MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

İsra ve Mirac
mamur

İsra ve Mirac



ÝSRA ve MÝRAC

Bismillahirrahmanirrahim
‘Bir gece kendisine âyetlerimizden bir kýsmýný gösterelim diye, kulunu Mescid-î Haram’dan, çevresini mübarek kýldýðýmýz Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah, noksan sýfatlardan münezzehtir; O, gerçekten iþitendir, gözetendir’. Ýsra sur. Ayet:1
Kendini insanlýðýn acýlarýna,
Dertlerine adamýþ Yüce Peygamberin,
Kalbi yaralý. Gözleri semada.
Allah’a sesleniyor: Ey zayýflarýn bicareleri n Rabbi .
Sýkýntýlarýnýn doruða çýktýðý bir zamanda.
Bütün çaðlarýn efendisini,
Cenabý Hâkkýn ilâhi davetçisini,
Yer ve semalar ehli, beklemekte.
O gece tamamen teyakkuzda idi.
Habibi Kibriya için,
Ezel, esrar perdeleri kaldýrýldý.
Her þeyden haberi olan,
Her þeyi güzel þekilde düzenleyen,
Yüce Allah’ýn C.C.
Yapýlmasýný istediði bir yolculuktur.
Baþtan sona kadar Hâkka olan bu yolculuk.
Allah’tan bir lütuf ve büyük bir mucizedir.
O mübarek gecede:
Cebrail ile

Mikâil beraber gelmiþlerdi.
Peygamberimiz s.a.v. þöyle buyurmuþtu:


« Ben Beyt-i Haramýn yanýnda.

Hicr’de, veya Hatim’de,

Uyku ile uyanýklýk arasýnda iken,

Bana bir zat geldi:

Þuramý, þurama kadar yardý.

Kalbimi çýkardý, üç kez yýkadý,

sonra yerine koydu.’’
Hz. Peygamber, bir acý duymuyordu.

Ruh ve bedeni, çok faal hale getirildi.
Ýman ve hikmetle doldurulmuþtu,
Üzerine kudret mührü vurulmuþtu.

‘’Sonra beni mescidin kapýsýna götürdü ki,

Burak orada durmaktaydý.

Eðerliydi, gemliydi.

Katýrdan küçük, merkepten büyüktü.

Daima sallanan iki kulaðý vardý.

Bembeyazdý.

O peygamberlerin binmiþ olduðu Burak’tý.

Ona bindim ‘’. ‘’ Ayaklarýný gözlerin

Görebildiði en son noktaya kadar atýyordu.’’
‘’Binekler sadece bedenleri taþýr, ruhlarý deðil!»

Nitekim O, bu inceliðe iþaretle,
þöyle buyurmuþtur:
«Ben sizin gibi deðilim.
’ Ben sizin görmediðinizi görür,
duymadýðýnýzý duyarým.‘’



Kulunu Götürenin Þaný ne Yücedir.

Kulunu Götürenin Þaný ne Büyüktür.
Allahu Ekber. Allahu Ekber
Allahu Ekber.

‘’Ona... gösterelim diye"

Buyruðunda: Ona verilen þeref
Ve Ona gösterilen iltifattý.

Sultaný Enbiya,
Bu ulvi yolculuðun sýrdaþý Cebrail ile
Mescid-i Aksâ’ya
Bir Cennet bineði olan Burak ile geldi.
Mescid’i Aksa, Peygamberin,

Ziyaretiyle þereflendirildi.

"Orasý mahþer topraklarýdýr..."

Güzel Rabbimiz

Çevresini, Din ve dünya

Bereketleriyle donatmýþtý.


Fahri Kâinat Efendimiz s.a.v.

Orada imam olarak,

Enbiyalara namaz kýldýrmýþtý.

Peygamberler yedi saf teþkil ettiler.

Üç saf sadece Resullerden,

Diðerleri Nebilerden müteþekkildi.

Melekler de onlarla beraber.
Saf, saf olup durdular.

Peygamberler,

Riyaseti Hz. Muhammed’e verip,

Ona tabi olmuþlar ve selam vermiþlerdi.

Resûlü Ekrem’in s.a.v.
Arkasýnda namaz kýlmalarý çok anlamlýdýr.
Hikmetini, sebebini ve
Sýrrýný kavrayamadýðýmýz,
Güzelliklerle ve doðruluklarla doludur.

O’nun, tüm varlýklarýn imamý

Ve önderi olduðu bilinsin!

Mahþer topraklarý da,

Onun gidip gelmesiyle, þereflensin.


Bey tül Makdis:
Peygamberlerin yurtlarýdýr.
Buralarda onlara vahiy inmiþtir.

O topraklarda dile gelip:

«Ey Rabbimiz!

Her peygamberden bir nasibimiz oldu.

Bizim,

Hz. Muhammed’e iþtiyakýmýz vardýr.

Onunla buluþmayý bize nasip eyle».


Sonra Cebrail bana iki kap getirdi.
Biri süt, biri þarap dolu.
Al bunlardan birini iç
Cibril-i Emin bana:
Hangisini istiyorsun?»
Ben sütü aldým ve içtim.
Cebrail bana; «Sen fýtratý seçtin, dedi.


Daha sonra,
Ruhlarýn üzerinde yükseldikleri,
Miraç geldi.

Gördüðüm þeylerin en güzeli o idi.
Bakmaz mýsýnýz, insan sekeratta iken,
gözünü dikip ona bakar?
Miraç:
‘’Ölülerinizin ölürken gözlerini diktikleri þeydir.
Ölülerin ruhlarý, bu merdivenden yukarý çýkar.’’
‘’O, bizi yücelere doðru götürdü.

Birinci
Göðün kapýsýna vardýðýmýzda,
Orada göðü koruyan meleði gördüm.
ismi Ýsmail’di.

Beraberinde yetmiþ bin melek vardý.
Rabbimin,
Mahlûkatý örten nuruna yemin olsun.
Tevhid aþkýna, Nuha yardým eden gökler,
Allah aþkýna, tek bir Ýsminin hürmetine,
Direksiz sütunsuz duran gökler?
Kâinat kulluðunu yerine getiriyor.
Müminlerin baþ eðdiðine,
Onlarda baþ eðiyor..


‘’Gökleri her taraftan tutan
Allah’tan baþka tutaný da yoktur».
Allah gökleri ve yeri yok olmasýnlar diye tutuyor… Surat Fāţir :41
Kapý açýldý ve bana selâm verdiler.
Hz. Peygamber s.a.v. Buyurdu ki :

Birinci gökte Adem’i gördüm.
Saðýna baktýðýnda gülüyor, soluna
Baktýðýnda aðlýyordu.

Ýkinci gökte:
Hz. Yusuf ile buluþtuk.
Yüzü parlak ay gibi idi.
Onunla selamlaþtýk.

Üçüncü Semada:
Peygamber efendimiz s.a.v.
Ýki teyze zade,
Hz. Ýsa ile Hz. Yahya’yý, gördü.

Hz. Ýsa, «Çok gür saçlý biriydi.’’

Dördüncü semada:
Ýdris a.s. ile


Sonra beþinci göðe vardým.

Baktým ki Ýmran’ýn oðlu Harun oradadýr.
Kavmi tarafýndan sevilen Harun...
«Sakalý çok uzundu.
Neredeyse göbeðine varýyordu.


Ben altýncý gökte Musa’yý gördüm.
Musa’yý gördüðümde ona selâm verdim.
Selâmýmý aldý, sevindi. Bana «Salih kardeþ,
Salih peygamber merhaba» dedi.


Yedinci gökte, Hz. Ýbrahim’i gördüm.
Sýrtýný el-Beyt’ul-Mamur’a dayamýþtý.
Çok güzel bir zattý.


«Ben hangi göðe varýrsam sevinip,
Hoþ geldin ey Salih kardeþ, ey Salih nebi.’’
Dediler.

Cibril ile Beyt’ül- Mamur’a girdim.
Ýçinde namaz kýldým.
Oraya yetmiþ bin Meleðin gelip
Allaha ibadet ettikten sonra,
ayrýlýp gittiklerine þahit oldum.
Göðün,
Kâbesi olan Bey’ tül Mamur’a
‘’Günde yetmiþ bin melek girer,
Ve bir daha ona dönemezler.’’



Nurdan mahlûk meleklerden ibaret semalardan,
Peygamberlerin makamlarýný da aþarak,
Huzuru ilâhiye ye çýkarken,
Cebrail ile Sidretü’l Münteha’ya
ulaþan,
Ýki cihan Güneþi Efendimiz s.a.v.
Sidretü’l Münteha’yý anlatýyor:
‘’ Öyle bir aðaç ki bir binici onun gölgesinde
Yetmiþ sene yol alsa yine katedemez’’
." Bir yapraðý bütün ümmetin üzerini örter."

Sidretül Münteha’nýn yapraklarý.
Renklerin en güzeli ile bezenmiþ,
Orasý ilahi nurlarla aydýnlatýlmýþ,

Cebrail a.s. Hiçbir peygambere.
Asýl suretiyle tecelli edip görünmemiþti.
Hz.Peygamber s.a.v.
Sidret-ul Müntehanýn yanýnda,
Cennetül me’vanýn yakýnýnda
Cebrail Aleyhisselamý
bir kez daha gördüðü,
Hem de yeminle anlatýlmakta :


‘Andolsun, onu bir de diðer iniþte görmüþtü. Sidretü’l-Münteha’nýn yanýnda. Cennetü’l-Me’va onun yanýndadýr. Sidreyi örten örtmekte iken, göz kayýp þaþmadý ve sýnýrý aþmadý. Andolsun, O, Rabbinin en büyük ayetlerinden olaný gördü. NecmSuresi, 13-18
Sidretü’l Münteha:
Semalarý ve Cennetleri kucaklayan
Ulu varlýk aðacý.
Aðacýn kökünden,
Bir menba akýyor ve ikiye ayrýlýyordu.
Efendimiz s.a.v. :
Cebrail’e bunu sorduðumda:
‘Þu rahmet nehri, þu da,
Allah’ýn sana verdiði Kevser Havzýdýr.’dedi.
Rahmet nehrinde yýkandým.
Geçmiþ günahlarým affedildi.
Sonra Kevser yolunu tutarak cennete girdim.
Orada göz görmedik, kulak iþitmedik, beþerin
Hayal ve hatýrýna gelmeyecek olan þeyler gördüm.’’


Arþ’ý Âlânýn altýnda, Ýlahi tecelliler,
Aralýksýz o sýnýra yöneliyordu.
Sidre’den yükselince Cebrail durakladý.
‘’Ya Muhammed! Yemin ederim ki,
Ben buradan bir karýþ ileriye geçersem yanarým.
Benim buradan ileriye geçmeye takatým yoktur’’
‘’Eðer kýl kadar ileri gidersem yanar kül olurum.’’ dedi.
Sidre’den ilerisine,
Ne bir melek nede bir peygamber yaklaþamaz.
Allah’dan baþka,
Hiçbir kimsenin ilmi oraya dahil olamaz.
Akýllarýn durduðu son had.
Ýþte bu yüzden burasý ’son sýnýr’

Habibi Kibriya efendilerimiz,
O noktayý geçer.
Bir ara durup arkasýna bakar.
Cebrail’in korkudan titrediðini görür .
Yarattýðý âlemde olur mu bir yer ýrak?
Yüce yaratýcý Cebrail’ide aradan çýkararak,
Doðrudan Resulünü muhatap almýþtý.
Cebrail’e gizlenen pek çok sýr,
Hz. peygambere miraçta açýklanmýþtý.
Habib mahbubuna kavuþtu.
Ýlâhî cemal sýfatýnýn,
Tecellisine mazhar oluyordu.

Resulü Ekrem s.a.v.
Lâhut âleminin bu en yüksek yerinde,
REFREF denilen bir vasýtayla,
Allah’ýn dilediði kadar yaklaþtý.
Peygamberimiz þöyle buyuruyorlar:
‘‘Sidre’den sonra öyle bir yükseldim ki,
Kaza ve kaderi yazan kalemlerin
çýkardýklarý sesleri duydum.’’


Yüce Allah Onu yüce huzuruna yükseltip,

Yüceliklerin zirvesinde bir izzet ve þerefe,

Ulaþýncaya kadar, Allah onu yükseltmiþti.



Elçisini yedi kat semalarýn ötesine,

Sidre-i Münteha’nýn da ötesine çaðýrarak,

Bizzat onunla direk konuþacaktý.

Hz. Peygamber yüce derecelere,

Yüksek mertebelere çýktýðýnda,

Allah ona;

«Ey Muhammed!

Seni neyle þereflendireyim?» dedi.

O ’da :

«Beni ubudiyetle zatýna
nispet etmekle þereflendir»
Buyurdu.

«Onu yaklaþtýrdý,

Ona bu ikramý ona mahsusen yaptý.

«Bu þerefle þereflendirdiðim kulum

ancak buna lâyýktýr.’’

"Kendisine gösterdiðimiz ayetlerimizi görücüdür».

«O göz kaymadý ve hududunu da aþmadý.»
«Gözünün gördüðünü kalbi yalanlamadý..»
«Andolsun ki o Rabbimin en büyük

ayetlerini gördü» buyrulmuþtu.»
Çünkü Allah’ýn ayetleri sonsuzdur.
Ýlâhî kudretin yüceliðine,
Azametinin eþsizliðine delâlet eden ayetler.
‘’Arþý taþýyan, bir de onun çevresinde bulunan melekler …’’


Oradan huzur’u ilâhîye çýkarýlarak.

Allah’ýn hayret verici melekût’unu gördü.,

O ezelî cemalin görüntülerini gördü.

Sonra nurun Ýçine atýldý.
‘’Rabbimin þu lâhuti sesini iþittim:
‘‘Yaklaþ ey Muhammed. ‘’
Ben de yaklaþtým.
Rabbimin ilhamý ile þunlarý okudum: ‘’
‘Ettehiyyatü lillahi, vessalevâtü, vettayyibatü.’ (En güzeltahiyye Allah’a mahsustur. ibadetler de O’na layýk ve mahsustur.) Bunun üzerine Allah C.C. þu mukabelede bulundu:
‘ Es-selâmü aleyke eyyühen-nebiyyü ve rahmetüllahi veberekâtühû.’ (Ey nebi, selâm sana olsun. Allah’ýn rahmeti ve bereketi de sana olsun.) Ben tekrar, Es-selâmü aleynâ ve alâibadillahissalihin. Eþhedü enlâ ilâhe illallah ve Eþhedü enneMuhammed en abdühu ve resulü hu.’(Selâm, bizim ve Allah’ýn salih kullarýnýn üzerlerine olsun. Ben þahadet ederim ki, Allah birdir. Ondan baþka ilâh yoktur. Yine þahadet ederim ki, Muhammed, Allah’ýn kulu ve elçisidir.) dedim.’


Yüce Rabbi ile konuþtu:

"O vah yettiði þeyleri kuluna vah yetti."
Vasýtasýz, gelen vahyi kalbiyle telakki etti.
Orada ilâhî hitaba mazhar oldu.

Onu þereflerin, yüceliklerin,

En zirve noktasýna çýkardý.

Bu fani dünya.

Hz. Peygamberin gözünde,

Melekût âlemin azameti

Karþýsýnda alabildiðine küçüldü.
ilâhi yolculuðun azameti, esrarý beþer idrakinin üstünde bir mucize. O gece yer ve gökler birleþmekte, gayb alemininseyrü ve müþahedesi, Fahri kainat efendimizin s.a.v. mübarek gözü önünde, zihni ile ruhu karþýsýnda zaman ve mekan perdeleriyle diðer perdeler yýrtýlmýþtý.



Peygamberinin þerefini yükseltmek,

Kadrini yüceltmek,

Þanýný üstün kýlmak için...

Göklerin yüce tabakalarýna yükselti.

Cebrail, semalarýn kapýlarýný,
O’nun için bir bir açtýrdý.

Semalarýn, Kürsî’nin ve Arþ’ýn
Hallerini müþahede etti.

Ne duydu, ne gördüyse
Ümmetine haber verdi.

Resulü Ziþan efendimiz s.a.v.
“Nefsimi kudret elinde tutan Zat’a kasem ederim ki, yedi sema ve yedi arz, Kürsî’nin yanýnda, çöle atýlmýþ bir demir halkadan baka bir þey deðildir. Arþ’ýn Kürsî’ye olan üstünlüðü de, týpký bu çölün o halkaya üstünlüðü gibidir.” buyurmuþtur.”

Akýllara durgunluk veren ilmi aciz býrakan,
Gecenin bir kesitinde vuku bulan
Ýsra ve Miraç
Olayýnýn Bir hikmetide:

Ýman edenlerin imanlarý artsýn,
Þaþkýnlýktan küçük dillerini yutarlar,

Þüphe edenler iyice þüpheye dalsýn,

Küfür ve inatlarý artsýn.

Mekke’de

Rasûlullah’la kavgalarýný sürdürenlere,
Efendimizin, morallerini yýkmak için çarpýk sorular soranlara.
Ruh ve bedeniyle nasýl gidebilir? Diyenlere,
‘’vallahi O hepsini doðru tarif etti" Ama ,
Bu apaçýk bir sihirdir diyenlere,

Mekke müþriklerine, çaðdaþ inkârcýlara,


Bu Bir tehdit-i ilâhidir.

«Ey peygamberi yalanlayan sizler!

Allah, ne söylediklerinizi iþitmekte,

ne yaptýklarýnýzý da görmektedir.

" Muhakkak ki O Semi’dir, Basîr’dir."

Kullarýnýn sözünü duyan,

Onlarýn hâl ve iþlerini görendir.

Yüce Allah, C.C.

Her türlü acizlik ve eksiklik sýfatýndan,

tam anlamýyla münezzehtir.

Her türlü þeyi gerçekleþtirmeye

Kadir olandýr.
Bu durum ve deðiþimin,
Ýnsanlýða ve tüm mahlûkata,
Bir kez daha gösterilmesidir.
O’nun güç ve kuvvetinin delilidir.
Allah’ý hiçbir þey aciz býrakamaz.
Hiçbir þey emrine muhalif edemez,
Kafa kaldýramaz, diklik yapamaz.
Allah yürü derse yürür,
Allah dur derse duruverir.
Al-i Ýmran sûresi, ayet: 96; Bakara sûresi, ayet:127’’... O tektir. Ortaðý yoktur. Mülk onundur. Hamd ona mahsustur. O her þeye gücü yetendir....’’‘’Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi O’nundur. O çok yücedir, çok büyüktür. ‘’ 42:4

Tenzilül Hâkim’de:

‘’Size ilimden çok az þey verilmiþtir.»

Diye buyrulmuþtur.

ilmin çoðu bizden saklýdýr.
Düþünmek gerek, insana yakýþanda budur.

Allah gerçeði, en iyi bilendir.
Ey Yüce Rabbimiz, senin rahmetin ve ilmin her þeyi kuþatmýþtýr! …’’ Mümin, 40/7
Bu büyük olay insanlar için ciddi bir imtihan,
Ayýklanma ve süzülme olmuþtu.
Yer ile gök arasýný bir adamýn boyu kadar gören zihniyete,miraç’ý anlatabilirmisiniz? Allah sözün doðrusunu söyler sen anlamaya çalýþýrsýn sana yakýþanda budur.


Allah’ýn,

Ýzzet ve saltanatýna boyun eðin,

Her iþ, yerini bulsun.


Resulullah s.a.v. ’in

Bu yüksek onuruna ve üstün

Þerefine inanýn.
Allah’ýn kudretinden ancak kâfirler þüphe eder.


Rabbi O’nu yüceliklerin

En zirve noktasýna çýkardý.
Onun yolunun yolcusu olan

Müslümanlara,
Beþ vakit NAMAZ’ la
Miraç ve Ýsrâ’nýn bereketini,

Þerefini, yaþatan Allah’týr.
Sonsuz ikram oradan.


Bu büyük övüncü,

Müslümanlar her zaman

Ve her yerde taþýyacaklar.

Mahlûklar,

Bu mertebe ile iftihar edecekler.


Ey! Taze duygularla sevilen.
Ey! Göklerin eþsiz yolcusu,

Ey ! Semavî nura bürünmüþ,

Ýnsanlýðýn büyük yýldýzý.
Caným Peygamberim.
Salât ve Selam olsun Sana.

Allahumme Salli ve Sellim ve Barik ala, SeyyidünaMuhammed.

1403 Medin-i Münevvere
Ali Kýlýç Kakiz



Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.