2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1586
Okunma

Evde tuhaf bir telaş var.Vakit gece yarısı olmasına rağmen ev halkı –halam,anneannem,ablam ,babam– ayakta.
Uykuyla uyanıklık arası telaşlı ayak sesleri odamı dolduruyor .
Yatağımın içinde kaskatı kesilmiş bedenimle, neler olduğunu anlamaya çalışıyorum.
Yolunda gitmeyen bir şeyler olduğu öylesine belli ki.İçime ürpertiler düşüyor
Sokak kapısı sık sık açılıp kapanmaya başladı.Yavaşça doğrulduğum yatağımdan çıkmaya korkuyorum.
Gittikçe çoğalan fısıltılar ilişiyor kulağıma .Bu da neydi şimdi?Hıçkırıklar…
babamın gittikçe yükselen feryatları…anneannem ve diğerleri…herkes ağlıyor.
-Allah rahmet eylesin,mekanı cennet olsun,sözleri bozuk bir plak gibi biteviye tekrarlanmakta.
Yatağımdan fırlayıp salona koştum.Gecenin bir yarısında konu komşu ve yakın akrabalar doluşmuş odaya.
Annem,annem yok aralarında.Pencere önündeki yatağında uyuyor olmalı diye geçiriyorum içimden.
Ablam beni görünce fırlıyor yerinden,sımsıkı sarılıyor bana.’’Melek’im…gel biz balkona çıkalım ,diyor ısrarla.
Gözleri ağlamaktan şişmiş ve kızarmış,burnunu çekerek çekip çıkarıyor beni balkona.
Biz dışarı çıkınca sessiz hıçkırıklar feryat figanlara dönüşüyor.’’Abla,annem,annem…
o nerde ‘’diyorum.Yüzümü avuçlarının arasında topluyor ablam.’’Melek’im…bu gece melekler geldi evimize.
Senin gibi güzel ,şirin melekler…Annemizi alıp cennete götürdüler,diyor.
Benden başka melekler de varmış demek ki,oysa annem bana hep sen bitanesin,bitanemsin,derdi diyorum kendime.
’’Ama cennet de neresi,ben hiç gittim mi oraya ? Hem neden melekler sadece annemi götürdüler ki?
Beni de alsalardı annemle birlikte.Ben annemi çok özlerim hem’’diyorum ablama.Ablam boğulan sesiyle
‘’Cennet Allah’ın iyi insanlara hediyesi ,sıramız gelince hepimiz gideceğiz oraya.Sadece annem bizden önce gitti.
Hem bizi o karşılayacak orda.Biz bir süre annemi göremeyeceğiz o kadar.’’diyor ablam .
’’Madem cennet güzel bir yer ve biz de gideceğiz oraya ,o zaman neden herkes ağlıyor ki?’’ diyorum .Susuyor ablam.
Sabahleyin ev daha da kalabalıklaşıyor.Mahallenin hocası Ahmet Amca da gelmiş.
Beni yaklaştırmıyorlar fazla.Kucaktan kucağa geziyorum .Bugün herkes bana karşı daha bir merhametli,
daha bir sevecen sanki.Birden ‘’Annemi görmek istiyorum!’’ diye bağırıyorum.Israrlarıma dayanamayıp
beyazlar içinde sessiz ,hareketsiz derin bir uyku halindeki annemi gösteriyorlar bana.Annem ,
hiç olmadığı kadar beyaz yüzüyle gülümser gibi,huzur içinde.Hafif aralanmış sandığım dudaklarıyla sesleniyor bana:
’’Melek’im,uzun süre göremeyeceğiz birbirimizi.Üzmek ve üzülmek yok.
Yaramazlık yok,hem yaramaz bir kız olursan ben üzülürüm oralarda.Terleme,terlersen böyleyken soğuk su içme.
Ablaya,babaya eziyet yok.Akıllı kız olacaksın ,tamam mı ?Söylediklerimi yaparsan ben çabucak
geri gelirim seni görmek için Melek’im’’diyor.Farkında olmadan hep başımı sallıyorum.Söz veriyorum ona.
Sonra annemi adına tabut denildiğini sonradan öğrendiğim bir kutunun içine koydular.
Kutunun genişçe tarafına bir çember bağladılar.Sonra o kutuyu omuzlayıp evden çıkardılar.
Herkes ellerini açmış ,herkesin dudakları kıpır kıpır.’’Hakkınızı helal ettiniz mi?’’ diye birkaç kez soruyor
Ahmet Amca .’’Helal olsun ‘’diyor herkes her seferinde.Annemi alıp götürüyorlar bir kalabalık eşliğinde.
Dün geceden beri susmaya çalışan babamın bağırtılı ağlayışlarıyla çoğalıyor hıçkırıklar.
O güne kadar babamı ağlarken hiç görmemiştim.O gün ağladı babam ve ondan sonraki zamanlarda annemin
içinde uyuduğunu söyledikleri o toprak yığının başına her gittiğimizde hep aynı gözyaşlarını gördüm ben.
Aradan günler ,aylar ,yıllar geçti.Ne annem geldi,ne de annemi götüren melekler bizi almaya geldi.
Artık ilerleyen zamanla birlikte büyümüştüm.Annemin böylesine gidişinin adının ölüm olduğunu kavrayacak yaşlardaydım.
Ben her gece uykuya varmadan önce onu çağırdım düşlerime.
Düşlerime geldi annem ve ben annemli düşlerle süslenen uykularımdan hiç uyanmak istemedim.
Bazen çağırdığım halde düşlerime gelmezdi annem.Çünkü onu düşünmekten uyuyamazdım saatlerce.
Uykuya aralanmış gecelerden birinde odamın penceresinden gökyüzünü seyrettim.
Ay öyle parlaktı ki…yakınında da koskocaman bir yıldız vardı.Birden o kocaman yıldızın annem olduğunu ve
bana gülümsediğini hissettim,ben de gülümsedim.Sesim çıktığı kadar bağırdım gökyüzüne
yıldızım,annem beni duysun diye…
‘’Ben senin yokluğunda kimseyi üzmedim anne,terliyken soğuk su içmedim,yaramazlık yapmadım ve
hep senin istediğin gibi cici bir kız oldum anne.Ben sözümü tuttum ama sen sözünü tutmadın anne…
gelmedin.Anne…seni çoook özledim.’’
Gözlerimi açtığımda babam elinde bir bardak suyla başucumdaydı.Ablam,endişeli gözlerle bana bakıyordu.
Ben yıllarca annemin yattığı yere,mezarına gitmedim,gidemedim.Onu bir toprak ,bir taş yığını olarak
görmeyi kaldıramadı çocuk yüreğim.Şimdi geriye dönüp baktığımda nefes aldığım her an her
sevgide onun sevgisini ,kokusunu,dokunuşlarını aradığımı fark ediyorum.
Seni çok seviyorum annem…ne kadar uzakta olursan ol beni duyduğunu biliyorum.[ italik ]