Fırtınanın olduğu gece, mezarlığın bekçisi Yasin nöbetteydi. O uğultuyu herkesten daha yakından işitti. İlk başta rüzgâr sandı ama sonra mezar taşlarının arasından yükselen ince bir ses duymaya başladı.
“Yarım kalmış sevdam… unutulmasın…”
Yasin’in dizlerinin bağı çözüldü. Gözleri karardı, dili damağına yapıştı. Çığlık atmak istedi, “İmdat!” demek istedi ama boğazından tek bir ses bile çıkmadı. Sanki görünmez bir el boğazına sarılmış gibiydi.
Fırtına dindiğinde Yasin hâlâ mezar taşına yaslanmış, gözleri faltaşı gibi açılmış, ama tek kelime edemez hâlde bulundu. Köylüler başına toplandı, sorular sordular ama ağzı kilitlenmişti.
O günden sonra mahalleli arasında şu fısıltılar dolaştı: — “Yasin o gece Hacı Ahmet’in ruhunu gördü de dili tutuldu.” — “Demek ki bu aşkın devam etmesi istenmiyor. Yoksa Allah bekçiyi susturur muydu?”
Bekçi Yasin’in sessizliği, mahalle için korkunç bir işaret oldu. Artık kimse gece mezarlığın yanından geçmeye cesaret edemiyordu. Ve en önemlisi, herkes gözünü Zeynep Nisa ile Hacı Ahmet’in aşkına çevirdi.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.