Osman Hoca eski, kristal gibi bir taş suyu masaya bıraktı. İçinden hafifçe dua mırıldandı, suyun yüzeyinde ışık oyunları ve küçük dalgalar oluştu. Ardından Yasin’i yanına çağırdı: — “Bak oğul… suya.”
Yasin, elleri titreyerek suya baktı. Aniden gözleri büyüdü, kalbi hızla çarpmaya başladı. Suda birdenbire o fırtınalı gece, mezarlığın uğultusu, Hacı Ahmet’in ve Zeynep Nisa’nın siluetleri tekrar canlanmış gibi belirdi. Yasin bağırarak: — “Hayır! Bu… bu olamaz!” dedi ve sanki aklını kaybetmiş gibi kendini dışarı attı.
Yağmur damlaları yüzüne çarpıyor, rüzgâr saçlarını savuruyordu. Sanki geçmişin gölgeleri tekrar üzerine çökmüştü. Osman Hoca içeriye bakıp başını salladı: — “Gördün oğul… geçmişin yankıları kalbinde ağır bir yük. Ama artık seçim senin: korkuya mı teslim olacaksın, yoksa sevgiyi ve umudu mu seçeceksin?”
Bekçi Yasin’in çığlıkları ve dışarıdaki fırtına, mahalle için hem korku hem de uyarı oldu. Bu olay, artık Hacı Ahmet ve Zeynep Nisa’nın kaderinin daha da yaklaştığını gösteriyordu.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.