Adıyaman'da Kayıp Hikâyelere Yolculuk
Adıyaman'ın kadim topraklarında, taşın ve zamanın derinliklerinde saklı kalmış, kaybolmaya yüz tutmuş gerçek hayat hikâyelerinin izini sürüyor. Bu eser, Nemrut'u...
Mekan: Adıyaman, Sofraz Tümülüsleri'ne nazır, Fırat Nehri kıyısında bir Kommagene yerleşimi kalıntısı. Zaman: Antik dönemin sonları. Kommagene Kralı Mithridates’in (farazi bir karakter) en küçük kızı Beren, Sofraz'daki yazlık saraylarında yaşardı. Beren, alışılmış kral kızlarına benzemezdi. Altın bilezikler, ipek kaftanlar yerine; eski haritalar, yıldız çizimleri ve taşlara kazınmış yazıtlarla ilgilenirdi. Babası onu yabancı prenslerle evlendirmek isterken, Beren’in gözü sadece gece gökyüzündeydi. Kral, Sofraz Tümülüsleri'ni atalarının onuruna yaptırıyordu. Bu devasa anıt mezarların inşası sırasında, bir gün sarayın dış surlarında duran genç bir çobana benzeyen ama elinde pergel ve usturlap taşıyan bir genç dikkatini çekti: Hezar. Hezar, bölgenin en fakir ailesinden geliyordu, ancak geceleri Sofraz'ın yüksek tepelerinde yıldızların yerini hesaplayan, gök cisimlerinin hareketlerini anlamaya çalışan gizli bir astronomdu. O, Beren'in ilgilendiği bilimin ve sırrın peşindeydi. Beren, her gece gizlice sarayın arka bahçesindeki nar ağacının altında, Fırat'ın akış sesini dinlerken Hezar'ın tümülüslerin yamacında yaktığı küçük ateşi fark etti. Merakına yenik düşerek bir gece korumalarını atlatıp tepeye tırmandı. Hezar, yıldızları incelerken aniden karşısında kralın zarif kıyafetler içindeki kızını görünce şaşkına döndü. "Sana dokunursam, sanırım babam beni canlı canlı Sofraz'ın taşları arasına gömer," dedi Hezar alaycı bir endişeyle. Beren gülümsedi. "Beni yıldızlar getirdi, Hezar. Babanın gücü göğün yasalarına yetmez. Sen ne arıyorsun bu ıssızlıkta?" Hezar, Beren'e Kommagene'nin derin sırrını fısıldadı: "Kralın ataları, bu tümülüsleri sadece anıt değil, aynı zamanda göksel bir zaman kapsülü olarak inşa ettiler. Ben, gökyüzündeki belirli bir yıldız hizalanmasını bekliyorum. O an geldiğinde, tümülüslerin altındaki gizli oda, sadece güneş ışığıyla aydınlanacak ve Kommagene'nin kayıp bilgeliklerinin yazıtları ortaya çıkacak." Beren, bu hikayeden çok etkilendi. Hezar'ın gözlerindeki bilgelik, prenslerin sunduğu gösterişli hediyelerden çok daha değerliydi. Sonraki gecelerde, Beren ve Hezar gizlice buluşmaya devam ettiler. Beren, saray kütüphanesinden bulduğu eski parşömenleri Hezar'a getiriyor; Hezar ise ona gezegenlerin dansını, takımyıldızların isimlerini ve onların kadim anlamlarını öğretiyordu. Kalpleri, gökyüzünün sonsuzluğu kadar derin bir aşkla birbirine bağlandı. Ancak bu gizli aşk, Kral Mithridates'in kulağına gitti. Kral, kızının bir çobanla, üstelik kendisinin kutsal saydığı anıt mezarların etrafında buluşmasına öfkeden deliye döndü. Hezar'ın yakalanıp idam edilmesi emrini verdi. Kralın askerleri Hezar'ı yakalamak için Sofraz tepelerine tırmanırken, Beren son bir umutla Tümülüs'ün zirvesine koştu. Orada, elinde usturlapla gökyüzüne bakan Hezar'ı buldu. O gece, Hezar'ın beklediği kritik yıldız hizalanması gerçekleşmek üzereydi. "Kaç, Hezar! Onlar geliyor!" diye bağırdı Beren. Hezar, Beren'in elini tuttu. "Kaçamam. Benim kaderim, bu bilgelikle mühürlendi. Ama sen gelmek zorunda değilsin." Beren kararlıydı: "Sensiz bir krallık, yıldızsız bir gökyüzüdür. Benim de kaderim sensin." O anda, yıldızlar beklenen konuma geldi. Tümülüsün taşları arasında, güneşin doğudan vuran ilk ışığını yakalayan gizli bir yarık açıldı ve içeriye süzülen bir ışık huzmesi, yerin altından gelen güçlü bir uğultuyla buluştu. Askerler tepeye ulaştığında, Beren ve Hezar, el ele verip o dar yarıktan, tümülüsün derinliklerine, ataların bilgeliğiyle dolu o gizli odaya atladılar. Kral, tümülüsün girişini günlerce kazdırdı ancak ne Beren'in ne de Hezar'ın bir izine rastladı. Halk, kralın kızının bilgelik aşkıyla yanarak, aşık olduğu gençle birlikte, Sofraz'ın taşlarının arasına gizlenip, ebediyete karıştığına inandı. Efsanenin Güncellemesi: Bugün, Sofraz Tümülüsleri'ni ziyaret edenler, özellikle ilkbaharda güneşin doğuşunu izlerken, tümülüslerin zirvesinden yükselen iki çiçeğin, diğerlerinden daha parlak ve canlı açtığını söylerler. Halk arasında, bu çiçeklerin, ebedi aşkları Sofraz'ın sırrında mühürlenen Kralın Kızı Beren ve Yıldız İzleyici Hezar'ın ruhları olduğuna inanılır. Onların hikayesi, bilginin, statüden ve dünyevi güçten daha değerli olduğunu fısıldar.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.