeli, Şirin. (1998). "Birinci ve İkinci Dalga Feminist Hareketlerin Karşılaştırmalı İncelemesi". In 75 Yılda Kadınlar ve Erkekler. Tarih Vakfı Yayınları.
Çağatay, Nilüfer; ve Elson, Diane. (2020). Feminist İktisat: Giriş. İmge Kitabevi. (Teorik çerçeve için genel kaynak).
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.