Yaşamın garip dönme dolaplarından geçerken, geçmişimde bir kulaç mola verdim….
Bilinçaltımın ve geleceğimin, yeteneksiz yüzünü gösteren, bu molanın derinliklerinde kendi çukurumu görünce, geçmişimin ucuna paslı zincirlerle bağlanmış ve ben imzasını taşıyan bu dehlize nara atarak girdim….Birden karanlık ve pişmanlıklarla dolu bir pelerin sardı tüm vucüdümu, hem de bir beden büyük gelerek…..
Derinlikliklere dalarak, hesaplaşacak birini aradım…. Ama sonunda kendimi buldum…
içimdeki tüm düşleri öteleyen, küçük yangınlarla büyük alevleri körükleyen, haklarımı sınırlarımı bir labirentin içine hapsettiren, geçmişin gebe kalmış düşlerinde geleceğe dair bana dış gebelik yaşattıran, geleceğimin kocaman dünyasını, umutsuzluk kozalarıyla işleyen, gerçeğimle zannetmelerim arasındaki ,dublorü bana oynattırıp sonunda gökkuşağımın tüm renklerini kaybettiren, geçmişimin iki yakasını birleştiren, bu çukur değil miydi.?
Bu soru işaretler karmaşasını yaşayara,k tüm düşlerime" hadi düş önüme " değil de "geç arkama "diyen…..dört mevsimi eritip beşinci mevsimi de tüketen…..mülteci sürgün bir geçmişle, geleceğe dair hayaller kuran…aynaya yansıyan ruh haliyle ,kurduğu düşleri gerçeklerin karmaşasında arayan….. en sonunda da kendi gerçekleriyle, iki ayna ortasında yapayalnız kalan……BEN DEĞİL MİYİM….

Ben kim miyim ...?
Bunun bir önemi var mı…..?
Belki Ayşe belki Fatma……
Belki de sizlerden birisi…..
Kimbilir belki de ortak yaşanılanların bir kesiti…..
Yüzünü karanlığa gömenlerin bir SESİ…….

Sahi sizce hangisi……..?

HANGİ YÜREK EL KALDIRABİLİR....

Gizemm