Büyücünün gözleri az öncekine göre biraz daha açılır ve yüzünde bir gülümseme diğer elini MONA’ nın örülmüş saçlarına dokunur. Ve büyücünün beyaz sakalından görünmeyen dudakları açılır.

-Küçük MONA yine ne buldun bakalım ?

-Bunu buldum büyücü. Bu bir işaret mi ? der.

Büyücü üç parmaklı olan geniş avucunu açarak MONA’ nın elindeki metal üçgen şeklindeki metal plakayı alır. İrice olan iki parmakla metal plakayı tutarken üçüncü parmağı ileri geri hareketlerle üstündeki yazıyı netleştirmek için tozlarını siler.

Büyücünün yüzündeki gülümsemenin yerini başka bir yüz ifadesi almıştır. MONA aynı belirsiz bakışlarla bir üçgen levhaya bir, büyücünün yüzüne bakar. Belirsiz bir titrek sesle,
-kötü bir işaret mi ? tehlikedemiyiz ? yoksa...


diye sözünü devam edeçekken büyücünün yarı kapanık dudaklarından,

-sus.

diyerek bir elindeki asasından yine yardım alarak, MONA’yla yüzyüze gelmek için dizlerinin üzerinde oturur. O sırada MONA asanın tepesindeki bezle sarılı olan kristalin yanıp sönmesine gözü ilişir.

Ama daha çok tüm dikkati büyücünün ağzından çıkacaklardadır. Büyücü içindeki korkuyu her zaman yenenlerdendir. Bunu için soğuk kanlılık ve her zamanki öğreticiliğiyle üçgen levha üzerindeki sembolleri MONA’ya anlatmaya başlar.

-Şu gördüğün işaret bir isim yerine geçer.

derken hareketli olan parmağı şeklin üzerine kalkıp iner. MONA içinde bulunduğu durumun iyi bir durum olmadığını hisseder.Büyücü işaretleri göstermeye deva ederek anlatmasını sürdürür.

Levhanın yanındaki sayısız ince çizgileri gösterirken sesi çatallaşmıştır büyücünün. Gözüde hafiften sulanmıştır.

-Bu çizgiler ise bizim türümüzden öldürülen her bireyi işaret eder Mona. Şu diğer köşedeki kanat şekilleri ise hükmettiği ZURİ sayısınını gösterir.

Mona bunu duymasıyla iki eliyle büyücünün üçgen plakayı tuttuğu koluna sarılır.Mona gerisini fazlasıyla sezmiştir. Mona’nın büyücünün yanında oluşunun tek sebebidir sezgileri.

Bulunan şey bir HİRA’ nın boynuna astığı en büyük nişanıdır. Bir HİRA’ nın öldürdüğü canlılarla kazandığı ,güçlülüğü ve varlığını temsil eden tek şeydir bu üçgen levha. Bu levhanın burada olaması için üç neden vardır.

Dördüncü bir neden asla yoktur.

Birinci neden bunu boynundan öldürdüğü av sırasında zarar görüp düşmesi. Bu en korkutucu seçenektir. Bu durumda, bu HİRA bunu bulmak için yeniden buraya dönecektir.(Bulmadan geri dönerse eğer asla kendi türü arasında yok edilecekti) bulmak için dönmesi demek büyücü ve Mona için ölüm ihtimali olacaktır.

İkinci ihtimal ise bu üçgen levhanın sahibi olan Hira’ nın kabilesi tarafından dışlanarak atılmasıydı. Bu ise yine tehlike işareti sayılırdı az da olsa.

Üçün ihtimal ise zayıf olsada umut için gerekli olan şeydi. Ki o da, üçgen levhanın sahibi olan Hira’ nın, ölmüş olabilme ihtimaliydi.

Büyücü sözlerine devam eder.

-Bu Hira kabilesinde kahraman olarak bilindiğine işaretir bu işaret. derken Mona büyücünün elindeki levhayı üç parmaklı küçük eline alırken göz kapaklarını kapatır.

Büyücü ne yapacağını bildiğinden su gibi bırakmıştır elindekini.
Mona üç parmaklı elini, avcunun içindeki üçgen levhayı sıkı sıkıya kapatır. Büyücü suskunca izlemeye başlar.

Mona titremeya başlar.Gözleri kapalıdır. Avuçlarının içinden açık mavi olan kanın sızar önce sonrasında kapattığı göz kapaklarından iki açık mavi kan sıvısı daha. Titreme geçer Mona normala döner.

Büyücü hazırladığı balçığa benzer çamurumsu şeyi Mona’ nın elinde oluşan yaraya sürer. Yaralar kapanır. Gözden çıkanları büyücü önceden yanıda biriktirdiği diğer damlları olduğu şişeye koyar. Mona derin bir nefes alır. Gördüklerini anlatır.
-Büyücü bu garip bir şey.

Bu Hira ölmemiş. Bunu kaybetmemiş. Bunu bilerek kendi atmış. Garip ama anlamsız bir şey var.

demesiyle yorgun bedeni baygınlık içinde büyücünün kuçağına düşer. Büyücü, kucağına düşen Mona ’ ya sarılır. Ağzıdan büyülü sözler asasını tepesinde duran kristala sarılıbez parçasını çözerek, Mona nın alnına götürür. Kristal yanıp sönmesi durur renk değiştirir...




sığındığım yere gelen misafirlerin sayısı armaya başlamıştı daha şimdiden üç siyah çift başlı kertenkele öldürmüş iki de yenecek kök obur avlamıştım....

Aklım hala onları bulabilme ve Mona için kurabilme ihtimalimin zayıf olduğu o bambudan kulübedeydi.En çokta gezegendekilerin tek yaşayabilme anahtarını bulup diğerlerini kurtarabilmekti.

Mağaranın önüne sığınmak için gelen diğer canlıyı elimdeki şişle iteklemey uğraşıyordum bir yandanda. Bu elimdeki şişle ölmeyecek kadar kalın derili bir o kadarda diğer böçekler kadar öldürmeden az sancı veren siyah kertenkelelerin iri olan diğer cinslerindendi.