Gülnur Ateşoğlu



Deli akıllıları severim de akıllı delilerden pek haz ettiğim söylenemez.Öyle deliliğe vurupta akıl işlerini yürütenlerden oldum olası ürkmüşümdür.Bırakında herkes kendi işini yapsın.Deli deliliğini akıllı akllığını bilsin.Eğer akıllıyım diye geçiniyorsanız da hakkını vereceksiniz.Ruh aynı ruhsa başka kalıba bürünmeye ne gerek var.Hem siz ne kadar çabalarsanız çabalayın zoraki girdiğiniz kalıptan bir tüyo vereceksiniz.Ya dar gelecek kolunuz,bacağınız,diliniz iki büklüm olacak ya da bol gelip düşecek donunuz...

Ondan sonra da hayatın size tuzak kurduğundan,oyun oynadığından hayıflanır durursunuz.

Önce bir düşünün ben hayata nasıl davranıyorum,hayatıma nasıl davranıyorum?Eğer yaşam bizim yaşamımızsa iyi ve dürüst davranmamız gerekmiyor mu?Değerli kılmak,değer vermek...

Her şeyden önce bunu kendimiz için yapmalıyız.Başkalarından ilgi,sevgi,saygı,değer beklemekten ziyade önce kendimize ilgili ve sevgili,saygı dolu olmalıyız.Bunlara sahip olduktan sonra karşınızdakilerin sevgisizliği gibi nötr davranışları hissettiğinizde beyniniz hemen alarma geçer ve sizde bir koruma kalkanı oluşturur.Bu istenmeyen davranışları kabul etmesi imkansızlaşır.Çünkü sizin içinizde barınan sadece iyilik,güzellik,sevgi,saygı gibi değerlerdir.Hayatta mutlu ve güçlü kalma savaşında tüm teçhizata sahipseniz başka donanıma gerek duymazsınız.Eğer bu teçhizatta bir eksiğiniz varsa siz siz olun ilk gördüğünüz ürüne yapışıp kalmayın.Ambalajına etiketine aldanmayın.Unutmayın!Çoğu ürünün fiyatının fazla oluşu kalitesinden ziyade ambalajının janjanlığından kaynaklanır,sizi yanıltmasın.Ola ki almış bulundunuz ,raf ömrüne bakın hemen.Sizi besleyeceğini sandığınız zehirleyebilirde.

Çoğu insanın insani yönlerini kullanmadığından durdukları yerde bayatladığını biliyor musunuz?Karanlık ve rutübetli insanlardan uzak durun.Büyük olasılıkla fayda sağlayacak kadar ömürleri yoktur.

Şimdi,gönül dolabınızı açın.

Ve parmaklarınızın üzerinde yükselebildiğiniz kadar yükselin.En diplere kadar bakın.Raflarda ömürleri ne kadar tükenmiş kişilikler varsa kaldırıp atın.Bekletip içinizi zehirlemesine izin vermeyin.

Güneşe dönün,yürek pencerenizden içeri,doldurabildiğiniz kadar doldurun.

Bırakın biraz güneş alsın raflarınız.

Biraz ışık

Biraz sıcaklık

Bırakın,biraz boş kalsın raflarınız...

Ama kırık

ama yıkık




Annemizin göğsünü emerken ağzımızdan taşıp da dudaklarımızın kenarında kuruyan iki damla süt gibi temiz tertemiz...

Sen ki ışıldak gecelerin yanar söner adamı

Sen ki son cinayeti işlemiş cani

Sen ki küfürbaz sözünde durmaz.

Sen ki yarası kabuk bağlamaz

Sen de sil, dudağının kenarında kurumasın süt tozları.