Artık ayrılığın günü belli olmuştu. Postacıdan gelen zarf, sadece Aygül’ün değil, Ahmet’in de kaderini mühürlemişti. Hacı Ahmet, içi yana yana da olsa gerçeği kabullenmek zorundaydı. Sevdiği kadın, çok yakında başka bir diyara gidecekti.
O akşam fabrikanın paydosunda, Ahmet yüreğini daha fazla gizleyemedi. İş arkadaşlarıyla çay molasında, sigara dumanları arasında sessizce konuştu: “Aygül gidiyor… Almanya’ya.”
Birden sessizlik oldu. Herkes birbirine bakıp ne diyeceğini bilemedi. Sonra içlerinden en samimisi, Aygül’ün çocukluk arkadaşı Sevda söze girdi. Gözlerinde hem gurur hem hüzün vardı.
“Senin adına çok sevindim, canım. Hakkında hayırlısı olsun inşallah. Belki de orada bambaşka bir hayat seni bekliyordur.”
Aygül, Sevda’nın ellerini tuttu, mahcup bir gülümsemeyle, “Amin… İnşallah, Sevda. Ama kolay olmayacak biliyorum.” dedi.
Hacı Ahmet ise biraz uzakta, gözlerini yere dikmişti. Ne kadar dik durmaya çalışsa da, her kelime kalbine bir bıçak gibi saplanıyordu. Arkadaşları onun halini görüp sessiz kaldı; çünkü bu acıya söz karışmazdı.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.