Kapının önünde, yaşlı ceviz ağacının gölgesinde, ahşap masada dedesi oturuyordu. Gözleri uzaklara dalmış, sabit bir noktaya kilitlenmiş gibiydi. Yılların yorgunluğu yüzüne, gözlerindeki boşluk ise acısına sinmişti.
Zeynep Nisa dayanamadı, gözyaşları sel gibi akarken birden bağırdı: — Dedee!
Ardından koşarak boynuna sarıldı. Ama dedesi, bir anda irkilip başını ona çevirdi. Şaşkınlıkla kısık bir sesle sordu: — Sen… sen kimsin kızım?..
Zeynep hıçkırıklar arasında titreyen dudaklarıyla, kalbinin derininden gelen o sesi haykırdı: — Ben… Zeynebim!..
O an gerçek daha da ağırlaştı. Dedesi, gözlerini kaybetmişti. Hacı Ahmet’in ardından öyle çok ağlamış, öyle çok içine kapanmıştı ki, zamanla görme yetisini yitirmişti.
Zeynep Nisa, dedesinin ellerini tutarak ağladı: — Ben senin torunumum dede… ben Hacı Ahmet’in kızıyım…
Yaşlı adam, elleriyle torununun yüzünü yokladı. Elleri titriyordu, gözlerinden boşluğa akan yaşlar yüzünden süzülüyordu.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.