11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1242
Okunma
Yakamdan düşmeyen bir aidiyetsizlik hissi…
Nereye sığınsa benliğim, dar.bu sıkışıklıkta kendime bakmaya fırsat bulamazken insanları gözlemliyorum.hepsinde benden birşeyler var ama ben değil, hiç değil.yaka paça atmak istiyorum beynimdeki kemirgenleri.uzağa, çok uzağa…oysa mesafe dar.
‘’Dar alanda kısa paslaşmalar’’la geçiyor her gün.oysa topu çook uzağa atasım var.
Futbolu severdim eskiden.özel tv’lerin olmadığı zamanlardı,çocuktum daha.radyodan maç dinlerken heyecanlanıp evi ayağa kaldıracak çığlıklar atarken yuvarlak bir meşinin etrafında koşan 22 adamın mücadelesi hatta hakemleri sayarsak daha fazlası,hiç garip gelmezdi.
Sosyaldik.100 metrekarelik evin içinde son derece kalabalıktık, kalabalıktı düşlerimiz.rüyalarımız renkliydi.kavga gürültü geçen her günün gecesi bir sürü kardeş masal anlatıp, dinleyerek birbirimize, kafamızdaki geleceğe dair planların gerçekleşmesi hayaliyle huzurla dalardık uykuya.
Büyüdük.bir bir gerçekleşti hayallerimiz.başardık işte.olmak istediğimiz yerdeyiz.imkansızlıklar engel olamadı başarmamıza.
Hal böyleyken soruyorum kendime;
Şimdi bu neyin hazımsızlığı?