Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Abuzer ve İmitasyon Hazine (Roman) Hüseyin TURHAL
Adıyaman’ın tozlu yollarında başlayan bir saflık hikâyesi... ve uluslararası bir dolandırıcılık labirenti. Abuzer, hayatı traktörü, tarlası ve hayvanlarından ibaret, kalbi temiz bir köylü vatandaştı....
8. Bölüm

Bölüm 4: Boş Bekleyiş (İpin Kopuşu)

6 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Abuzer ve İmitasyon Hazine
Bölüm 4: Boş Bekleyiş (İpin Kopuşu)
Zaman, mutluyken hızla, bekleyiş içindeyken ise işkenceyle akardı. Abuzer için ise zaman, Şevket'in gidişinin ardından sonsuzluğa uzayan, tozlu bir patikaya dönüşmüştü.
İlk başlarda her şey yolundaydı; kalbi umutla doluydu. "Üç ay," diye tekrarlardı kendi kendine. Üç ay sonra borçları ödenecek, yeni bir traktör alınacak, belki de Adıyaman'a gidip çocuklarına modern bir ev tutulacaktı. Abuzer, heykelleri evinin en gizli, en güvenli köşesine sakladı. Gece yatağına yattığında, odanın bir yerinde uyuyan 100 milyon liralık servetin düşüncesiyle uykuya dalıyordu.
İlk ay doldu. Hiçbir haber yoktu. Abuzer, "Uluslararası işler yavaş ilerler," diye kendini teselli etti.
İkinci ay bitti. Köyde fısıltılar yükselmeye başlamıştı. Abuzer'in hayvanlarını ve traktörünü satması zaten çok konuşulmuştu. Şimdi, bomboş kalan tarlası ve gizemli bir şekilde parayı ne yaptığı sorusu, dedikoduların merkezine oturmuştu. Abuzer, Şevket’e verdiği sır sözüne sadık kaldı, herkese işlerinin iyi gittiğini, büyük bir yatırım yaptığını söylüyordu. Ama gözlerindeki tedirginlik, sözlerine ihanet ediyordu.
Üçüncü ayın sonu geldi.
Takvim yaprakları o kritik günü gösterdi, geçti ve hiçbir şey olmadı. Şevket’ten ne bir telefon, ne bir mektup, ne de beklenen o lüks araba konvoyu göründü.
Abuzer, endişelenmeye başladı. Şevket’in bıraktığı kartvizit numarası aranıyor, ancak ulaşılamıyordu. Telefon hattı kapatılmış, sanki Şevket diye biri hiç var olmamıştı.
"Belki işleri uzamıştır," diye düşündü Abuzer. Kendine fazladan iki ay daha süre tanıdı.
Ancak bu beş aylık boş bekleyiş, Abuzer’in hayallerini yavaş yavaş yiyip bitirmeye başladı. Endişe, önce mide kramplarına, sonra uykusuz gecelere dönüştü. Kuyumcudan borç aldığı altınların geri ödeme tarihi yaklaşmış, hatta geçmişti. Borcun sahibi olan kuyumcu, Abuzer'e güveniyordu ama artık sıkıştırmaya başlamıştı.
"Abuzer, durum ne? Bana verdiğin söz..."
Abuzer, bu baskıya daha fazla dayanamadı. Sırrını açığa vurmak istemiyordu, ama elinde o "paha biçilmez" heykeller duruyordu. Belki de bir kuyumcuya gösterirse, en azından paranın bir kısmını avans olarak alabilir ve borcunu kapatabilirdi. Şevket'in dönüp yüz milyonları getireceğinden hala emindi, ama acil bir çözüme ihtiyacı vardı.
Kabus gibi geçen bir gecenin ardından, Abuzer kararlı bir şekilde kutuyu aldı. Heykelleri, eski bir bez parçasına sardı ve kimseye görünmeden köyden çıktı. Tekrar o borç aldığı, dürüst adamın, kuyumcu dükkanına doğru yola koyuldu. Bu, onun son umut ışığıydı.
Kuyumcu dükkanının kapısından içeri girdiğinde, eli ayağı titriyordu. Sanki gizemli bir cinayetin delilini taşıyordu. Heykelleri tezgaha usulca bıraktı.
"Amca," dedi fısıltıyla. "Şevket Ağabey'in işleri biraz uzadı. Ama ispatı burada. Şuna bir bak. Bu heykeller ne kadar eder, bana bir avans verebilir misin?"
Kuyumcu, Abuzer'in tedirginliğini fark etti. Kaşlarını çatarak heykelleri eline aldı. Işık altında dikkatlice incelemeye başladı. Önce parmaklarını gezdirdi, sonra küçük bir büyüteçle yakından baktı. Abuzer'in kalbi göğüs kafesinde gümbürdüyordu.
Kuyumcunun yüz ifadesi, saniyenin onda biri kadar kısa bir sürede önce merak, sonra şaşkınlık ve en sonunda acı bir hayal kırıklığına dönüştü. Büyüteci masaya sertçe bıraktı.
"Abuzer," dedi, sesi soğuk ve netti. "Bunlar sahte..."
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL