Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
AP AZİZ DEDE ( Yedioluk'tan Doğan Işık ) Roman Hüseyin TURHAL
Anadolu coğrafyası, yüzyıllardır sadece toprak değil, aynı zamanda inançların, sırların ve erenlerin nefesini de taşır. Bu topraklarda yetişen her bilge, her Dede, birer manevi ışıktır. Adıyaman’ın yü...
6. Bölüm

Bölüm 2: Kutsal Soyun İzleri

9 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

Çocuklukta Öğrenilen Sırlar
Aziz, Yedioluk'un kerpiç ve taştan evlerinin arasında, yaşıtlarından farklı bir meşguliyet içindeydi. Diğer çocuklar çamurlarla oynayıp, tepelerde koşuştururken, küçük Aziz babası Hasan Efendi Dede'nin yanında saatler geçiriyordu. Evleri, aynı zamanda ocağın meclis yeriydi ve duvarları, yüzyıllardır süregelen bilgelik fısıltılarıyla doluydu.
Aziz’in eğitimi, iki ana damardan ilerliyordu: Zahiri (dışsal) ve Batıni (içsel).
Zahiri Bilgi: Dede, oğluna okuma yazmayı, temel dinî bilgileri ve Alevi-Bektaşi inancının erkânını titizlikle öğretti. Ama onun zahiri bilgisi, sadece kitaplarla sınırlı değildi; aynı zamanda toplumsal adaleti, köy hayatının pratiklerini ve insan ruhunun inceliklerini anlamayı da kapsıyordu.
Batıni İlim: Burası asıl ocağın kalbiydi. Aziz'e, Ehlibeyt soyundan geldiği söylentilerinin taşıdığı büyük manevi sorumluluk anlatılırdı. Babası, ona sadece duaları değil, aynı zamanda nefesin gücünü, gönül gözüyle görmeyi ve gizemli ilimlerin kapısını nasıl aralayacağını öğretiyordu. Cemlerde, semahlarda, deyişlerin makamlarında hep bir sır aradı.
Manevi Bir Farkındalık
Aziz, gençlik çağına adım attığında, kendisindeki bu farklılığı daha net hissetmeye başladı. İnsanların söylemediklerini duyuyor, geleceğe dair sezgileri şaşırtıcı derecede doğru çıkıyordu. Geceleri, tepenin ıssızlığında inzivaya çekilir, derin murakabelere (tefekkürlere) dalardı. Bu inzivalar, onun ruhsal damarlarını açıyor, batıni yönünün hızla gelişmesini sağlıyordu.
O, doğanın ve insanların sorunlarını, sadece bir genç olarak değil, bir rehber adayı olarak görüyordu. İçindeki hümanist duygu, daha o yaşlarda şekillenmeye başlamıştı; yoksulun derdi onun derdi, hastanın acısı onun acısıydı.
Oda Yok, Kapı Kilitli
Gençlik dönemindeki bu yoğun manevi arayış, Aziz'in çevresinde ilk şaşkınlık ve hayranlık uyandıran olayın yaşanmasına neden oldu. Köyde, onun bu kadar derinleşmesinden endişe eden bazı kişiler vardı. Onlar, Aziz'i test etmek ya da belki de koruma amaçlı, bir gece onu evin içindeki küçük bir odaya kilitlediler. Kapının kilidi sağlamdı, anahtar ise babası Hasan Dede'nin yanındaydı.
Sabah olduğunda, Hasan Dede odayı açmak için geldi. Kapının kilidini açtı, ama içeride şaşkınlık verici bir boşlukla karşılaştılar.
Oda bomboştu.
Ne pencere açıktı, ne de kapı zorlanmıştı. Kilit, olduğu gibi duruyordu. Köylüler, bu durumu hayretle izlerken, kısa süre sonra Aziz'in köyün en yüksek tepesinde, gün doğuşunu seyrederken bulunduğunu öğrendiler. Yüzünde, sanki hiçbir şey olmamış gibi sakin ve tebessümlü bir ifade vardı.
Bu olay, köy halkının diline anında düştü. Artık genç Aziz'e sadece Dede'nin oğlu olarak değil, keramet sahibi bir zat olarak bakılıyordu. O, kilidi açılmadan, zahiri dünyanın engellerini aşarak dışarı çıkmıştı. Bu, onun sadece fiziksel bir varlık değil, aynı zamanda gelişmiş bir batıni güce sahip olduğunun, Ehlibeyt soyunun manevi kuvvetini taşıdığının somut kanıtıydı.
Artık Yedioluk biliyordu ki, Aziz sadece ahlak ve bilgelikle değil, aynı zamanda gaybın (görünmeyenin) sırlarıyla donanmış bir rehberdi. Yolculuğu yeni başlıyordu.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL