Günler birbirini kovalıyordu. Ama artık hiçbir şey eskisi gibi değildi. Sanki her şey, Hacı Ahmet ile Aygül’ün yarım kalmış aşkı gibi ortasında kopup gitmişti.
Mahalle sessizdi. Akşamları çocukların oyun sesleri azalmış, kadınların kapı önünde yaptıkları sohbetler kısılmıştı. Kahvehanede bile eski neşeli sohbetlerin yerini, ağır bir suskunluk almıştı. Sanki herkes, Aygül’ün gidişiyle birlikte bir parçasını kaybetmişti.
Geceler daha da ıssızdı. Sokak lambaları yanıyor gibi değildi; ışıkları bile solgun görünüyordu. Rüzgâr üşütüyor, taş sokaklarda ayak sesleri yankılanmıyordu artık. Çayın tadı bile yoktu; ne kahvede içilen demli bardaklar, ne evde kaynayan ince belli bardaklar eskisi gibi ısıtıyordu insanın içini.
Hacı Ahmet içinse her gün ayrı bir azaptı. Fabrikaya gidiyor, işine sarılıyor ama gözleri hep boşluğa dalıyordu. Eve dönünce ise sessizlik üzerine çöküyordu. Radyodan çalan türküler bile yarım kalmış gibiydi; her mısrası Ahmet’in kalbine dokunuyordu.
Mahallede herkes bunu fark ediyor ama kimse onunla konuşmaya cesaret edemiyordu. Çünkü herkes biliyordu: Bazı yaralar sözle değil, zamanla kabuk bağlardı. Ama Ahmet’in yüreğinde açılan yara, zamanla bile kapanacak gibi değildi.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.