YILLARDAN İKİ BİN ON ALTI

YILLARDAN ÝKÝ BÝN ON ALTI
Bir çocuk;
kim bilir kaç kere dikilmiþ,yýrtýlmýþ bir çantanýn
utancýný yüklenip sýrtýna,
Ayaklarýnda lastik bir ayakkabý,
yýllardan iki bin on altý.
Kaldýrdý baþýný gökyüzüne;
Mavisinde bir umut
Yeþilinde bir sevinç gözlerinde;
Kahverengi bir hayal kurdu,ekmek arasý,
Yýllardan iki bin on altý.
Bir þarký mýrýldandý dudaklarý,
sýrtýnda çantasý,
iki tarafýnda çam aðaçlarý
výcýk výcýk bir yol
Bir ýslýk tutturdu dudaklarý,
omzunda hayallerinin yükü
dizlerine kadar
Bir pencere kýrýk,dökük;
gazetelerle örtülmüþ camsýzlýðý
buz gibi bir karanlýk çökmüþ
dizlerine kadar
yýllardan iki bin on altý.
Zil çaldý,
-yýrtýlmýþ-
Yükledi sýrtýna yoksulluðunu
dizlerine kadar
iki tarafýnda çam aðaçlarý
výcýk výcýk bir yol,
Bata çýka,bir baþka pencere.
Ýndirdi baþýný yer yüzüne,
Gecenin griliðinde bir taþ,
altýnda,
Üstünde ince bir kilim,el dokumasý
Aylardan þubat
yýllardan iki bin on altý.
Bir hayal kurdu çocuk,
Kahverenginde bir hayal,ekmek arasý,
Bahçesinde çam aðaçlarý,
Kupkuru bir bahçe.
Pencerede yüzünün yansýmasý
Pervazýnda bir çiçek
Ayaklarý yalýn;
dizlerine kadar,
Yýllardan iki bin on altý...
Sosyal Medyada Paylaşın: