Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Alevilik İslam'ın Özü Hüseyin TURHAL
Bu eser, asırlardır yanlış anlaşılan, ötekileştirilen ve sadece folklorik bir öğe olarak görülen Alevilik inancını, temel bir kimlik ya da etnik aidiyet olarak değil, İslamiyet’in Batınî (içsel), ahla...
12. Bölüm

BÖLÜM IX: Hizmetler ve Rızalık Şehri

7 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

Cem'in Ruhu: On İki Hizmet ve Teslimiyet
Alevi inancında Cem, sadece bir araya gelme (toplanma) eylemi değil, aynı zamanda İmam Ali’nin rehberliğinde Kırklar Meclisi’nde (Bölüm II) kararlaştırılan Gönül Birliği’nin pratik olarak yaşatıldığı bir meydandır. Bu birliğin sağlanması ve Cem’in manevi disiplininin korunması, On İki Hizmet adı verilen kutsal görevler aracılığıyla gerçekleştirilir.
Her bir hizmet, Cem'in düzgün (erkânlı) bir şekilde yürümesi için hayati öneme sahiptir ve her hizmet sahibi Can, bu görevi bir Teslimiyet ruhuyla yerine getirir. Hizmetler, aynı zamanda toplumsal görev dağılımının ve eşitliğin bir simgesidir; zira Cem’de kimin hangi mevkide olduğu değil, Hizmetine olan sadakati önemlidir.
Cem'de On İki Hizmet
On İki Hizmet, On İki İmam'a (Bölüm IV) ithaf edilir ve her bir İmam'ın manevi rehberliğini yansıtır. Bu hizmetler, meclisin kapısının açılışından, Cem'in sona ermesine kadar her aşamayı kapsar:
Mürşit / Pir / Dede: Cem'in manevi önderi ve rehberi. İmam Ali'yi temsil eder ve Hak adına hüküm verir.
Rehber: Dede'ye yardımcı olur ve Cem'e katılan canlara yol gösterir. Hz. Hasan'ı temsil eder.
Gözcü: Cem'in düzenini sağlar, dışarıdan gelenlere karşı dikkatli olur ve içerideki sessizliği korur.
Çerağcı (Delilci): Cem'i aydınlatır, Delil adı verilen mumu yakar. Işık, İlahi Nuru ve Hakikat'i simgeler.
Zakir / Âşık: Sazı ile Nefesleri, Deyişleri ve Semah'ları çalıp söyler. Saz (Telli Kur'an) Cem'in sesidir.
Süpürgeci (Ferrah): Cem başlamadan önce ve Cem sırasında meydanı süpürerek fiziki ve manevi temizliği sağlar.
Sakkacı (İbrikçi): Cem'e katılanların abdest almasına yardımcı olur veya su hizmetini yürütür.
Peyikçi (Nida): Cem'in yapılacağını duyurur, canları Cem'e davet eder.
Kapıcı: Cemevi'nin kapısında durur, Cem'e girenlerin Rızalık alıp almadığını denetler.
Kurbancı / Lokmacı: Cem için kesilen kurbanların veya hazırlanan lokmaların Hak katına kabulü için dua eder, Lokmaları paylaştırır.
Sofracı: Lokmaların sofraya konulmasını ve kaldırılmasını sağlar.
Meydancı / Postnişin: Cemevi'ndeki postları serer ve kaldırır, canların yerleşim düzenini sağlar.
Bu hizmetlerin yerine getirilmesi, canların sadece gönül ibadeti yapmasını değil, aynı zamanda emek ve sorumluluk bilinci geliştirmesini de sağlar.
Rızalık Şehri: Alevi Etiğinin Zirvesi
Rızalık Şehri, Aleviliğin İslam’ın Özü olduğu tezinin en somut etik ve sosyolojik dayanağıdır. Bu, sadece Cem’e girmeden önce alınan helalleşmeden ibaret değildir; bir yaşam felsefesidir.
Rızalık Şehri, toplumsal yapının zorla değil, karşılıklı rıza, adalet ve sevgi ile kurulduğu ütopik bir toplum modelini ifade eder. Aleviler, yeryüzünde, herkesin hakkının korunduğu ve herkesin birbirine Gönül Rızalığı verdiği bir düzeni kurmayı hedefler.
Rızalık Şehrinin Temel İlkeleri:
Adaletin Tesis Edilmesi: (Bölüm VIII'de ele alınan) Görgü Cem'i, Rızalık Şehri'nin yeryüzündeki mekanizmasıdır. Bir canın gönlü kırılmışsa, hakkı yenmişse, Rızalık Şehri kurulamaz. Adalet, önce gönülde ve toplumda sağlanmalıdır.
Emek ve Paylaşım: Lokma ve Niyaz hizmetleri, Rızalık Şehrinde emek ve paylaşımın kutsallığını vurgular. Hiç kimse aşırı zenginlik veya aşırı fakirlikle sınanmamalı; herkes emeğinin karşılığını almalı ve kazancını yoldaşlarıyla paylaşmalıdır.
Dara Durma Bilinci: Rızalık Şehrinde yaşayan can, daima Dara Durma bilinciyle hareket eder; yani her an Hak'kın huzurunda hesap verecekmiş gibi yaşar. Bu, yalandan ve haksızlıktan uzak durmayı zorunlu kılar.
Rızalık Şehri, aslında İslam'ın ilk dönemindeki Medine Sözleşmesi ruhunun, İmam Ali'nin adaletiyle harmanlanmış, tasavvufi bir idealizasyonudur.
Hüseyin TURHAL'ın bu kitaptaki ana tezi, Alevilik'teki bu hizmet ve rızalık mekanizmalarının, İslamiyet'in şekilcilikten uzak, tam ve kusursuz bir ahlak sistemini yaşattığıdır.
Sonraki Bölümde: Alevi ahlakının temel düsturları ve İnsan-ı Kâmil hedefi olan Eline Diline Beline Sahip Olmak konusu ele alınacaktır.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL