Bir öğle sonrası, fabrikanın paydosundan sonra, Sevda Hacı Ahmet’in yanına geldi. Ahmet, kahve molasında sessizce oturuyor, elindeki sigarayı düşüncelere dalmış şekilde parmaklarıyla çeviriyordu.
Sevda hafifçe yanına oturdu ve omzuna dokundu. “Hayırdır Hacı Ahmet,” dedi, sesi yumuşak ama kararlıydı. “Neden bizden kaçıyor gibisin? Biz arkadaşız, sen kendini bu kadar kapatmamalısın.”
Ahmet, gözlerini Sevda’ya çevirdi. Bir an sustu; sonra gözlerini yere indirdi. “Sevda… anlamazsın… O gitti… her şey değişti…” dedi, sesi titriyordu.
Sevda, Ahmet’in ellerini tuttu ve gözlerinin içine baktı: “Ahmet, ben anlamak istemiyorum demiyorum. Ama bu kadar içine kapanmak, seni yorar. Acını paylaşmazsan, hem sen yalnız kalırsın hem biz seni kaybederiz. Bırak biraz konuşalım, birlikte oluruz.”
Ahmet derin bir nefes aldı, dudaklarını ısırdı. İçinde fırtınalar kopuyordu; ama Sevda’nın bu kararlılığı, yavaş yavaş ona güç verdi. Belki de ilk kez, kalbinin bir parçasını güvenle açabileceğini hissetti.
O an, sessizce iki arkadaş orada oturdu. Ama Ahmet’in içinde hâlâ bir boşluk vardı: Aygül’ün gidişi ve arkasında bıraktığı yaralar… Ve bu sessizlik, hem hüzün hem de biraz umut taşıyordu.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.