Gönlünün arzusuna göre iş yapma ki, sırtına pişmanlık yükü yüklenmeyesin. ferideddin attar
rsmcnb
rsmcnb

CANIM ÇOCUKLARIM

Yorum

CANIM ÇOCUKLARIM

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1604

Okunma

CANIM ÇOCUKLARIM


CANIM ÇOCUKLARIM,

Ulu ağaç dalı ve yapraklarıyla gürlermiş. Sizi dallarım, torunlarımı yapraklarım olarak görüyorum. Bu yazıyı yetersiz de olsa inancımızla ilgili ufak tefek bilgi vermek için yazıyorum.

İnsanlar, ne anasını- babasını, ne de doğum yerini seçebilirler. Doğduğunda çocuğun hiçbir şeyden haberi yoktur. O, büyüdükçe ailesi ve çevresine göre şekillenir. Ben Alevi inançlı bir köyde doğmuşum. Belli bir yaşa kadar ailemin ve köyümün kültürüyle yoğrulmuşum. Kente gelince bilgim görgüm artmasına rağmen köyden aldıklarım, hafızamdaki yerini hiçbir zaman terk etmedi. Yaşantım, maddi olanaklarım, köydekilerle kıyaslanamayacak kadar olumlu yönde değişmesine rağmen yine de köyüm aklıma geldikçe burnumun direği sızlar…

Bir ilahiyatçının, “Alevilik, Anadolu insanının Müslümanlığı yorumlayışıdır.” gibi bir cümlelisini anımsıyorum. Müslüman olmadan önce Türkler, kadına daha çok önem verirlerdi. Kurultaylarda han kadar hatunun da sözü geçerdi. Alevi ibadet şekli olan cemlerde, erkek ve kadınlar bir arada bulunurlar. Yıllar önce öğrenciyken bir Kapadokya gezisinde Hacı Bektaşi Veli türbesini ziyaretimizde görevlinin şu açıklaması dikkate değerdi.

“-Erkek kız ayırımı gözetmeden geziye çıkmışsınız. Bu, Atatürk Devrimleri sayesinde gerçekleşti. Biz cem ibadetlerimizi cinsiyet ayırımı gözetmeden hep beraber yapıyoruz. Atatürk’ün yirminci yüzyılda gerçekleştirdiğini Hacı Bektaşi Veli, on üçüncü yüzyılda uygulamıştı.”

Ben köydeyken uzun kış gecelerinde her gün değilse bile, gün aşırı cem olurdu. Özellikle Cuma akşamı mutlaka yapılırdı. Cemler kış boyunca sürer, ilkbaharda sona ererdi. İlkbaharla beraber, “Çiğdem bitti, dede yitti.” denirdi. Öyle ya ilkbahardan kışa kadar köylü işiyle gücüyle meşguldü. Akşam yemeğinden sonra yorgunluktan ağzı açık kalan insan bir an önce yatağına girmeye can atardı…

İbadetin de bir münasip zamanı olmalıydı, değil mi ya?

Cem, bir dedenin yönetiminde cemaatin katılımıyla yapılır. Cemde on iki hizmet yürütülür. Her hizmetten sonra dede Türkçe dua eder, cemaat âmin anlamında “Allah Allah!” der. On iki hizmetin hepsi anlamlı, Allah için yapılır ama ben en çok görgü ve müsahiplik olaylarını severdim. Müsahiplik, bir birleriyle iyi anlaşan iki kişinin gönüllü olarak arkadaş olmasıdır. Buna yol kardeşliği de denir. Yol kardeşi kan kardeşinden daha üstündür. Çünkü ikisi birbirine emanettir. Birisi suç işlerse, cezasını ikisi birden çeker. Bu bakımdan ikisi de yanlışlık yapmaması için birbirini kollar, gözetir.

Görgü olayına gelince aleviyim diyen kişi senede bir gün, müsahibiyle birlikte toplum huzurunda dede tarafından sorguya çekilir. Varsa ufak tefek suçu, orada çözümlenir. Katillik, ırz düşmanlığı gibi büyük suçların görüleceği yer zaten mahkemelerdir. Büyük suç işleyenler, düşkün sayılır. Düşkünler, ceme giremedikleri gibi davarı davara, sığırı sığıra katılmaz.

Bir dedenin şu tespiti halen kulağımdadır: “Cemimize hırsız, katil, ırz düşmanı gibi eğri adamlar giremez. Oysa camide yanınızda namaz kılan bir katile müdahale edemezsiniz”.

Bir yazısında Zülfü Livaneli, Hacıbektaş hapishanelerinin boş kaldığını yazmıştı.

Sevgili çocuklarım,

Şehir yaşantısında cemden cemaatten şartlar gereği hayli uzak kaldık. Özellikle Dersim tartışmalarından sonra Alevilik daha çok merak edilir oldu. Bu konuda yetkili değilim ama yine de ucundan kenarından bildiğim kadarıyla sizleri aydınlatmak ihtiyacı hissettim. Yanlışım varsa bilenlerden özür dilerim… Tamamlayıcı bilgilere her zaman açığım.

Sevgiyle gözlerinizden öperim.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Canım çocuklarım Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Canım çocuklarım yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
CANIM ÇOCUKLARIM yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Aynur Baş
Aynur Baş, @aynurbas
30.5.2012 00:52:15
Sırf siz varsınız diye dolandım durdum o sayfalarda uzun süre, ama olmayınca olmuyor işte.
Burada çok usluyum öğretmenim.
Sadece şiir yazıyorum :)
ve artık hiç konuşmam, tahtaya yazılmasın adım diye, hep yazar ve susarım, söz.
Mademki buradasınız.

Canbolat Ailesine, selam ve saygılarımla yeniden...
Doğa'ya ayrıca bir selam, tabi ki.
Etkili Yorum
Aynur Baş
Aynur Baş, @aynurbas
29.5.2012 22:58:05
Yazıyı dönüp, bir kere daha okuyacağım öğretmenim,
ama sizi gördüğüme sevindim demek için, ikinci okumayı beklemek istemiyorum :)
ve yanlış bir katılımla, azar da iştimek istemiyorm galiba :)
2. okuma şart yani. Çünkü, kaleminizin satıraralarına da çok söz serpiştirdiğini
bilen okurlarınızdanım.

Merhaba, yenden.
Umarım bu defa kaybetmem izinizi.
İçten sevgim ve saygım ile...
GÜLDESTE
GÜLDESTE, @guldeste
27.5.2012 21:37:22
10 puan verdi
içten sevgi ,duygu dolu bir seslenişti değerli kaleminizi gönülden kutluyorum sevgi ve saygılarımla
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL