Bir sivrisinek fıkrasıdır; hani anlayana olanından:

-Hakim bey, sanık maktülü vurup eşinin de ırzına geçmiştir. Adalet talep ediyoruz.
-Neyle vurmuş, bu silahla mı vurmuş?
-Evet hakim bey.
- Yaz kızım; sanığın cinayete teşebbüs ve adam öldürme suçlarının sabit görülmesi sebebiyle kullandığı tabancaya 1, şarjördeki mermilere de 3’er yıl çatışmalardan men cezası verilmesine, kendisinin ise ceza tayinine gerek görülmediğinden salıverilmesine karar verilmiştir.
-Oldu mu şimdi hakim bey?
- Valla çok da şahane oldu. katil öldürmez, mermi öldürür :)
- Peki maktülün tecavüze uğrayan eşini ne yapalım?
-Onu da sanığa nikahlayın gitsin. helali hoş olsun!

……….

Beşiktaş gibi asırlık bir kulübü UEFA’dan içeri giremeyecek duruma getiren kişileri TFF Başkanı seçerek Türk Futbolunun bir numarası haline getiren bu süreç; daha en baştan Türk Futbolunun içindeki pislikleri adeta gözümüze sokmuştur.

Sahaya yansımayan şikeden ceza alan futbolcu, sahaya yansımayan şikeden ceza alan yönetici, sahaya yansımayan şikeden ceza alan menajer gibi tanımlar mevcutken, bu şikenin sahaya yansıması için daha hangi delil, hangi ceza, hangi ses kaydı gibi sorular akla geliyor.

Unutmayalım ki; insanları futboldan soğutmak için, ellerinden gelen her şeyi yapan insanların başarısıyla sonuçlanan bu süreci, tarih yazacaktır.

Metin Oktaylar, Lefterler, Prekaziler, Hagiler gibileri için sevmiştim ben bu oyunu.
Alın mektuplarınızı verin mektuplarımı.
Yıldırım Demirören, Aziz Yıldırım, Şekip Mosturoğlu sizin, Köln’de Monaco’ya atılan frikik benim olsun.

Vefat İlanıdır:

Yoğun bakımda olan Türk Futbolunun alınan bu karar itibariyle yaşam destek ünitesinden fişi çekilmiştir. Adettendir, toprak atalım. Atalım ki toprağı bol olsun…


Barış KAYA
7 Mayıs 2012