İnsanın çocuğu ile övünmesi kendisiyle övünmesi demektir. somerset maugham
ERKEN CUMHURİYETTEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE EKONOMİSİ
Bu çalışma, 1923–1938 erken Cumhuriyet dönemi başta olmak üzere Türkiye ekonomisini makaleler ışığında ele almakta, devletçilik politikaları, sanayileşme hamleleri ve kurumsal dönüşümü analiz etmekted...
18. Bölüm

Erken Cumhuriyet'in Ekonomi Politikası ve 'Ödünçlü' Modern Kadın: Devletçilik, Toplumsal Cinsiyet ve Sınırlı Özgürleşme (1923-1938)

2 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Özet:

Bu makale, Mustafa Kemal Atatürk dönemi Türkiye ekonomisini, özellikle toplumsal cinsiyet rejimleri ile ilişkisi bağlamında psikolojik, sosyolojik, felsefi ve tarihsel bir perspektifle analiz etmeyi amaçlamaktadır. Tez, Kemalist modernleşme projesinin, kadınları geleneksel patriarkal yapılardan kurtararak kamusal alana ve modern ekonominin bir parçası haline getirmeyi hedeflediğini savunur. Antitez, Deniz Kandiyoti'nin "ödünlü patriarka" kavramından hareketle, bu özgürleşmenin devlet tarafından tanımlanmış, sınırlandırılmış ve asıl amacı ulusal kalkınma olan araçsal bir süreç olduğunu; kadın bedeni ve kimliğinin yeni rejimin sembolik sermayesi haline getirildiğini ileri sürer. Sentez ise, bu dönemin kadınlar açısından bir "ikilik" ve "çelişki" dönemi olduğudur: Bir yandan yasal ve eğitimsel kazanımların önü açılırken, diğer yandan bu kazanımlar, bağımsız bir feminist siyasetin ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin radikal bir dönüşümünün önünü tıkayan devletçi ve vesayetçi bir söylem içine hapsedilmiştir. Makale, bu argümanları desteklemek için dönemin ekonomik politikalarını feminist literatür ışığında incelemektedir.

Anahtar Kelimeler: Atatürk Dönemi Ekonomisi, Toplumsal Cinsiyet, Devlet Feminizmi, Ödünlü Patriarka, Modernleşme, Sosyoloji, Türk Feminizmi.

Giriş: Felsefi Temel ve "Yeni Kadın"ın İnşası

Erken Cumhuriyet'in felsefi temeli, Osmanlı'nın son döneminden devralınan ve Cumhuriyet kadrolarınca benimsenen pozitivizm ve otoriter modernleşme anlayışıdır. Bu anlayışa göre, akıl ve bilim rehberliğinde, devlet eliyle toplum yeniden şekillendirilecektir. Ziya Gökalp'in "kadınların toplumsal hayata katılması" fikri, bu projenin merkezine yerleştirilmiştir. "Çağdaş uygarlık düzeyi", sadece fabrikalar ve demiryollarıyla değil, aynı zamanda "modern" ve "kamusal" görünen kadın figürüyle de ölçülecektir. Bu nedenle, ekonomik kalkınma ve kadının statüsünün iyileştirilmesi, birbirine sıkı sıkıya bağlı iki proje olarak ele alınmıştır.

1. Tarihsel ve Ekonomik Bağlam: Kalkınmanın Araçları ve Hedefleri

1923-1929 dönemi, İzmir İktisat Kongresi'nde alınan "milli burjuvazi yaratma" kararına rağmen, Lozan'ın kısıtlamaları nedeniyle tarımsal toparlanma dönemidir. 1929 Büyük Buhranı sonrasında ise, katı bir devletçilik modeli benimsenmiş ve Birinci ve İkinci Beş Yıllık Sanayi Planları ile kamu sektörü ağırlıklı bir sanayileşme hamlesi başlatılmıştır. Sümerbank gibi KİT'ler, sadece birer ekonomik kuruluş değil, aynı zamanda modernleşmenin ve sosyal dönüşümün karakolları olarak tasarlanmıştır. Örneğin, Sümerbank'ın Nazilli Basma Fabrikası, yalnızca tekstil üretmez; içindeki kreşi, okulu, sinema salonu ve konser alanıyla "yeni yaşam tarzını" ve "modern aile" idealini işçilerine ve kente taşımıştır.

2. Tez: Ekonomik Modernleşmenin Özgürleştirici Vaadi

Kemalist proje, kadınları geleneksel patriarkal yapıların (aile, şeyh, ağa) tahakkümünden kurtararak, onları ulusun birer "yurttaş"ı ve ekonominin "üretici" bir unsuru haline getirmeyi vaat etmiştir.

Yasal Reformlar: 1926'da kabul edilen Medeni Kanun, çok eşliliği yasaklayarak ve boşanma hakkı tanıyarak kadınlara yasal bir statü kazandırdı.

Eğitim Hakkı: Kız çocuklarının eğitimi teşvik edildi. Kız meslek liseleri ve karma eğitim, kadınları kamusal hayata hazırlamanın araçlarıydı.

Kamusal Alanda Görünürlük: Kadınlar, öğretmen, hemşire, avukat, hatta (1934'ten sonra) milletvekili olarak ekonomik ve siyasi hayatta yer almaya başladılar. Bu, onlara geleneksel aile yapısı dışında bir kimlik ve geçim kaynağı sağlama potansiyeli taşıyordu.

3. Antitez: "Ödünlü Patriarka" ve Devletin Vesayeti

Ancak, Kandiyoti, Arat ve Berktay'ın çalışmaları, bu özgürleşme projesinin sınırlarına ve çelişkilerine işaret eder.

Kandiyoti'nin "Ödünlü Patriarka" Kavramı: Kandiyoti (1987), Kemalist devrimin, kadınları geleneksel patriarkadan (baba, koca) kurtarırken, onları devletin vesayeti altına aldığını savunur. Kadınlar, özgürlüklerini doğrudan devletten alırlar ve karşılığında, devletin modernleşme projesinin sembolü ve taşıyıcısı olmayı kabul ederler. Bu bir "ödün" ilişkisidir: Özgürlük, bağımsız bir talep ve mücadele sonucu değil, "yukarıdan" bahşedilmiştir ve sınırları devlet tarafından çizilmiştir.

Araçsallaştırılan Kadın Bedeni (Berktay, 2003): Fatmagül Berktay'ın vurguladığı gibi, "yeni Türk kadını", bağımsız bir özne olmaktan ziyade, yeni rejimin meşruiyet aracıdır. Batılılaşmış, çalışan, aydın görünümü, rejimin "ilerici" ve "medeni" olduğunu ispatlamak için kullanılan sembolik bir sermayedir. Kadının kimliği, ulusal kalkınma hedefine tabi kılınmıştır.

Sınıfsal Sınırlar (Arat, 1997): Yeşim Arat'ın işaret ettiği gibi, bu özgürleşme projesi, büyük ölçüde kentli, eğitimli orta ve üst sınıf kadınlarla sınırlı kalmıştır. Köylü ve işçi sınıfından kadınlar, hem ekonomik sömürüye (tarımda ve fabrikalarda düşük ücretlerle çalıştırılmaya) hem de geleneksel patriarkal normların ağırlığına maruz kalmaya devam etmişlerdir. Onlar için "özgürleşme", soyut ve uzak bir kavram olarak kalmıştır.

Psikolojik Çatışma: Bu durum, kadınlarda derin bir psikolojik ikilem yaratmış olmalıdır: Bir yandan "vatanın fedakar annesi ve öğretmeni" olması beklenirken, diğer yandan "çağdaş birey" olması teşvik edilmektedir. Bu çifte rolden kaynaklanan bir kimlik gerilimi söz konusudur.

4. Sentez: İkilikler ve Çelişkiler Çağı

Erken Cumhuriyet dönemi, kadınlar açısından bir "ikilikler ve çelişkiler çağı"dır.

Bir yanda, tartışılmaz ilerlemeler kaydedilmiştir: Eğitim, yasal haklar ve kamusal görünürlük alanında Osmanlı dönemiyle kıyaslanmayacak kazanımlar elde edilmiştir. Bu kazanımlar, sonraki feminist dalgalar için bir zemin hazırlamıştır.

Diğer yanda, bu kazanımlar, devletçi, vesayetçi ve araçsal bir söylem içine hapsedilmiştir. Kadının özgürleşmesi, nihai bir amaç değil, ulusal kalkınma ve modernleşme hedefinin bir aracı olarak görülmüştür. Bu durum, bağımsız bir kadın hareketinin ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin radikal bir talebinin önünü tıkayan bir üst yapı oluşturmuştur.

Ekonomik politikalar (devletçi sanayileşme) bu ikiliği yansıtır: Kadın işçiler fabrikalara alınarak "üretici" yapılmış, ancak onları örgütlenme hakkından (sendika, grev yasakları) mahrum bırakan ve geleneksel "aile sorumluluklarını" (kreş vb. sınırlı desteklerle) sırtlarına yükleyen bir sistemde çalıştırılmışlardır.

Sonuç

1923-1938 dönemi Türkiye ekonomisi, salt iktisadi göstergelerle okunamaz. Bu ekonomi politikası, aynı zamanda derin bir toplumsal cinsiyet projesidir. Kandiyoti, Arat ve Berktay'ın çalışmalarının gösterdiği gibi, bu proje, kadınları hem özgürleştirmiş hem de yeni bir vesayet altına almıştır. "Modern kadın" imajı, ekonomik kalkınma ve ulusal prestij hedefleri uğruna araçsallaştırılmıştır. Bu nedenle, dönemin kadın deneyimi, "tamamen özgürleşmiş" ya da "tamamen baskı altında" gibi ikili kategorilere sığdırılamaz. Daha ziyade, "koşullu özgürleşme", "sembolik kazanım" ve "yapısal sınırlılıklar" arasında gidip gelen diyalektik bir süreç olarak anlaşılmalıdır. Erken Cumhuriyet, kadınlara kapıları aralarken, aynı zamanda bu kapıların ardındaki odaların sınırlarını da çizmiştir.

Kaynakça

Birincil Kaynaklar:

Atatürk, M. K. (192?). Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I. Türk Tarih Kurumu Basımevi. (Özellikle kadınlara yönelik konuşmalar).

Türk Medeni Kanunu (1926).

Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı (1933). (Sümerbank gibi KİT'lerin sosyal rolünün anlaşılması için).

İkincil Kaynaklar (Temel Feminist Çerçeve):

Kandiyoti, Deniz. (1987). "Emancipated but Unliberated? Reflections on the Turkish Case". Feminist Studies, 13(2), 317-338. (Merkezi Kavram: Ödünlü Patriarka).

Arat, Yeşim. (1997). "The Project of Modernity and Women in Turkey". In S. Bozdoğan & R. Kasaba (Eds.), Rethinking Modernity and National Identity in Turkey. University of Washington Press. (Modernleşme Projesinin Sınırları).

Berktay, Fatmagül. (2003). "Cumhuriyet'in 75 Yıllık Serüvenine Kadınlar Açısından Bakmak". In 75 Yılda Kadınlar ve Erkekler. Tarih Vakfı Yayınları. (Tarihsel ve Siyasal Analiz).

İkincil Kaynaklar (Destekleyici ve İlişkili Çalışmalar):

Durakbaşa, Ayşe. (2000). Halide Edib: Türk Modernleşmesi ve Feminizm. İletişim Yayınları. (Dönemin sembolik kadın figürü üzerinden bir analiz).

Sancar, Serpil. (2013). Türk Modernleşmesinin Cinsiyeti: Erkekler Devlet, Kadınlar Aile Kurar. İletişim Yayınları. (Modernleşme ve toplumsal cinsiyet ilişkisini kuramsal olarak derinleştirir).

Zihnioğlu, Yaprak. (2003). Kadınsız İnkılap: Nezihe Muhiddin, Kadınlar Halk Fırkası, Kadın Birliği. Metis Yayınları. (Erken Cumhuriyet'te bağımsız feminist siyasetin nasıl bastırıldığını gösterir, antitez için kritik bir kaynak).

Boratav, Korkut. (2003). *Türkiye İktisat Tarihi 1908-2002.* İmge Kitabevi. (Ekonomik arka plan ve devletçilik politikasının detayları için).
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL