YENİ ANAYASA
Hafta sonu, 7 Nisan 2012 cumartesi günü, Dünya Ticaret Merkezinde, TOBB öncülüğünde düzenlenen “Türkiye Konuşuyor” başlıklı “ Anayasa Platformu”ndayız ”. Organizasyonu TEPAV yapıyor. TEPAV; Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı, TOBB( Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği)’nin desteklediği bir araştırma vakfı. Salonda 700’e yakın katılımcı var. Organizasyonu yapanlar, Trabzon’daki sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlardan, önceden belirledikleri 1000’e yakın kişiyi davet etmişler. Toplantı bir gün sabahtan akşama kadar devam etti. Yemek ve ihtiyaç molaları dışında ara vermek yok. Toplantının açılış konuşmasını ve yönetimini; İstanbul’da kurulu bulunan TOBB Üniversitesi Rektörü yapıyor. Ardından protokole davetli konukların konuşmalarını izliyoruz.
Davetliler arasında, TBMM Eski Başkanı Mehmet Ali Şahin, Parlamentoda gurubu bulunan 4 siyasi partinin temsilcileri, devlet eski bakanımız Faruk Özak, milletvekilimiz Volkan Canalioğlu ve diğer milletvekilleri ile birlikte sn valimiz Kızılcık ve birçok bürokratta yerlerini almıştı.
TBMM başkanı Cemil Çiçek beyin konuşmasına kulak kesiliyoruz. Anayasayı bir binaya benzeten sn Çiçek, “Eğer oturduğunuz bir binada her sene değişiklik yapmak zorunda kalıyorsanız, çatısı akıtıyorsa, bacası çöküyorsa, elektrikleri yanmıyorsa, bu binada artık oturamazsınız. Anayasa’yı 30 yıl içinde 17 defa değiştirdik. Yine de iki yakasını bir araya getiremedik. O halde artık yeni bir anayasa yapmak zorundayız” diyor Sn Çiçek özetle. Bunun içinde tarih olarak 4 Nisan’ı işaret ediyor. Çünkü 4 Nisan’dan itibaren 1982 Anayasasını hazırlatan “12 Eylül Darbe yönetimi” sorumluları, Kenan Evren ve arkadaşları, yargı önüne çıkarılıyorlar. “Yargıladığımız insanların yaptığı anayasa ile artık kendimizi daha fazla idare edemeyiz” diyor” Sn Çiçek.
Hatırlanacağı üzere 12 Eylül döneminin sorumluları, eski genelkurmay başkanı Kenan Evren ve silah arkadaşlarının; yapılan son yasal düzenlemelerin ardından yargılanmalarına karar verilmişti. Kenan Evren ve o dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya, halen yaşıyor. Diğer dönem arkadaşları generaller, ölümleri nedeniyle bu davadan muaf tutuldular. Kenan paşa ve Tahsin Paşa, sağlık sorunları nedeniyle tedavi altında olduklarından yargılanmalarının tutuksuz olarak yapılmalarına karar verildi. Bu “Türk Demokrasisi” açısından oldukça önemli bir süreç tabii. 87 yıllık cumhuriyetimizin her türlü vesayetten kurtulduğunu gösterebilmesi açısından önemli.
Bu durum yapılacak anayasa için de aynen geçerli. Yapılacak yeni anayasanın sivil bir anayasa olduğunu kanıtlayabilmesi içinde için de bulunduğumuz süreç önemli. Darbeler ve ihtilaller ardından yapılan anayasalar, belirli bir zaman geçtikten sonra, gelişen demokrasimize ve dünya ile entegre olan insanımıza artık yetersiz geliyordu. Bu nedenle Anayasalarımızın sınırlarını zaman zaman genişletmek zorunda kalıyorduk. Ama artık bu da yetmiyor. Meclis Başkanımız Cemil Çiçek, bugün artık geldiğimiz noktada, yeni bir anayasa yapmanın Parlamentoda gurubu bulunan 4 siyasi partinin “boynunun borcu olduğunu” söylüyor.
Ama bu yeni anayasa nasıl olacak? Kimler tarafından hazırlanacak? Bunlar gündemi oluşturan önemli sorular. Meclis başkanımızın arzusu; yeni anayasanın bir “mutabakat anayasası “olması. Hakların ve özgürlüklerin önünü açması. Hukuk kurallarına uygun olması. Ülke bütünlüğünü, insanlarımızın mutluluğunu, huzur ve güvenliğini sağlayacak ilkeleri içinde bulundurması” gerekiyor. Bunun için hazırlık sürecinde ülkemizde yer alan her kesimin görüşlerinden yararlanmak gerekiyor. En başta siyasi partilerimizin, hukukçularımızın, üniversitelerimizin ve sivil toplum örgütlerimizin, yeni anayasa konusundaki düşüncelerini mutlaka ifade etmeleri gerekiyor. Çünkü yapılacak yeni anayasanın hepimizin ortak mutabakatıyla yapılması da çok önemli. Sivil bir anayasa olması önemli. Türkiyenin önünü kapatacak değil açacak bir anayasa olması önemli. Bunun içinde düşünen, üreten, fikir sahibi olan her vatandaşımızın, içine sinecek, katkısı olacak, yarınlarımıza ışık tutacak bir anayasa sahibi olabilmemiz için bugün çalışma zamanı.