///BU KİTAPTA YER ALAN TÜM MASALLARIN YAZARI DURMUŞ ALİ ÖZBEK'E AİT OLUP, YAZILI VE GÖRSEL, MEDYA ORGANLARINDA, TÜM DİJİTAL YAYINLARDA TELİF HAKLARI YASASINA UYGUN YAZARDAN YASAL İZİN ALINMADAN KULLAN...
Bir vakitler, tüm canlıların birleştiği uçsuz bucaksız bir vadide, gökyüzüne uzanan ağaçlar ve onların arasında dans eden rüzgârlar varmış. Ancak bir gün, vadinin sessizliğini bozan bir gölge belirmiş. Büyük makineler, ağaçları devirmek ve toprağı kazmak için gelmiş. Vadinin sakinleri insanlar, hayvanlar ve hatta rüzgâr bu tehditten korkmuş.
Bu vadide, birbirinden çok farklı dört dost yaşarmış:
Lila, çocukların dilinden anlayan, yumuşak kalpli bir kuzu.
Kaan, geçmişinde yalnızlık çekmiş, cesur ve bilge bir kurt.
Çiko, ağaçların arasında özgürce dolaşan, neşeli bir sincap.
Mavi, sakin ama güçlü, gölgelerde bekleyen bir mavi tilki.
Bir de vadinin yaşlı bilgesi Elif Ana varmış; o, makinelerin sesinden rahatsız olsa da, önce ne yapacağını bilememiş. Kaan, dostlarını bir araya toplamış ve “Birlikte hareket edersek, bu vadiyi kurtarırız,” demiş. “Ben tehlikeyi tanırım, sizler ise buranın ruhusunuz.”
Lila, çocukları çağırmış; onların masum sesleri ve elleriyle yapılmış rengârenk işaretler vadide yankılanmış. Çiko, dallara tırmanıp, “Toprağa Dokunma!” yazan bayraklar asmış. Mavi, gece boyu makinelerin başında nöbet tutmuş, sessiz ama kararlı bir gölge gibi. Elif Ana ise, Kaan’ın liderliğine güvenip vadinin hikâyesini anlatmaya başlamış: “Bu ağaçlar, hepimizin nefesi. Onlar giderse, biz de gideriz.”
Bir sabah, çocuklar, hayvanlar ve rüzgâr birleşip büyük bir çember oluşturmuş. Makinelerin efendisi, bu tuhaf birliği görünce durmuş. Elif Ana, sakin ama güçlü bir sesle, “Bu vadi hepimizin evi,” demiş. Lila, Kaan’ın yanında durup sevgiyle meydan okumuş; Çiko dallardan şarkılar söylemiş, Mavi ise gözleriyle sessiz bir uyarı vermiş.
Vadinin ötesindeki insanlar bu haberi duymuş. Kalpleri uyanmış, sesler birleşmiş ve sonunda makineler geri çekilmiş. Vadi, koruma altına alınmış; ağaçlar yeniden filizlenmiş, rüzgâr özgürce esmiş.
Bir yaz günü, Lila ve Kaan çimenlerde koştururken, Çiko ağaçlarda zıplamış, Mavi ise su kenarında huzurla dinlenmiş. Elif Ana, bir kayanın üstünde oturup bu dostluğu izlemiş. “Bazen,” diye mırıldanmış, “en farklı olanlar, en büyük mucizeleri yaratır.”
Bir gece, ay ışığı vadide parıldarken, Kaan, Lila’ya dönmüş: “Sen bana bir amaç verdin. Yalnızlığımı alıp yerine umut koydun.”
Lila, ona sokulmuş: “Sen de bana korkunun ötesine bakmayı öğrettin. Birlikte her şeye göğüs gerebiliriz.”
O anda gökyüzünden bir yıldız kaymış, sanki bu bağı kutsar gibi. Vadi, artık sadece bir yer değil, farklılıkların gücünün, cesaretin ve sevginin simgesiymiş. Ve bu hikâye, dilden dile, kültürden kültüre anlatılır olmuş: Kurt ile kuzu, sincap ile tilki, insan ile doğa… Hepsi birleştiğinde sonsuza dek karanlık bile ışığa dönüşürmüş.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.