Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
ACI HAYAT Roman Hüseyin TURHAL
Acı Hayat, size iki farklı dünyanın çarpışmasını sunuyor: Gecekondu mahallesinin tozu ve lüks yalılardaki kristal kulelerin soğukluğu. Karakterlerimizin yaşadığı acı, sadece maddi yokluktan değil, ahl...
13. Bölüm

Bölüm 9: İpler Kopuyor

6 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

I. Cem’in Çöküşü
Elif’in yönetim kurulu toplantısındaki hamlesi, Yıldırım Mimarlık ve Arsoy Şirketler Grubu arasındaki ipleri aniden koparmıştı. Bağımsız denetimler başlamış, Cem'in yasadışı maliyet tasarrufu planları yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştı. Cem, hayatında ilk kez kontrolü kaybettiğini hissediyordu.
İlk tepkisi Elif’e oldu. Akşam yalısında, öfkeden deliye dönmüş bir Cem, Elif’i duvarla kendi arasına sıkıştırdı.
"Bana nasıl ihanet edersin, Elif? Biz evlenecektik! Bu ortaklık babamın en büyük işiydi!" diye kükredi.
Elif'in gözlerinde korku değil, tiksinti vardı. "Senin ahlaksızlıklarına ortak olmaktansa, her şeyi kaybetmeyi tercih ederim, Cem. Biz sadece bir iş anlaşmasıydık, aşk değil. Ve benim anlaşmayı bozmamın tek nedeni, senin kirli ellerinle masum insanların hayatını tehlikeye atman."
Cem alaycı bir şekilde güldü. "Masum insanlar mı? Yoksa o işçi mi? Biliyorum, o raporları sana o mimarlık dehası işçi verdi! Seni parmağında oynattı. Seni bu koca yalıdan, onun çamurlu gecekondusuna sürüklemek için! Ama ben buna izin vermeyeceğim!"
Cem, Elif'in yüzüne tokat atmak için elini kaldırdı, ancak son anda kendini durdurdu. Bunun yerine, Elif'in masumiyetini ve itibarını hedef alacak bir hamle yapmaya karar verdi.
II. Gecekondu’da Fırtına
Cem, elindeki en büyük kozu oynadı: Murat’ın Elif’ten aldığı paranın ve bursun ifşa edilmesi. Üstelik bunu, Murat’ın dürüstlüğünü tamamen lekeleyecek şekilde çarpıtarak yaptı.
Ertesi gün, Murat’ın mahallesinde bir söylenti yayıldı: Murat, zengin bir kadından yüklü miktarda para almış ve babasını kurtarmak için ailesine ait tek değerli mülkü olan evi, o kadının zimmetine geçirmişti. Murat'ın dürüstlüğü ve onuru, mahallelinin gözünde bir anda kirlenmişti.
Mahalledeki herkes, Murat’ı yüzüstü bırakan ve şantiyedeki amcası gözüyle baktığı Mehmet Usta'nın durumunu sordu.
"Oğlun parayı aldı, ama evi elden çıkardı Mehmet Usta!" diye bağırdı bir komşu. "O zenginlerin oyuncağı olmuş!"
Murat, hastanede babasının yanındaydı. Annesi, evin önündeki kalabalıkla tek başına baş etmeye çalışıyordu. Murat, haberi alır almaz şantiyedeki işini bıraktı ve koşarak mahallesine gitti.
Evinin önünde, çaresizlikten ağlayan annesi ve öfkeli kalabalıkla karşılaştı.
"Bu bir yalan!" diye bağırdı Murat. "Ben sadece babamın tedavisini karşıladım. Evimiz kimseye satılmadı!"
Ancak Cem, dedikoduyu o kadar ustaca yaymıştı ki, kimse Murat'a inanmıyordu. Murat, bir anda ailesini kurtarmaya çalışırken, mahallesinin gözünde onursuz bir hain durumuna düşmüştü. Cem, Murat'ın sadece kariyerini değil, en büyük dayanağı olan mahallesiyle olan bağını da kesmişti.
III. Son Hesaplaşmanın Hazırlığı
Murat, annesini içeri soktuktan sonra, Cem'e karşı aldığı paranın bir zehir olduğunu kesin olarak anladı.
Bu sırada Elif, Cem’in çaresizlikten neler yapabileceğini biliyordu. Cem’in adamlarının şantiyede Murat'ı susturmaya çalıştığını öğrendiğinde, Murat’ı son kez görmek ve onu uyarmak için mahallesine gitti.
Elif, gecekondu mahallesinin ara sokağında durdu. Lüks arabası, yoksul evlerin arasında yersiz bir ihtişamla parlıyordu. Murat, onu camdan gördü. Kalbi hem öfkeyle hem de umutla attı.
Murat, dışarı çıktı. Aralarındaki mesafe, sadece birkaç adımdı, ama iki ayrı dünyaydı.
"Niye geldin Elif?" diye sordu Murat, sesi soğuk ve kırgındı. "Vicdanını rahatlatmaya mı, yoksa Cem’in beni nasıl alt ettiğini görmeye mi?"
Elif’in gözleri doluydu. "Sana inanıyorum Murat. Cem'in planını bozmaya çalıştığını biliyorum. Ama o artık tehlikeli. Seni öldürmeye çalıştı. Seni bu mahalleden koparmaya çalıştı. Lütfen, git buradan. Bu şehirden git."
Murat, sertçe başını salladı. "Hayır. Ben bu şehri, bu hayatı, bu mahallede onurumu korumak için kazandım. Sen, bana ihanetin ne olduğunu gösterdin. Cem ise, ihanetin bedelini öğretti. Ben Cem'i alt etmeden, hiçbir yere gitmeyeceğim."
Elif, gözyaşları içinde Murat'a Cem'in bir sonraki hamlesinin, projeyi bağımsız denetimden önce bitirip, kirli planı hızlıca hayata geçirmek olacağını anlattı.
Murat’ın yüzüne sinsi bir gülümseme yayıldı. "Bırak yapsın Elif. Benim imzam, o binanın temelinde sessizce bekliyor. Ve ben, o temelin üzerindeki son tuğlayı koyduğu an, her şeyi ortaya çıkaracağım."
Murat, Elif’e bir kağıt parçası uzattı. Üzerinde karmaşık bir mimari çizim ve bir tarih vardı. "Bu, Cem'in yaptığı hileyi gösteren son kanıt. Bunu güvende tut. Sadece her şey bittiğinde kullan. Benim elimde kalırsa, Cem beni öldürür."
Elif, kağıdı aldı. İki âşık, aşklarını ve hayatlarını, Cem’e karşı kurdukları son tuzağın üzerine inşa etmişlerdi.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL