3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
632
Okunma
dünyamı hedef alıp, son gücüyle atmosferime çarpan gök cisimlerinin sayısını aklımda tutmayı bırakalı milyonlarca yıl oldu...
senelerce yıldızları seyrettim, karanlıgın içinde. var gücümle dünyama çektim tek tek,
dünyamın atmosferine dayanamayıp parcalanan yıldızları
kayan yıldızlar zannettim uzunca zaman...
arkalarından tuttugum dilek her zaman aynıydı
mutlu ol...
bir gün bir yıldız gördüm,
o benim gördüğüm en parlak yıldızdı
gördügüm en son yıldız
öyle parlaktı ki
öyle aydınlık
öyle sıcak.
kendime çekmeye calıstım uzunca zaman,
çekemedim
yer çekimim yetmedi
atmosferime carpıp parcalanmayan yıldızların dünyamda bıraktıgı yara izlerini
okyanuslarımla örtüp sakladım
ve
onun çekim alanına girdim,
etrafında döndüm uzunca zaman adını güneş koydugum yıldızın
aşkla döndüm uzuuunca zaman.
yoruldum dedim, kendimi bıraktım
hayatı bıraktım,
etrafmda donen yıldızları bıraktım
ama dönmeyi bırakamadım
kendimi bıraktıgımda bile kendiligimden dönüyordum zaten etrafında güneşimin.
artık gökyüzümde hiç yıldız yoktu
artık heryer karanlıktı kalbim bile
artık tek aydınlık güneşimdeydi
zannettim ki, herkes aydınlıgını oraya verip kendi kararıyor
ardından güneş onları aydınlatıyor
güneş benide aydınlatır zannettim
verdim tüm aydınlıgımı güneşe, aydınlanmadıgım gibi karanlık kaldım.
etrafımda dönen yıldızlar vardı,
yörüngemden ayrıldılar bir bir,
güneşin etrafında donen bi dünya istemiyoruz dediler.
aradan milyarlarca sene geçti
çarpmanın etkisiyle şoka girmişim, etrafında döndügümü zannetmişim
farkına varmam için milyarlarca yıl gerekti
kendi dünyama çekip, atmosferimde parcalanan yıldızlara son dilegim mutlu ol iken,
ben parcalandıktan sonra dilenen son dilek -ne halin varsa gör- olmuş...