Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
DİLEK YILDIZI
DİLEK YILDIZI

ALEX'İN GÜNLÜĞÜ-6

Yorum

ALEX'İN GÜNLÜĞÜ-6

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

621

Okunma

ALEX'İN GÜNLÜĞÜ-6

ALEX'İN GÜNLÜĞÜ-6

Sağ yanımdaki kadın sol omzuma hafifce dokunarak yürümemi ve sakin olmamı elleriyle söylemişti ve ben yürümeye başlamıştım.

Normal adım ileri doğru görmeyen gözlerle yürürken karın şiddetinin artığının farkındaydım.En son hissetmem gereken şey karın yağışı hızı olsada bir kaç ensemde eriyen tane derimin altındaki metal nesneye o kadar hızlı çarpmıştı ki bundan bütün sinirlerim etkilenmişti.Ve o an kanımdaki alyuvar ve akyuvarların dahi üşüdüğünü hissetmiş ve duymuştum.

Daha çok beynimi taşıyan kafa tasımdaki seyrek saçlarım bile bu isyanı duymuş olmalıydı ki dik dik üstten yağan karlara bakar gibiydiler.Sıtandart adımlarım otomasyon görevini çoktan üstlenmiş yürümeye devam ederken, bir yandanda adımlarımı saymayı sürdürüyordum.

Çektiğim acı bana saydığım adımlarımı unutturamazdı ucundaki ailemin yanına adımladığım anlarda helede.

Pardesömün açık kalan kısımlarımdan özellikle yakası açık gömleğimin gırtlağımın olduğu bölgeye doğru hafif rüzgar karları içime salıyordu. Seksen beş adım sonrasında eli döğmeli adam göğüs kafesime avuç içiyl dokunarak yavaşlamamı söyledi koşmasakta.

Engelli bir yeri işaret ettiğini bende o da anlamıştık. Diğer yanımdaki kadın bir şey ima eder gibi gırtlağından öksürü edayla sesler çıkarırken ben onun döğmeli adama konuşmamak için bir şeyler işaret ettiğini anlamıştım.

O an dünyanın en ama en salak insanı olmak isterdim. Hatta bir beyaz gömlek giyip düşüncelerimin üstüne oturmak ve hatta tuvalet ihtiyacımı onun üstüne yapmak beni rahatlatacak en büyük şey diye düşünmüştüm.

Sağ eli döğmeli adam ve kadın üçümüz birlikte durduk.Kadın kollarımdan dokunur gibi dururken kar sesleri eli döğmeli adamın ilerleyerek yürüdüğünü işitti kulaklarım. O an ben bu adımlardan çok Liza Sam ve Mary nin seslerini duymak isterdim.

Tek ihtiyacım o an için o seslerdi. Kulağıma bir yaşlı adamın dokunduğu elektronik tuşlardan gelen sesler birde açık bir avizeye sahte bir beş kez düzenli aralıklı öksürüğümsü sesleri duydum. Bu onların parolasıydı aptallığım çok şey öğretiyordu bana.

Bir kapı tıslamasıyla birlikte bir kapıdan içeri girmiştik. O an duyduğum sesler terk edilmiş bir fabrikanın iflas etmiş kaderine bırakmış kuru bir betonla çevrili duvarlarında yankılanmaya başlamıştı.

Üç kişilik olan altı ayaklı ayak yankıları. otuz üçüncü adımda aşğıya inmiş bir asansör kollarını bize açmıştı.O an kaç kişilik olduğunu bilmesemde beynimdekilerini üste çıkarmayacak kadar güçsüz olduğunu çok iyi biliyordum.

Muhtemelen üç kat çıkmıştık.Bir kat farkı o an ailemi düşünmeme gitmişti dağılan düşüncelerim. Asansör durup çıkmamızla üçümüz aynı anda ağır adımlarla devam ettik dışardaki yürüyüşümüzün benzeri.

Bir dedektörden geçtikten sonra ceblerimdeki her şey alınmış ve ben o odaya girmiştim. O an sesizlik yerini değişik seslere bırakmıştı. Kafama takılı olan siyah örtü kaldırıldığında gözlerime inanamadım.

Karşımda duran Mary,Sam ve Lisa beni görmenin sevincinde kapalı bir camekanın içinde elle sallayım hüzün ve mutluluk karışımı göz yaşı döküyordu.Hatta Lisa Mary’i camekanın üstünden beni daha iyi görebilsin diye kucağına almıştı.

Onlar doğru adımlarımı hızlandırdığımı fark eden Lisa’nn benzeri olan kadın yavaşlamam adına dirseğimin aldına dokundu.Yavaş adımlarla yürümeye çalışırken sonradan kurulma göz göz tavanı acık kısa küçük ofislerdeki insanların orada olduğunun farkına o an varmıştım.

Hepsi kulaklarına takılı şeylerle birşeyle konuşuyordu. O esanada takım elbiseli oranın patronu olduğunu belli eden adam ağzındaki prodan bir yudum alıp bozuk aksanıyla yanımdaki eli döğmeli adamla ingilizceyi katleder gibi konuşmaya başladı. İkisinin ingiliz olması yada benim bir ingiliz olamam kadar komikti.

Onlar fransız ben ise gaydaların yasaklandığı fyortlarındaki bir iskoçalıydım.Suskunluğumu onların sözlerinin arasına kılıç gibi sözlerle girerek yaptım.Nede olsa onlarda konuşmaya başlamıştı.

"Ailemi neden aldınız.Bırakın tamam.Görevimi sürdüreceğim..." demiştim ama gözlerim onlarda ama kaşlarım karşımdakilerine çatıktı ses tonumla....





klavye yorgunluğuna karışan uykusuzluğa inat...Tanımasamda Alex’ e söz verdim onu yaşadıklarını başkalarına anlatmak için..

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Alex'in günlüğü-6 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Alex'in günlüğü-6 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ALEX'İN GÜNLÜĞÜ-6 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL