Günler, aylar ve yıllar geçti. Hacı Ahmet divane hâliyle mahallenin bir köşesinde yaşamaya devam etti. Artık ne eski neşesi, ne konuşmaları, ne de bakışları vardı. Sadece ara sıra eski defterine bakıyor, geçmişten kopuk mırıldanıyordu.
Aygül, birkaç kez onu ziyaret etti. Her defasında ellerini tuttu, başını omzuna yasladı, gözyaşlarıyla onunla konuştu. Ama Ahmet’in gözlerinde artık bir tepki yoktu. Küçük bir tebessüm, bir işaret bile yoktu; sadece boş bir bakış…
Babası her gün onun için dua etti. Gökhan ve Yusuf ise her fırsatta yanına gittiler, sessizce oturdular. Ama hiçbir şey Hacı Ahmet’i geri getirmedi.
Mahalleli de kabullenmişti: O artık geçmişin ve acının içinde sıkışıp kalmıştı. Onun hayatı bir trajediye dönüşmüş, eski sevinçli sokaklar artık sessizliğe gömülmüştü.
Aygül ise, acısını kalbine gömerek, hayatına devam etmek zorunda kaldı. Ama ne zaman eski mahallenin sokaklarından geçse, ne zaman rüzgâr hafifçe saçlarını savursa… Hacı Ahmet’in divane hâli, gözlerinin önünde bir hayalet gibi belirdi.
Ve hikâye böylece, umut yerine derin bir hüzünle, mahalledeki eski tozlu yollar ve sessiz gecelerle son buldu. Aşkları vardı, sevdaları vardı… ama hayatın acısı, onları parçalamıştı.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.