Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
DİNİ SOHBETLER ( Kur'an Işığında) Hüseyin TURHAL
Bu kitap, Kur'an'ın Berrak Işığında, inancın özünü yeniden keşfetme davetidir. Yüzyıllardır süregelen Arap, Yahudi gelenekleri ve mitolojik rivayetlerle perdelenmiş olan gerçek dini, akıl ve sorgulam...
6. Bölüm

Kuran'da Mezhep Yoktur: Birliğe Davet

19 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Kuran'da Mezhep Yoktur: Birliğe Davet
Giriş: İslam'ın Tek Kaynağı ve Günümüzdeki Ayrılıklar
İslam dininin yegâne ve temel kaynağı Kuran-ı Kerim'dir. Allah'ın (c.c.) insanlığa gönderdiği bu son vahy, dinin bütün esaslarını açıkça ortaya koymaktadır. Ancak günümüzde, Müslüman toplumu "Sünnilik," "Şiilik," "Hanefilik," "Şafiilik" gibi adlarla anılan ve her biri kendine özgü kurallar, yorumlar ve fıkhi yaklaşımlar barındıran çeşitli fırkalara, yani mezheplere bölünmüş durumdadır.
Bu makale, Kuran'ın hiçbir ayetinde mezheplerin varlığına işaret edilmediği gibi, aksine bu tür ayrılıkları açıkça yasakladığını ve Müslümanları tek bir ümmet olmaya davet ettiğini savunmaktadır.
Kuran'ın Mezhep Anlayışına Yaklaşımı
Kuran, İslam dinini parçalara ayırmayı ve gruplara bölünmeyi kesin bir dille reddeder. Bu husus, pek çok ayette net bir şekilde ifade edilir:
1. Bölünmenin Yasaklanması ve Tek Dine Vurgu
Kuran, dinde ayrılığa düşenlerin, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'in takipçileri olamayacağını açıkça belirtir. Bu durum, mezheplerin temel aldığı hizipleşme mantığına doğrudan bir eleştiridir:
En'âm Suresi 159. Ayet: "Dinlerini parça parça edip fırkalara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir alâkan yoktur. Onların işi ancak Allah’a kalmıştır. Sonra (Allah) onlara yaptıkları şeyleri haber verecektir."
Bu ayet, dinlerini parçalayanları Peygamberin dairesinin dışında tutarak mezhepleşmenin İslami bir yaklaşım olmadığını göstermektedir.
2. Müşriklerin Tavrından Sakındırma
Kuran, mezheplere bölünme eylemini, Müslümanların kaçınması gereken, daha önceki toplulukların ve müşriklerin bir özelliği olarak sunar:
Rûm Suresi 31-32. Ayetler: "O'na yönelin, O'na karşı gelmekten sakının, namazı kılın ve müşriklerden olmayın. O müşriklerden ki, dinlerini parçalara ayırdılar ve bölük bölük oldular. Her grup, kendi yanındakiyle sevinip durmaktadır."
Bu ayetler, dinde fırkalara ayrılmanın, tevhidin zıttı olan müşriklerin davranış kalıbı olduğunu vurgular. İslam'ın özü, bir ve tek olan Allah'a (c.c.) ve O'nun gönderdiği kitaba uymaktır.
Mezheplerin Doğuşu ve İşlevi: İnsan Ürünü Yorumlar
Mezhepler, ne Kuran'ın ne de Hz. Muhammed'in (s.a.v.) emriyle ortaya çıkmıştır. Onlar, İslam coğrafyasının genişlemesi, farklı kültürlerle karşılaşılması ve Kuran'ın yoruma açık kısımlarının anlaşılmasında ortaya çıkan içtihad farklılıkları sonucunda oluşmuş, insan ürünü fıkıh okullarıdır.
Mezhepler, aslında birer "yol," "metod" ya da "fıkhi ekol" olarak başlamıştır. Ancak zamanla bu ekoller, katı kurallar bütününe dönüşmüş ve Müslümanlar arasında aşılmaz sınırlar inşa etmiştir.
Bir mezhebe tabi olmak, fıkhi bir kolaylık sağlasa da, o mezhebin yorumlarını mutlak din kabul etmek Kuran'ın ruhuna aykırıdır. Zira Kuran'da Müslümanlara sadece "Müslüman" adının verildiği belirtilir:
"Sizi daha önce (kitaplarda) ve bunda (Kur'an'da) Müslümanlar diye adlandıran O'dur..." (Hac Suresi 78. Ayet)
Sonuç: Kuran Merkezli Birliğe Dönüş
Mezhepler, Müslüman toplumunun dinamik yapısında ortaya çıkmış birer tefsir ve uygulama rehberi olarak görülebilir, ancak asla dinin kendisi olarak kabul edilemez. Kuran, Müslümanlardan sadece Allah'ın ipine (Kuran'a) sımsıkı sarılmalarını ister:
Âl-i İmrân Suresi 103. Ayet: "Hepiniz toptan Allah’ın ipine (Kuran’a) sımsıkı sarılın, parçalanıp ayrılmayın."
Mezheplere körü körüne bağlılık, bu emre aykırıdır ve Müslümanların enerjisini teferruat tartışmalarına yönlendirerek onları asıl hedeflerinden uzaklaştırmaktadır. Günümüzde Müslümanların ihtiyacı olan şey; mezhepler üstü bir yaklaşımla, tüm ayrılıkları bir kenara bırakıp yalnızca Kuran'ı rehber edinerek tek bir ümmet olma bilincine geri dönmektir.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL