Konuşma bitmişti. Sevda, Ahmet’in gözlerindeki boşluğu görmüş, birkaç kelime daha söylemek istemişti. Ama Ahmet sessizce başını salladı; içten içe fark etmişti ki, hiçbir şey değişmemişti. Aygül hâlâ uzaktaydı, kalbindeki boşluk hâlâ oradaydı, acı hâlâ tazeydi.
Tam o sırada fabrikadan iki arkadaşı, Gökhan ve Yusuf, neşeli adımlarla yanına geldiler. “Hadi kalk Hacı Ahmet! Biraz neşelen, böyle olmaz ki!” diye seslendiler.
Ahmet başını kaldırdı ama yüzünde bir gülümseme yoktu. Derin bir nefes aldı, “Hayır… ben yalnız kalmak istiyorum. Lütfen.” dedi, sesi kısık ve kararlıydı.
Gökhan ve Yusuf birbirine baktı. “Tamam kardeşim… ama unutma, biz buradayız,” dedi Yusuf. Gökhan omzuna dokundu, “İstersen otur, istersen yalnız kal… ama dayanacak gücün olduğunu unutma.”
Ahmet, arkadaşlarının sözlerini duysa da içindeki ağırlık hâlâ sarsıcıydı. Yalnızlık seçimi zor ama gerekliydi; çünkü Aygül’ün gidişinin acısı, onun iç dünyasında tek başına işlenmeliydi. Sessizlik içinde, arkadaşlarının yanından kalktı ve fabrikanın sessiz koridorlarında yavaş adımlarla yürümeye başladı.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.