İnsanın çocuğu ile övünmesi kendisiyle övünmesi demektir. somerset maugham
ERKEN CUMHURİYETTEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE EKONOMİSİ
Bu çalışma, 1923–1938 erken Cumhuriyet dönemi başta olmak üzere Türkiye ekonomisini makaleler ışığında ele almakta, devletçilik politikaları, sanayileşme hamleleri ve kurumsal dönüşümü analiz etmekted...
8. Bölüm

Erken Cumhuriyet'in Ekonomi Politikasını Neoklasik Bir Perspektiften Okumak (1923-1938): Rasyonalite, Piyasa Aksaklıkları ve Devletin Rolü

1 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Özet:

"Neoklasik İktisat (19. yüzyıl sonu - 20. yüzyıl)

Temsilciler: Alfred Marshall, Léon Walras, Carl Menger.

Temel Görüş: Bireylerin rasyonel tercihler yaptığını ve piyasa dengesinin arz-talep ile oluştuğunu savunur.
Marjinal fayda ve maliyet analizi öne çıkar.

Önemli Kavramlar: Piyasa dengesi, fayda maksimizasyonu, marjinalizm."

Bu makale, 1923-1938 döneminde Mustafa Kemal Atatürk liderliğindeki Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomik politikalarını, neoklasik iktisat teorisinin kavramları (rasyonel tercihler, piyasa dengesi, marjinal analiz, piyasa aksaklıkları) ışığında analiz etmeyi amaçlamaktadır. Çalışma, Lozan'ın kısıtlayıcı koşulları altında bir "liberal deneme" dönemi yaşayan Türkiye'nin, 1929 Büyük Buhranı ile birlikte piyasa aksaklıklarının ve dışsal şokların yoğunlaştığı bir ortamda, neden ve nasıl katı bir devletçilik modeline yöneldiğini inceler. Tez, devlet müdahalesinin, özel teşebbüsün ve piyasa mekanizmasının tam anlamıyla işlemesini engelleyen piyasa aksaklıklarını (eksik piyasalar, dışsallıklar, koordinasyon problemleri) gidermek için rasyonel bir tepki olduğunu savunur. Antitez, bu müdahalenin zamanla verimsizliklere, bürokratik hantallığa ve piyasa sinyallerinin bozulmasına yol açtığını öne sürer. Sentez ise, Erken Cumhuriyet'in ekonomik stratejisinin, neoklasik teorinin öngördüğü ideal piyasa koşullarının var olmadığı bir ortamda, "ikinci en iyi" (second-best) seçeneklere yönelmiş pragmatik bir model olduğudur.

Anahtar Kelimeler: Atatürk, Erken Cumhuriyet, Devletçilik, Neoklasik İktisat, Piyasa Aksaklıkları, Rasyonalite, Marjinal Fayda, Bürokrasi.

Giriş: Teorik Çerçeve ve Tarihsel Bağlam

Neoklasik iktisat, bireylerin fayda maksimizasyonu, firmaların kâr maksimizasyonu peşinde koşan rasyonel aktörler olduğunu varsayar. Bu rasyonel tercihlerin, arz ve talep mekanizması aracılığıyla optimal bir piyasa dengesi oluşturduğunu öngörür. Ancak, piyasa aksaklıkları (eksik bilgi, dışsallıklar, kamu malları, tekeller) bu ideal dengeyi bozabilir. 1923'te kurulan Türkiye Cumhuriyeti, bu teorik perspektiften bakıldığında, derin ve çoklu piyasa aksaklıkları ile karakterize edilen bir ekonomi devralmıştır: özel sermaye birikiminin yok denecek kadar az olması (eksik faktör piyasası), fiziki altyapı yetersizliği, nitelikli işgücü eksikliği ve Lozan Antlaşması'nın getirdiği gümrük kısıtlamaları (devlet kaynaklı piyasa çarpıtması).

1. Tarihsel Seyir: Piyasa Koşullarından Devlet Müdahalesine

• 1923-1929 (Eksik Piyasa Koşullarında Liberal Retorik): İzmir İktisat Kongresi'nde benimsenen liberal söyleme rağmen, Türkiye'de neoklasik anlamda işleyen bir serbest piyasa hiç var olmadı. Lozan Antlaşması, devletin en önemli piyasa düzenleyici aracı olan gümrük tarifelerini kullanma yeteneğini kısıtlayarak ciddi bir piyasa çarpıklığına neden oldu. Özel sektör, marjinal getirisi yüksek olan ticaret ve tarım sektörüne yönelirken, marjinal maliyeti çok yüksek olan sanayi yatırımlarından kaçındı. Bu, rasyonel birer aktör olan sermaye sahiplerinin doğal tercihiydi.

• 1929-1938 (Piyasa Aksaklıklarına Devletçi Çözüm): 1929 Dünya Buhranı, var olan piyasa aksaklıklarını katmerleştirdi. İhracat gelirleri düştü, fiyat sinyalleri bozuldu. Bu koşullarda, neoklasik teorinin de kabul ettiği üzere, devlet müdahalesi için meşru bir zemin oluştu. Devlet, özel sektörün girmediği, ancak pozitif dışsallıklar (yeni teknolojiler, nitelikli işgücü yetişmesi, ulusal güvenlik) yaratacak sanayi yatırımlarını (Sümerbank, Etibank) üstlendi. Beş Yıllık Sanayi Planları, kaynakların rasyonel dağılımı için bir tür merkantilist marjinal fayda-maliyet analizi olarak görülebilir.

2. Neoklasik Analiz: Rasyonalite, Fayda ve Devletin Rolü

• Tez (Devlet Müdahalesinin Rasyonalitesi):

o Eksik Piyasalar ve Koordinasyon Problemi: Özel sermaye piyasası yoktu. Devlet, eksik olan piyasanın kendisi oldu ve yatırımları finanse ederek bu açığı kapattı.

o Pozitif Dışsallıklar: Bir demir-çelik fabrikasının kârı (özel fayda), o fabrikanın yarattığı teknik bilgi, yetişmiş mühendis ve makine kullanım kültürünün (sosyal fayda) yanında marjinal kalıyordu. Özel sektör, bu sosyal faydayı içselleştiremeyeceği için bu alana yatırım yapmıyordu. Devlet, bu piyasa aksaklığını düzelterek sosyal refahı artırmayı hedefledi.

o Ölçek Ekonomileri ve Tekel: Demiryolu, şeker, çimento gibi sektörler doğal tekel özellikleri taşıyordu. Devlet, özel bir tekelin oluşması ve toplumsal refah kaybı yaşanmasındansa, bu hizmetleri kendisi sunmayı, neoklasik mantıkla, daha rasyonel bir tercih olarak gördü.

• Antitez (Devlet Müdahalesinin Yaratabileceği Sorunlar):

o Verimsizlik ve X-Inefficiency: KİT'ler, piyasa disiplininden (iflas tehdidi, rekabet) uzaklaştığı için X-verimsizliği (hantallık, israf, yenilikçilikten uzaklaşma) göstermeye başladı. Kaynak dağılımı, piyasa sinyallerine (fiyat) göre değil, bürokratik kararlara göre yapıldı.

o Çarpık Teşvikler: Devlet destekleri ve ithalat kotası gibi uygulamalar, firmaları rekabet etmek ve verimliliği artırmak yerine, rant kollamaya ve bürokrasiyle iyi ilişkiler kurmaya teşvik edebilir.

o Fırsat Maliyeti: Devletin sanayi yatırımlarına ayırdığı kaynağın marjinal faydası, tarım veya eğitim gibi diğer alanlarda kullanılmasının marjinal faydasından düşük olabilir. Neoklasik analiz, bu kaynak dağılımının optimal olup olmadığını sorgular.

3. Disiplinlerarası Bir Sentez: Psikolojik, Sosyolojik ve Felsefi Boyut

• Psikolojik Boyut (Rasyonalite ve Güven): Toplumun "rasyonel" beklentisi, savaştan çıkmış bir ülkenin kalkınması için güçlü bir lider ve merkezi otorite etrafında toplanmaktı. Atatürk'ün karizmatik otoritesi, devlet müdahalesine yönelik psikolojik bir meşruiyet sağladı. Bireyler, kısa vadeli kişisel faydalarından feragat ederek, uzun vadeli bir kolektif fayda (muasır medeniyet seviyesi) beklentisiyle hareket etti.

• Sosyolojik Boyut (Yeni bir 'Rasyonel' Sınıfın İnşası): Neoklasik teorinin "bireyi" yerine, Kemalist modernleşme projesi "toplumu" hedef aldı. Devletçilik, Ziya Gökalp'in formüle ettiği şekilde milli iktisat yaratmanın ve rasyonel, modern, kentli bir orta sınıf (bürokratlar, mühendisler, doktorlar) teşkil etmenin aracıydı. Bu, toplumsal faydayı maksimize etmeye yönelik bir sosyal mühendislik projesiydi.

• Felsefi Boyut (Pozitivizm ve Rasyonalizm): Dönemin hakim felsefesi pozitivizm, toplumu bilimsel yöntemlerle yönetme ve planlama fikrini besledi. Ekonomi de, akıl ve bilimle planlanabilecek bir alan olarak görüldü. Bu, piyasanın "görünmez eli"ne duyulan güvensizlikten ziyade, aklın "görünür eli"ne duyulan aşırı güvenle açıklanabilir.

Sonuç ve Değerlendirme

Neoklasik iktisat perspektifinden bakıldığında, Erken Cumhuriyet'in devletçi sanayileşme hamlesi, ideal piyasa koşullarının var olmadığı piyasa aksaklıklarının hakim olduğu bir ortamda, sosyal refahı ve uzun vadeli büyümeyi maksimize etmeye yönelik rasyonel bir tepki olarak değerlendirilebilir. Devlet, eksik piyasaları tamamlayıcı, pozitif dışsallıklar yaratıcı ve koordinasyon sağlayıcı bir rol üstlenmiştir.
Ancak, bu müdahaleci modelin neoklasik teorinin işaret ettiği riskleri de beraberinde getirdiği görülmüştür: devlet tekellerinde verimsizlik, kaynak dağılımında suboptimal kararlar ve nihayetinde piyasa mekanizmasının gelişiminin gecikmesi.
Bu diyalektiğin sentezi, Atatürk dönemi ekonomisinin, ne serbest piyasa fundamentalizmini ne de katı bir devlet sosyalizmini benimsemediği; pragmatik, koşullara bağlı ve "ikinci en iyi" teorileriyle uyumlu bir yol izlediğidir. Bu model, teorik saflıktan ziyade, tarihsel ve sosyolojik bağlamın zorunlu kıldığı rasyonel bir seçimdi.

Kaynakça

• Birincil Kaynaklar:

o Atatürk, M. K. (192?). Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I-II. Türk Tarih Kurumu Basımevi.
o Birinci İktisat Kongresi, 1923. Esaslar, Tutanaklar, Kararlar. Devlet Basımevi.
o Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı (1933).

• İkincil Kaynaklar (Türkçe):

o Boratav, Korkut. (2003). *Türkiye İktisat Tarihi 1908-2002.* İmge Kitabevi. (Eleştirel bir perspektiften de olsa, dönemin verilerini anlamak için temel kaynak).
o Tekeli, İlhan & İlkin, Selim. (1982). Uygulamaya Geçerken Türkiye'de Devletçiliğin Oluşumu. ODTÜ Gelişme Dergisi Özel Sayısı.
o Pamuk, Şevket. (2018). Türkiye'nin 200 Yıllık İktisadi Tarihi. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. (Uzun dönemli iktisadi trendleri analiz eder).
o Hansen, Bent. (1970). İktisadi Gelişme Stratejileri: Piyasa Ekonomisi ve Planlı Ekonomi. (Çev.). (Piyasa-planlama ikilemini teorik olarak ele alır).

• İkincil Kaynaklar (İngilizce - Neoklasik Teori):

o Marshall, Alfred. (1890). Principles of Economics.
o Stiglitz, Joseph E. (2000). Economics of the Public Sector. W.W. Norton & Company. (Modern neoklasik perspektiften piyasa aksaklıklarını ve devlet müdahalesini ele alır).
o Bator, Francis M. (1958). "The Anatomy of Market Failure." The Quarterly Journal of Economics. (Piyasa aksaklıklarının sınıflandırılması için klasik makale)
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL