Hacı Ahmet evine doğru yürürken, saat artık gece yarısını çoktan geçmişti. Sokaklar sessizdi; yalnızca uzaktan bir köpek havlaması duyuluyor, arada bir de rüzgâr kapıları gıcırdatıyordu.
Mahalle çeşmesinin oraya geldiğinde, elinde feneriyle devriye atan bekçi, Deli Kalpaklı Uğur Abi’siyle karşılaştı. Uğur Abi, yılların yorgunluğunu yüzünde taşıyan, ama herkese babacan bir tavırla yaklaşan bir adamdı.
“Hayırdır Hacı Ahmet’im,” dedi, fenerin ışığını hafifçe yüzüne tutarak. “Nereden gelir, nereye gidersin bu saatte? Millet uykuda çoktan.”
Ahmet mahcup bir gülümsemeyle başını eğdi: “Uyku tutmadı, Uğur Abi. Biraz kafamı dağıtayım dedim. Farkında olmadan epey uzaklaşmışım.”
Bekçi Uğur, onun yüzündeki hüznü fark etti. Ama eski dostluğun verdiği incelikle fazla kurcalamadı, sadece omzuna dostça dokundu: “Dert insanın içindeyse, geceler uzun gelir oğlum. Ama bil ki her karanlığın bir sabahı vardır.”
Ahmet, gözlerini yere indirdi, derin bir nefes aldı. Sonra hafifçe başını sallayarak vedalaştı. Sessiz sokaklarda yürürken, Uğur Abi’nin sözleri zihninde yankılanıyordu: “Her karanlığın bir sabahı vardır…”
Ama o an, kendi sabahının Aygül’süz doğacağından korkuyordu.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.