Bir Kalbin Eşiğinde -3-
Nedendir bilinmez. Bazen insan içindeki hücresine çekilip tüm kabuğunu kırılmayacak şekilde örmek istiyor. Sıcak bir nefes bile istemez kendininkinden b
aşka. Bir türlü ulaşılmak istemez. Uzunca ızdıraplı bir yoldan gelmiştir. Doyuncaya kadar sessizliğiyle baş başa kalmak istemek ne büyük mutluluktur kimine göre…
Şimdi kalkıp bir yola vurup başını, yol boyu ışıkları saymak var, çizgileri izlemek var, önündeki kamyonun altına girip çarpıp kaybolmakta var. Günün ağarmasını beklersin, yolun dışında olanları görmek için. Ağaçları, kuşları, bahçeleri, tarlaları, köyleri, ilçeleri, şehirleri… Bir yerden başlayıp hiç bilmediğin, gitmeyi bile hayal etmediğin farklı şehirlerde, tanımadığın bilmediğin kişiler arasında yepyeni bir hayata başlarsın. Uzanıp Salacak’tan bir akşam vakti
sevgilin kolunda yürümeyi hayal edersin… Sevgilinden de uzakta, sevdiklerinden de, isteklerinden, hayallerinden, rüyâlarının bile uzağındasındır…
Üşür müsün, yanar mısın, kaçar mısın, korkar mısın, ağlar mısın,
güler misin… Kim bilir belki de hiç dönmeyeceğin bir yolun başlangıcındasındır…
Tek başına yol almak, yemek yemek, çalışmak, gezmek, ağlamak, uyumak, nefes almak neyse de... Tek başına
gülmek insanı bir an’da deli yapabiliyor...
Tek başına
gülenlerin şansına erişmek için, insanın kendini sevmesi, çokça saygı duyması, dik durabilmesi, güçlü görünmesi gerek. Yoksa o
gülmenin hesabını sizden sormak için etrafta gözünü açan, dişini bileyen, kalbini körelten, elini uzatan, ezmeye çalışan çokça çakal var.
Gülmek mi? Herkesin başaramadığı koskoca bir sınavdır bu hayatta!
banukalyoncu
Fotoğraf: Bade Kalyoncu