Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Bedri Demirpençe
Bedri Demirpençe

Anlayış

Yorum

Anlayış

4

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1586

Okunma

Okuduğunuz yazı 20.3.2012 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Anlayış

Anlayış


Gerçek anlayış edinimlerle belirginlik kazanılır. Her gerçek denilen anlayış, kavranış ve istemle sahip olunup tadılanın, yaşanılanın sonlandığı bir nokta var mıdır bilinmez. Yaşayışın hiçliği gençken içsel olarak çokta anlaşılmaz. Gençlik ateşinin verdiği her yıkım yeniden yapılandırılırken çok şey düşünülmez. Sadece içsel arzuların güdüleriyle yapılanmalar öne çıkar. Ruhu dinginleştirir.

İnsan yaşamı yapılandırırken yaşanası yaşam sevdasını daha iyi algılar. Kendini daha iyi bilir. Başkalarının kötülüklerini daha iyi görür. Kendini her şeye yine yaşadığı bu yaşam anlayışına göre yapılandırmaya çalışır. Bu yapılanmada kendi güzelliklerini tanımlarken, ayıbını haksızlıklarını görürse yaşam sevdası adına daha bir olgunlaşır. Bu olgunluğunda başkalarının ayıp ve yanlışlarıyla oyalanmaz. Onları siper ederek kendi amaçlarını öne çıkarmaması insan olma adına yakışanı olmalıdır.

İnsan olgunlaşması oranında noksanlarıyla bilgilendikçe hala bilemediklerinin olduğunu anlar. Bu anlayış aslında bireyi küçültmek yerine mütevazı oluşunu öne çıkarır. Bilmediklerinin sınırsızlığını duyumsar. Elde ettiği şeylerin hiçliğini elde edilemeyenlerin sonsuzluğunu anlama yetisini kazandırır.

Bu kazanım bir yaşam gerçek yolculuğunun başlangıcıdır. Her birey geldiği noktada ki edinimleriyle kendine ait yaşama sevdasını yeniden tasarımlamak istese, esse, coşsa yeniden yapılandırsa kim bilir ne güzel olur. Ancak bu güzellikleri kainatı kendinde görmüş, özgürlüğü deniz mavisinde içine sindirmiş ve bir zerrede gönlünün sevdasını güneşin sıcaklığında algılayarak bir yaşam başyapıtını gerçekleştirecek her güzel yüreğe bir yaşam sevdası dilemek hepimize yakışandır.

Bedri Demirpençe

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Anlayış Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Anlayış yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Anlayış yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
canandemirel
canandemirel, @canandemirel
21.3.2012 20:25:39
10 puan verdi
Güne gelen yazıyı ve yazarını tebrik ediyorum...
SEVİLAY DİLBER
SEVİLAY DİLBER, @sevilaydilber
21.3.2012 00:25:48

İnsan olgunlaşması oranında noksanlarıyla bilgilendikçe hala bilemediklerinin olduğunu anlar. Bu anlayış aslında bireyi küçültmek yerine mütevazı oluşunu öne çıkarır. Bilmediklerinin sınırsızlığını duyumsar. Elde ettiği şeylerin hiçliğini elde edilemeyenlerin sonsuzluğunu anlama yetisini kazandırır.
işte izin özü bu cümlelerde yatıyor..
deneme yazınızı tebrik ediyor selamlarımı gönderiyorum..
canandemirel
canandemirel, @canandemirel
20.3.2012 21:57:32
10 puan verdi
Ben bu yazıyı okurken gençlik daha doğrusu 20li yaşlarıma gittim...O yaşlarda her şeye üzülen, ve hem eş hem de annelik görevlerimi yerıne getirmeye çalışıp yaşam sevdamı unutmuş gitmiştim...
Tek gördüğüm ve yapabildiğim çocuk sevdamdı...Onları büyütüyor tüm sevgimi vermiştim.. Üstelik bir de yakınlarımı mutlu etme çabası...Seneler geçti ben kendimi gördüm..Hızla geçen yıllarımı.. Oğullarım evlendikten sonra benim yaşam sevdam başladı. Tüm sevdiğim ve mutlu olacağım şeylerle meşgul oluyor yaşamımı en iyi şekilde geçirmeye çalışıyorum...Tüm yapamadığım, içimde kalan hobilerimle uğraşarak yaşam sevdamı en iyi en mutlu şekılde geçirmeye çalışıyorum...
Çok güzel anlam dolu ve düşündüren yazınızı ve yazarını yürekten kutluyorum...
Sevgilerimle...



canandemirel tarafından 3/20/2012 9:58:06 PM zamanında düzenlenmiştir.
Etkili Yorum
sunduzyaşar
sunduzyaşar, @sunduzyasar
20.3.2012 20:44:47
Merhaba..
Ortaçağdan rönesans dönemine geçişte anselmus'un ilk olarak insanı ön plana çıkardığı ve hümanizme ön ayak olan söz "insana dair hiçbirşey yabancı değildir bana" ve sokratesin söylediği" bildiğim hiçbirşey bilmediğim" sözleri hayatımın temel taşlarıdır, ve yazınızı okurkende bu sözler geldi aklıma..birde yine çok önemli mihenk taşı olan benim için "ayakkabım yok diye üzülürdüm, ayakları olmayan bir çocuk gördüm" belkide tüm yaşamı veya yaşam sevdası diye tariflediğiniz olgunun üç noktası bu düşün kaynağına uyabildiğimiz kadar gerçek olabilecektir. Ve yapılanabilinecektir bana göre..ve gençlik öyle böyle geçti .. belkide hayatın demlenme diye nitelendirdiğim şu dönemi gençlikte çokta önemsemediğimiz veya sistemin mecburiyetlerinden kendi iç sesimizi hiç duymadan bir başkaları için yaşayan bireyler (bu benim gözlemimdir) gün gelip kendi içsel yolculuklarınada çıkmaya başlarlar.. Birgün kendime sormuştum ben ne yemek seviyorum diye biliyordum anamın ne sevdiğini babamın ne yemek sevdiğini.. çocuklarımınkinide biliyordum ama kendiminkini unutmuştum..ve o gün birde ben varım dedim ve ondan sonra hep gülmeye çalıştım hayatı eğlenceli bir şekilde ve mutlu olacağım şekilde yaşamaya çalıştım zaman sınırlıydı yaşam sonsuz değildi..ve yaşadığım kadar daha yaşamayacaktım görev ve sorumluluklarımı kendime göre gençliğide feda ederek yapmıştım işte bu noktada yaşamın bir sevda olduğunu algıladım.. Kuşları böcekleri görmeye başladım, elime fotoğraf makinasi alıp çıktım deniz kenarlarına dalgaları seyrettim, çingene kadınlarla sohbet ettim, balıkçılara selam verdim nasıl balık tuttuklarını sordum vs vs artık gerçek anlamda yaşamın içinde hissediyordum kendimi..ve belkide sizin dediğiniz yaşam sevdamı bulmuştum böylelikle güneş dahada bir ısıtıyordu ama rüzgarada tahammülüm yoktu.. Her dönemi yaşamın bir yapılanmaya gebe ve bireyin görevi başkalarını mutsuz etmeden kendini mutlu etme yollarını bulma keşke yıllar önce keşfetseydim bunu.. anlamlıydı yazınız ve bana tüm bunları düşündürdü hissettirdi.. saygılarımı bırakıyorum sayfanıza..
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL