Bilal bey bakkaldan ayrıldıktan kısa bir süre sonra evine geldi.Hanımı Ayşe hanım bahçede taze maydanoz topluyordu.Küçük Fatımanın altına da bir bir minder atmış o da annesine bir şeyler laflayıp duruyordu.Bilal beyin geldiğini duymadılar bile.Bilal bey daha fazla dayanamayıp bahçe kapısını açar açmaz Fatıma’ya seslendi ;
-Bebeciğim,bebeciğim bak kim gelmiş? diye seslenince bunu duyan Fatıma hemen yerinden fırlayıp babasının kucağına doğru paytak paytak koşmaya başladı.İlk önce bir tökezleyip yere düştü sonra hemen geri toparlandı
-Babacı,babacı.Puf puf diye babasının kollarına atıldı.Bilal bey yavrusunu şöylece bir bağrına basıp kokladı.
-Kızım sen babayı çok mu özledin,dedi
-Özledi,baba özledi diye cevap verdi Fatıma.Bilal bey hemen aldığı eti pufu açıp minik kızının minik ellerine tutuşturdu.Fatıma hemen çok sevdiği eti pufu iştahla yemeye başladı.Bilal bey;
-Selamün aleyküm hanım sen nasılsın,iyimisin dedi.Ayşe hanım;
-Aleykümselam.Sağolasın bey,bende makarna yapmıştım akşama. Yanında salata yapacağım da biraz maydonaz toplayayım demiştim,dedi.Bilal bey;
-Hava soğumaya başlamış ben Fatıma ile içeri geçiyorum.Bizim koçlar nerede ? dedi.
-Süheyl okuldan sonra arkadaşlarıyla biraz basketbol oynayacakmış daha gelmedi.Yasir ise içeride televizyona bakıyor.
-Hımm tamam,anlaşıldı.Sende fazla eğlenme istersen dışarıda,ben içeri geçiyorum dedi.
-Tamam bey dedi,Ayşe hanım.Az sonra sofra kurulmuştu.Sofrada makarna,salata ve ayran vardı.Bismillah deyip sofraya oturdular.Sofrada bir Süheyl eksikti.Ayşe hanım onun yemeğini bir kenara ayırmıştı.Sofrada laflaşmaya başladılar.
-Yasir oğlum,dersler nasıl gidiyor?
-İyi gidiyor baba."Elektroteknik" dersi ile "Teknik resim"de biraz geriyim ama,çalışıyorum.
-İbrahim Hoca’nın "Elektronik esasları"dersi nasıl gidiyor? Hala Toprakkale’ye günübirlik gidip geliyor mu?
-İyi baba.Aynen gel git yapmaya devam ediyor.Geçen selamını söyledim.Başım üstüne dedi.Onun da sana selamı vardı.
-Aleykümselam diyelim o zaman.Görürsen yine selam söyle.Hanife halanlar nasılmış Toprakkale’de. Onlardan bahsetti mi hiç?
-Ben sormadım o da söylemedi baba.
-Her neyse,bir daha gördüğünde babam halamları da soruyor,nasıllarmış diyor de.Ne de olsa hısımız.Eniştenimiz Hacı’nın abisi.
-Hanım sen ne yaptın,günün nasıl geçti?
-Nasıl olsun işte Fatıma ile uğraş,ev işleri ile uğraş vakit çabuk geçiyor.Beni en çok şu çamaşır işi yoruyor.Merdaneli makina bazen tam sıkmıyor,bazen gürültülü bir şekilde çalışıp kafamı,beynimi yiyor.Ah bir yarı otomatik makinamız olsa ne olur du?Komşumuz Gülsümlerin AEG marka yarı otomatik makinaları var.Benden geç başlayıp,benden önce bitiriyor çamaşır işlerini.
-Ahh hanım gene başlama,dur hele.Taş taş üstüne koymadan bina yükselmez,hayal dediğin şeyin arkası gelmez.Sabır et biraz daha gözünü seveyim.Yoksa sen ellerden kıymetsiz değilsin ki benim yanımda!
-Öyle dersin de Bilal,Fatıma’nın bezlerini yıkamaktan gına geldim.Amerikan bezinden onlarca bez yaptım,bir kısmı kurumadan diğerleri ıslanıyor.Havalarda görüyorsun soğudu,kışın ne ederim ben.
-Anlıyorum hanım.Sende soba ya takacağımız askılıklıklarda kurutursun çamaşırları.Büyük çamaşır askılığını da eklersek sorun kalmaz.
-Demesi kolay,bir sobalı oda da beş kişi,çamaşırlar,çek yatlar,minderler derken nefes alacak yer kalamaz bize.
--hanım iyi diyorsunda Süheyl ile Yasir’i büyütürken de yarı otomatik çamaşır makinan mı vardı? Gören de zeenginlikten kıtlığa düşmüş sanır.Hatırlasana evlendiğimiz zaman televizyon yoktu 12 taksitte "Grundig " televizyonumuzu aldık.Sonra ikinci el olan buzdolabımızı değiştirdik.Yetmedi sağolsun babamın ve sizinkilerin yardımıyla Murat 131’i aldık.Dökülüyor ama,işimizi de görüyor taka sağolsun.Bu arada Yasir araya girdi;
-Baba bu arabayı alırken rengini çok aradan mı?
-Oğlum nolmuş rengine,kahverengi diye çok mu kötü.O da Allah’ın bir rengi.Renklere taklıp kalmamk lazım oğlum.Önemli olan ne işine yaradığı.Bir kuyuya düşsen o an oradan çikolata renkli birisi geçse hayır beni sen kurtarma,bir beyaz kurtarsın der miydin?
-Demezdim tabi baba,Bu arada gülüştüler.

(Devamı gelecek...)