///BU KİTAPTA YER ALAN TÜM MASALLARIN YAZARI DURMUŞ ALİ ÖZBEK'E AİT OLUP, YAZILI VE GÖRSEL, MEDYA ORGANLARINDA, TÜM DİJİTAL YAYINLARDA TELİF HAKLARI YASASINA UYGUN YAZARDAN YASAL İZİN ALINMADAN KULLAN...
Bir zamanlar, bir evin salonunda duran büyük bir akvaryum varmış. İçinde rengârenk balıklar, yosunlar ve küçük bir tane su kaplumbağası yaşarmış. Bu su kaplumbağasının adı Zozo'ymuş.
Zozo, akvaryumda diğer akvaryum sakinlerinden farklıymış. Zozo, akvaryum içine yerleştirilen pürüzlü kayacıklar ve bitki gövdelerine bile tırmanabiliyormuş. Bunu gören akvaryum sahibi de bu kaplumbağayı Zozo maymunlarına benzettiği için Zozo adını vermiş.
Zozo, akvaryumda günlerini sadece yüzerek değil, aynı zamanda dışarıdaki dünyayı da hayal ederek geçirirmiş. Akvaryumun camından dışarı bakar, özgürlüğün nasıl bir his olduğunu merak edermiş.
Zozo, henüz bebekken çok uzak diyarlardan, ormanların içlerindeki ılık sularla dolu bir gölden yakalanıp özel korunaklar içine alınıp önce çok değişik hayvanların da pazarlandığı dükkânlara getirilmiş. Onu yakalayan bir kişi, o dükkânı işleten kişiden para alıp Zozo’yu büyük akvaryumlara bırakmışlar. Bu akvaryumda çok değişik deniz canlılarını görmüş. Her gün bu akvaryumdan onlarca canlı hayvan, önce süzgeç şeklindeki araçlarla alınıyor, sonra içi su dolu poşetlerle ya da şeffaf plastik kaplar içine konularak satılıyormuş.
Bir gün Zozo’yu da o özel süzgeçle yakalayıp dışarıya çıkarıp plastik bir kabın içindeki suya bırakmışlar. Zozo’nun götürüleceği yere yolculuğu böylece başlamış. Önce bir arabaya diğer kutularla birlikte yüklemişler. Sonra bir uçağın bagajına yerleştirilmiş. Çok uzun süren bir yolculukla şimdiki akvaryum sahibinin bulunduğu şehre, yine deniz canlılarının satıldığı bir dükkâna getirilmiş. Dükkâna gelen bir kişi, akvaryumda Zozo’yu görmüş ve para karşılığında satın almış. Evindeki akvaryuma koymuş. Zozo’nun bakımı iyiymiş, beslenmesi yönünden bir sıkıntısı yokmuş.
Zozo, ne annesini ne de babasını hiç bilmezmiş. Çünkü annesi onu diğer yumurtalarıyla birlikte ılık bir kumun içine bırakmış. Yumurtadan çıkınca, tek başına suya doğru hızlı adımlarla ilerlemiş. Kum üstünde yavaş giden diğer yavruların çoğunu, gökyüzünden süratle gelen yırtıcı kuşlar alıp götürüyormuş. Göle inince bu tehlikelerden kurtulmuş. Orada yaşadığı o bebeklik günlerinden aklında kalan geniş bir göl ve çevresinde bulunan yemyeşil doğası hep gözünün önünde canlanırmış. Zozo'nun bu hayalleri o kadar büyümüş ki artık duramaz, dayanamaz hale gelmiş. "Buradan çıkmalıyım," diye düşünmüş. "Dışarıdaki dünyayı keşfetmeliyim," demiş kendi kendine.
Zozo, akvaryumun köşesindeki taşları ve bitkileri kullanarak bir kaçış planı yapmış. Günlerce çalışmış, sabırla beklemiş ve sonunda akvaryumundan dışarı çıkmayı başarmış.
Kendini bir anda yerde bulduğunda, akvaryumun dışındaki dünya ona hem heyecan verici hem de biraz korkutucu gelmiş. Halının yumuşak dokusunun, akvaryumun sert camından çok farklı olduğunu hissetmiş. Zozo, odanın köşesindeki pencereye doğru ilerlemeye başlamış. Ancak bu sırada evin kedisi Pırtık onu fark etmiş. Pırtık, merakla Zozo'nun etrafında dolanmaya başlamış.
Pırtık ise gülümseyerek; "Endişelenme, sana zarar vermem. Ama dışarısı sandığın kadar güvenli değil. Dikkatli olmalısın," diye söylemiş. Pırtık’ın yardımıyla Zozo, pencereye ulaşmış ve dışarıya bakmış. Pencere zemine yakın bir mesafedeymiş. Pırtık, bir zıplayışla bahçedeki güllerin arasına inmiş.
Pırtık aşağıdan “Hadi, durma atla!” demiş.
Zozo, durur mu, hemen kendini boşluğa bıraktığı gibi papatyaların arasında bulmuş. Lakin yere yan düştüğü için ayakları debelenip duruyormuş. Pırtık hemen yardıma koşmuş. Zozo’nun sırtındaki evin köşesinden tuttuğu gibi düzeltmiş.
Zozo, Pırtık’a teşekkür etmiş. Pırtık ile vedalaştıktan sonra bahçenin serin toprağına adım attığında hissettiği özgürlük duygusu tarif edilemezmiş.
Çiçekler, ağaçlar ve kuş sesleriyle dolu bu dünya tam da hayal ettiği gibiymiş. Ancak kısa süre sonra karnı acıkmaya başlamış. Bahçedeki bitkilerden bir miktar yemiş. Zorlukları fark etmeye başlamış. Barınacak, kendini koruyacak bir yer bulması gerektiğini düşünmüş.
Zozo, yürümüş yürümüş, çok ağaçlık bir yere doğru ilerlerken yaşlı bir kaplumbağa ile karşılaşmış. Yaşlı kaplumbağa, Zozo’nun kaçmış olduğunu anlamış ve ona bilgelikle dolu tavsiyelerde bulunmuş. "Belli, sen bir akvaryumdan kaçmışa benziyorsun. Buradaki hayat, akvaryum hayatına benzemez. İlk önce sen şu karşıdaki ağaçların bol olduğu yerin önündeki dere boyuna yerleş. Kendine bir yuva hazırla. Özgürlük güzeldir ama sorumluluk gerektirir. Eğer burada yaşamak istiyorsan sabırlı olmalı ve çevreni iyi tanımalısın." demiş.
Zozo, yaşlı kaplumbağanın sözlerini dikkatle dinlemiş ve yeni hayatına alışmak için dereye doğru yürümüş.
Artık sadece bir akvaryum sakini değil, doğanın bir parçasıymış. Her gün yeni bir şey öğreniyor, her adımında daha da güçleniyormuş. Ve böylece Zozo’nun macerası devam etmiş.
Özgürlüğün bedelini zorlukları yenerek, aynı zamanda onun değerini yaşayarak anlamış.
Zozo, hayallerinin peşinden gitmek isteyenler gibi, hayalleri uğruna cesaret göstermeleri gerektiğini, cesaret ve sorumlulukla birleşince hem başarıya ulaştığını hem de özgürlüğün tadını çıkardığını öğrenmiş. Sonunda Zozo’nun akvaryumdan kaçma hikâyesi, diğer canlılar arasında dilden dile yayılmış. Herkesin, Zozo gibi çalışması gerektiği örnek gösterilmiş hep.
25.01.2025 Ankara Durmuş Ali ÖZBEK Eğitimci Yazar Kültür Bakanlığı Halk Şairi
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.